Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
222 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Schopenhauer’ın hayatı ile ilgili o kadar araştırma ve sözlerini o kadar incele, ama kitabını okuma! Ne kadar acınası bir durum öyle değil mi? İşte ben bu hataya düşmüştüm çünkü bunca zaman boyunca araştırdığım bu üstadın eserini alıp okumamıştım, çok yanlış yaptığımın farkına vardım. Bu kitabı okurken sizlere öyle bir mutluluk verecek ki (şahsen ben ilk elime aldığımda havalara uçamam sebep olan bu eser) keşke daha önceden okumuş olsaydım diyeceksiniz, hani vardır ya düşünürsünüz saatlerce ama bunu dile getiremez nasıl anlatsam dersiniz ya, işte öyle sizin içsel yorgunluğunuzu ve içsel çatışmanızı topluma karşı olan bakışınızı tek tek kaleme alan bu kitapta tekrardan doğacağınızın güvencesini verebilirim. Dostluk nedir ve dostlar ile ilişkiler nasıl yapılmalıdır, dostum dediğin insandan beklemediğin şeylerin, aslında olabileceğini tek tek nitelendiren bir yaklaşım bir biçim olarak karşımızda. Lafı fazla uzatmak istemiyorum öyle şatafatlı bir inceleme yapıp sizlere kendimi bilgisiz ama bilgin gibi göstermeyeceğim. Sadece şunu nitelendirmek istiyorum bir felsefe sevdası ile yanıp tutuşan her bireyin genci ve yaşlının yani herkesin okumasını tavsiye ederim. Bu kitabı okuyun ve ne demek istediğimi anlayacaksınız. (Okuyun ve muhakkak okutun, gözünüz kapalı bir şekilde insanlara önerin derim) ve tüm kitap severlere keyifli okumalar dilerim.
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,9bin okunma
472 syf.
10/10 puan verdi
Ne harika kitaptı..
19 karakter ve her birisinin kendi anlatımlarıyla hayatları, doğruları, aşkları, hırsları ... En başından nerede ve ne halde olduğumuzu az çok kestirmemize sebep olan, ama bir yandan da mantığımızın sınırlarını zorlayan bu kitaba hoşgeldiniz. Karakterler üzerinden katili bulmaya çalışırken resimlerin içine girerek renkler alemine sürükleniyorsunuz. Sayfaları çevirdikçe hem ölü, hem köpek hem de katil olabilirsiniz. Farklı kurgusuyla sizi içine çekecek, minyatür resim sanatı ve Osmanlı İmparatorluğu hakkında farklı bilgiler öğrenirken bir katilin peşinde izler süreceksiniz. Hem gizemli, hem polisiye; hem fantastik, hem tarihî.. . Olumsuz yorumları ciddiye almayın. Her Orhan Pamuk kitabı okunmayı hakeder. Ben her kitabını tereddüt etmeden alıp okurum. Siz bu kitabı okuyup sıkıldıysanız ya bir daha Orhan Pamuk okumayın yada ileriki yaşlarınızda bir daha okuyunuz. Ayrıca özellikle belirtmeliyim yaşınız 18yaş altındaysa henüz Orhan Pamuk okuma yaşına gelmemişsiniz demektir.. Şunu da eklemiş olayım bir yazarın beya herhangi birinin düşünce tarzı, siyasi görüşü, tercih ettiği yqşam şekli kendini ilgilendirir. Yaptığı işte iyiyse geri kalanı önemsemem. Size dw bunu öneririm.
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 199816,1bin okunma
Reklam
480 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz,aşkı öğrenemesek de... Elif Şafak'tan okuduğum her eser yazara hayran olmama sebep. Bu ne güzel bir anlatım, ne güzel bilgi ve ne güzel bir kurgu... Bazı kitaplar vardır, hani okurken sanki sizi de kitabın içinde o anlara şahit kıldıran, karakterlerin arasında dolaştıran, o dönemde, onların arasında onlardan biriymişsiniz gibi bir his verdiren kitaplar... Ben de işte gerçekle kurgunun iç içe olduğu bu kitabı okurken o hissi doyasıya hissedenlerden oldum. Bu eser benim için ayrı bir öneme sahip. Kitabı okurken o kadar benimsedim ki her sonuna yaklaştığımda daha yavaş okudum hep devam etsin istedim... Ama maalesef her güzel şeyin sonu olur zaten değil mi? :) Eser, Mimar Sinan'ın 4 çırağından biri olan Cihan'ın hikâyesi üzerine kurulu. Cihan, hem filbaz hem de mimar kalfası. Mimar Sinan'a karşı sadık, iyi bir öğrenci. 3 Padişah dönemine yer vermiş yazar. Dönemin camileri, insanları, yaşayış biçimleri, iktidar kavgaları, bilime karşı tutumları, dine olan bakış açıları ele alınmış. Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı olan Mihrimah'a âşık Cihan. (Mihrimah, Güneş ve Ay demek. Çok güzel bir isim değil mi?) Adına yaptırılan Mihrimah Sultan Camii'ye de gitmek bir gün nasip olur inşallah. Kitapla kalın, sevgiler.
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Keyifli okumalar Arkadaşlar
Gazetecilik sektöründe hayatını sürdüren İbrahim bir gün çocukluk arkadaşı Hüseyin’in vefat ettiği haberini duyar ve bu habere çok üzülür. Bunun üzerine Mardin’e gitmeye karar verir. Kendi halinde, sessiz ve tabiri caizse içine kapanık olarak adlandırılması mümkün olarak Hüseyin’in vefat durumu kendisine çok ilginç gelir ve bu durumu araştırmaya,
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,3bin okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yazarın üslubu okurken kahkahalar atmanıza sebep olurken aynı zamanda da düşünmenizi kafanızın karışmasını sağlıyor. İnsanı kendi yapan şeyler neydi? Acılar, mutluluklar, hüzünler... Bir sabah, bir pansiyonda uyanıyorsunuz ve nerede olduğunuzu kısacası hayatınızla ve kendinizle ilgili hiçbir şeyi hatırlamıyorsunuz. Hafızanız tamamen silinmiş ve kimliğiniz yok olmuş. Siz aynı durumda olsanız ne yapardınız? İşte kahramanımız böyle bir Adem.. Yazarın, kahramanın ismini Adem koyması da çok manidar çünkü Adem; adam, insan, insanoğlu anlamına gelmektedir ki, bence bu bir kişiyi değil bütün insanoğlunu temsil etmektedir diye düşünüyorum. Kendini, benliğini, özünü aramak için yola çıkan adam bir Adem var bir de bin Adem... Yazarın yazarken okuyucuyu da içine katmasını çok beğendim. Kitap, kurgusuyla somut ve soyut gerçekliğin iç içe geçmesiyle, dili ve anlatımıyla ciddi konuların, alaycı bir üslûpla, zamanın şimdi de olup mekânın sürekli değişmesiyle, kişisel arası diyaloglarıyla ve absürtlükleriyle, gerçek ile hayâl, olgunluk ile cahillik, unutma ile hatırlama, arama ile bulma gibi olguları okuyucuya sunuyor. Ve bu sayede sıkı bir beyin jimnastiği gerektiren bir roman olduğu gerçeğini de belirtmek isterim. İnsanın, insan olma çabası, hiç durmadan kendini araması, aradığını bulması ama bulduğunu asla anlamaması.. Okuduğum en güzel post-modern romandı. Zaman ve mekân kavramının olmayışı ilk defa bu kadar güzel etkiledi beni. "Hafıza dediğin kederdir kâtip yaz bunu. Dünya boşlukta nasıl duruyor sanıyorsun. O, boşluk değil keder. Kederi çıkar, dünya düşer. Unutma, unutma, unutma.."
İnsanın Acayip Kısa Tarihi
İnsanın Acayip Kısa TarihiGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 20211,713 okunma
500 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı yeni bitirdim ve o heyecanla hemen yorumumu yazmaya geldim. Kitabın hikayesi Çin’in Pekin şehrinde geçmekte.Baş kahramanımızın adı Shui Freng Yanlei Jisheng Yuan Yishi Ludi kısaca ise Sfy.Pekin de Sfy’ın dedesinin kurduğu görkemli bir hastanede aile boyu hatta bütün akrabaları ile doktorluk yapan bir aile düşünün.Dedesinin meslek aşkı sayesinde 17 yaşında Sfy da başarılı bir doktor olur.Buraya kadar her şey gayet normal taa ki bir gün nişanlısı kazada hayatını kaybedene kadar.İşte o günden sonra Sfy için hiç bir şey eskisi olmuyor.Çünkü baygınlık geçirip gözünü açtığında kendini bambaşka bir dünyada bulur. Gözünü açtığı yer ise yüz yıllar öncesinde bir sarayın saunasıdır.Asıl olaylar tam olarak burada başlıyor.Tabii ki çok fazla anlatıp sizlere spoiler vermeyeceğim ama Sfy’ı orada zor günler bekliyor.Bakalım bu zorluklarla nasıl baş edecek yada edebilecek mi? Düşünsenize gözünüzü kapatıp açınca giyimleri,kelimeleri,huyları farklı bambaşka insanlar karşınıza çıkıyor.Düşününce hem korkutucu geliyor hem heyecan verici. Sfy’ın prenslerle atışması beni baya güldürdü.Kendi doğrularından vazgeçmemesi de takdir etmeme sebep oldu.E bide sinir olduğum yanları var tabii böyle bir karakter benim yanımda olsa sinirden çatlar ölürdüm gibime geldi.Bazı hareketleri çok gereksiz ve saçmaydı neredeyse kitapla kavga edecektimNeyse ki sakince ve usulca bitirdim Seri olduğu için sonu heyecanlı bitti bakalım 2.kitapta bizi neler bekliyor Sırlar ve gizem dolu bu kitabı siz değerli arkadaşlarıma tavsiye ederim
Gelecek Geçmişin Çiy Damlası
Gelecek Geçmişin Çiy DamlasıTülin Baturu Ocak · Cinius Yayınevi · 09 okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabalar "Yaşamın verdiği toyluğa iliklenmiş aile ve ilişkilere dair hasarlı bilgim beni kendine güvensiz ve sessiz biri yapmıştı" İrem İstanbul Teknik Üniversitesi mühendislik bölümü okur, sorunlu bir ailede büyümüş olan İrem'in babası hakim annesi ise ev hanımıdır ve çok genç yaşta evlenmiştir babasıyla. On iki yaşında
Şiddetin Gölgesinde
Şiddetin GölgesindeLevent Sütçigil · Parma Kitap · 20248 okunma
560 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
LANET Herkese Merhabalar... Sizlere #lanet kitabının yorumu ile geldim. Kitabımı @arkadya_okumayadevam grubumuz için seçtim. Uzun zamandır kitaplığımda bekliyordu. İsim konusunda aslında kararsız kaldım acaba başka bir isim olabilir miydi diye ama zaten ismi ve kapağı görünce dikkat çekiyor ve hemen merak ediyor o ayrı... Ayrıca kitabımız aslında
Lanet
LanetPaul Wilson · Arkadya Yayınları · 2017167 okunma
111 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
1936’da Selanik’teki bir mülteci kampında doğan Andreadis’in hem anne, hem baba tarafından kökeni Trabzon. “Pontos’taki Evim”de, kampta geçirdiği çocukluk yıllarında büyükannesinin kendisine anlattığı aile tarihini ve 20li yaşlarının başında dinlediği bu hikayelerin peşinden köklerini aramak amacıyla Karadeniz bölgesine gelişinin hikayesini
Pontos'taki Evim
Pontos'taki EvimYorgo Andreadis · Belge Yayınları · 20075 okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Bu Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Molière deyince aklına komedi gelmeyen, zihninde gülünç sahneler canlanmayan var mıdır bilmem. Kendisi bu sebeple Fransız komedyasının öncülerinden kabul edilir. Kibarlık Budalası ise, 5 perdeden oluşan bir komedya. Kitabın üslubu ise, tipik Molière anlatımı şeklindedir: Güldürücü ve aynı zamanda düşündürücü.
Kibarlık Budalası
Kibarlık BudalasıMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20165bin okunma
Reklam
328 syf.
7/10 puan verdi
·
94 günde okudu
Kafamın son derece karışmasına sebep olan bir kitap oldu Kalp. İskender Pala, her kitabını ayrı ayrı zevkle okuduğum yazarlardandır. Onun bir eserini okumaya başladığımda elimden düşürmeden, genellikle bir çırpıda okurum. Kalp kitabına da aynı beklentiyle başladım. Kurgu bir eser değil yani bir roman ya da hikâye okumuyorsunuz. Ancak ben İskender Pala'nın kurgu dışı kitaplarını da sevdiğim için yine beğenerek okuyacağımdan şüphem yoktu ve arka kapak yazısını okuyunca aşk ve sevgi ile ilgili duyduğu, okuduğu anlatıları aktardığı bir kitap olduğu düşüncesiyle hevesle de başlamıştım. Lakin bir müddet sonra hevesim biraz kursağımda kaldı. Evet tahmin ettiğim gibi ara ara kalp, aşk ve sevgi ile ilgili eski anlatılardan, hikâyelerden ve mesnevilerden de bahsetmiş ancak bu sefer ilk defa bir kitabı beni sarıp sarmalamadı ne yazık ki. Kafamın karıştığı nokta da burası oldu aslında; okurken sıkıldım mı, hayır. Yani okurken ne okuyorum ben ya da sıkıcı demiyorsunuz ama hani bir kitabı okumak için içinizde bir istek olur, eliniz hemen ona gider ya işte bu kitapta o olmadı bende. Hep okuyayım bitsin düşüncesiyle kitabı elime aldım, tek sıkıntısı buydu. Bunun nedeni de sanırım heyecan ve merak uyandıran bir eser olmaktan öte tamamen düşünce yazılarından oluşuyor olmasıydı. Önerir misin, derseniz çok ikircikliyim. Eğer İskender Pala'yı hiç okumadıysanız Kalp'ten önce okunacak çok daha güzel kitapları var. Ama ben düşünce yazıları da okumayı severim, durağan bir kitap olsun, zihnim dinlensin derseniz de seçenekleriniz arasında bulunabilir.
Kalp
Kalpİskender Pala · Turkuvaz Kitap · 20194,438 okunma
457 syf.
3/10 puan verdi
Gökçen Koçan
Gökçen Koçan
Bazı kitapları okurken okuma savaşı verirsiniz ya . İşte ben bu kitapta onu yaptım günlerce saatlerce okumak için savaştım. Karakterler yerlerinde sayıyorlar. Ne ileri gidiyorlar ne de kendilerini geri çekiyorlar. Abartıldığı kadar güzel değil. Çok sevdiğim bookstagramlar kitabı önerdi, arkadaşlarım önerdi, pinterestte onlarca iyi yorum vardı. Hayal kırıklığı benim için. Hiçbir beklentim karşılanmadı. Hem kız karakter hem erkek karakter aşırı dengesiz. Bir dedikleri diğerini tutmuyor. Üstelik kız karakter erkek karakterle birlikte olmasının en büyük nedenlerinden biri barut kokması. Böyle bir sebep olabilir mi ya? Neymiş annesi gibi barut kokuyormuş. Annesine karşı duyduğu sevgi açlığını annesinin yerine başkasını koyarak doldurmaya çalışıyor. Alıştık aile sevgisi görmeyen karakterlere ama bu kadarına da pes yani. Son olarak okumayın okumayın.
Onsra
Onsra
Onsra
OnsraGökçen Koçan · Mythos Kitap · 2023304 okunma
122 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
DÖRT ANLAŞMA- DON MİGUEL RUİZ
KENDİNİZLE GÜNCELLEYİN! Genellikle bilinç düzeyi yüksek fertler olarak, yaşam kalitemizi arttırmak ve milyarlarca yıllık evrendeki kısacık ömrümüzde daha verimli bir zaman geçirmek için kişisel gelişimimize önem veriyoruz. Bize günlük hayatımızda faydası olabilecek, olay ve olgulara daha mantıklı tepkiler verebilmemizi sağlayacak düşünce, inanç,
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
137 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
Eserde, olay örgüsünden ziyade, anlatıcı konumundaki ana karakter Wahrlich’in gözlemleri ön plandadır. Felsefe doktoralı Wahrlich 41 yaşında, 27 yaşında iken eğitim düzeyine uygun bir iş bulamadığı ve 8 yıl boyunca aldığı öğrenim kredisini ödemek zorunda olduğu için bir çamaşırhanede şoför olarak işe başlar ve sonrasında organizasyon müdürü
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk
Mutsuzluk Zamanlarında MutlulukWilhelm Genazino · Ayrıntı Yayınları · 20204,065 okunma
64 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
70 bin kelime-i tevhid fazileti
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri, 70 bin Kelime-i Tevhid çekmiş, fakat sevabını hiç kimsenin ruhuna bağışlayıp hediye etmemişti. Duası edilmemiş öyle bekliyormuş. Bu muhterem zat, bir gün bir ziyafette yemek yerken, hâl ve keşif ehli, irfan sahibi bir gencin, elini yemeğe götürür götürmez ağlamaya başladığını görmüş. O gence : “Ne oldu, bir derdin mi var? Hasta mısın, bir yerlerin mi ağrıyor?” falan diyenlere genç: “Cehennemi gördüm Annemin orada azap çektiğini gördüm, görüyorum onun için ağlıyorum” diye cevab vermiş.Allah (CC) dostu okuduğu Kelime-i Tevhid'in sevabını hemen bağışlamış: “Ya Rabbi (CC) Biliyorsun ki, Tevhid kelimesini (Lâilâheillallah) cümlesini 70 bin kere okudum. İşte onun sevabını bu çocuğun annesini ruhuna azabtan kurtulması için hediye ediyorum” diye hediye etmiş.Allah(CC) Hzleri’nin sevgili kulu bu hediyeyi eder etmez, çocuk gülümsemiş ve “Annem cehennemden kurtuldu” diye sevinmiş. Ve yemek yemeye başlamış.Allah (CC) dostu bu muhterem zat: “70 bin Kelime-i tevhid'i okuyan ve okuyup başkasına hediye edildiği takdirde cehennem azabından kuruluşa sebep olur” Hadis-i Şerifi aklıma geldi ve okudum ve Hadis'in doğruluğunu kendi gözlerimle gördüm” demişti. Ey Hak yolcusu kardeş Kelime-i Tevhid okuyan cennete girecek ve Allah (CC) Hzleri’nin lütfuna erecektir .70 bin Kelime-i Tevhid okumak Allah (CC) Hzleri’nin dostu ve ehli olan muhteremlerce malumdur .Hatta halkımız arasında 70 bin Kelime-i Tevhid okumak meşhurdur
Nurlu Öğütler
Nurlu ÖğütlerMuhyiddin İbn Arabi · Şadırvan Yayınları · 2010166 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.