Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgi kusurları yok etmez onları da kabul eder bir insanı hiçbir sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız işte bu gerçek sevgidir
Muhasebe
Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri! Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide! Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide. Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası! Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası? Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık; Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık. Büyük meydana
Reklam
al bir yerine sok o fransızları ... evladı seni
İki taraf arasındaki anlaşmazlık sadece Ermenilerin taşkınlığından değil, Fransızların bu bölgeye sahip olmak isteyişlerinden ileri geliyordu. Nitekim onların bu istekleri, 22 Kasım 1919'da, cuma günleri Maraş Kalesi'ne bundan sonra Türk bayrağının çekilmeyeceğini söylemeleri üzerine, tamamıyla ortaya çıkmış oldu. Fakat mahalli hükümet,
Sayfa 200Kitabı okudu
Anzavur Ayaklanması
Öte taraftan boğazların doğusunda yaşayan halk arasındaki menfaat ve zihniyet ayrılıkları sebebiyle, İngilizlerin yapmış oldukları istiklal propagandası; Biga'dan Bolu'ya kadar uzanan dar bir şerit etrafında ve çeşitli adlar altında toplanmış olan bu insanlar arasında çabucak filizlendi ve Türk milli hareketini arkadan vurmak şeklinde
Sayfa 147Kitabı okudu
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Hikâye edildiğine göre, birinin başına bir felâket geldiği zaman "hayırdır!" derdi. Bir gece bir kurt geldi ve bu kişinin bir horozunu yedi. Bu durum ona söylendiğinde "hayırdır!" dedi. Sonra aynı gece köpeği vuruldu ve öldü. Bunun üzerine yine "hayırdır!" dedi. Sonra eşeği anırdı ve biraz sonra öldü. Yine "hayırdır!" dedi. Ailesi adamın bu sözünden iyice bıkıp usandı. Tam da o gece bazı bedeviler gelip onlara saldırdılar ve mahallede bulunan herkesi öldürdüler. Bu adam ve ailesinden başka kurtulan olmadı. Saldırgan bedeviler orada insanların bulunduğunu horozun ötmesi, köpeğin havlaması ve eşeğin anırmasından anlamışlardı. Adamın söz konusu hayvanlarının hepsi ölmüştü. İşte bunların ölmesi adamın ölümden kurtulmasına sebep oldu. En hikmetli tedbiri alan Allah ne yücedir!
Sayfa 46
Reklam
19.05.2024
Seni sevemem dedi. Nedeni ise havaların sıcak olmasıymış. Meğer kalbinin sıcaklığına bir de yaz güneşi eklenince fazla gelmiş! Ama sadece bu değildi, aslında daha derin bir sebep vardı. 'Senin sevgin bana ağır' dedi. İşte o an anladım ki belki de hislerimi yanlış zamanda yanlış şekilde ifade etmiştim.Belki de sevgim onun omuzlarında bir yük gibi duruyordu. Her kelimem her bakışım ona olan düşkünlüğüm ona ağırlık gibi geliyordu. Belki de benim kalbimde hissettiğim bu yoğun aşk, onun kalbine fazla geliyordu. Onu boğuyor, nefes almasını zorlaştırıyordu. Ama sevgim hiçbir zaman onu incitmek ya da zorlamak için değildi. Belki de bunu anlaması zaman alacaktı.Düşündüm, belki de sevgimi biraz hafifletmeliydim. Onun nefes alabileceği, rahatlayabileceği alanlar bırakmalıydım. Sevgi bazen sadece yanında olmak, ama bunu hissettirmeden yapabilmekti. Belki de ona zaman ve mekan tanımalıydım, kendi duygularını keşfetmesi için.Sonbaharın serin esintileri geldiğinde belki o zaman biraz daha özgür hissederdi kendini. Yaprakların döküldüğü o serin akşamlarda, belki de yükü biraz hafiflerdi. Belki de kışın, kar taneleri düşerken birlikte oturduğumuz sıcak bir köşede içimizdeki sıcaklığı paylaşabilirdik. Ama bu kez ona nefes alacak kadar hafif ama varlığımı hissettirecek kadar da sıcak olmalıydım.
92 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Aşk işte
ilk yayımlandığında olumsuz tepkiler almıştır. Alt sınıftan insanları ele alması, ahlaksızlık ve kanunsuzluk içermesi bu tepkilere sebep olmuştur. Bir asker olan Don Jose ile çingene kızı Carmen arasındaki ilişkiyi işlemiştir. Bu bağlamda Carmen, Batı edebiyatında aşkı ve kadın-erkek ilişkisini ele alan Tristen ve Isseut efsanesinin veya Madame de La Fayatte'nin La Princesse de Cleves'i (1678), Abbe Prevost'nun Manon Lescaut'su (1731) gibi edebiyat klasiklerinin doğal bir uzantısıdır. Bununla birlikte Carmen edebi tür bakımından çok daha yenilikçi bir sentezdir. Öte yandan, Carmen aynı zamanda hem klasik trajedi, hem romantik tiyatro hem de pikaresk roman ögeleri içermektedir. Merimee sadece bir yazar değil, aynı zamanda, ünlü bir arkeolog, tarihçi ve gezgindir.
Carmen
CarmenProsper Mérimée · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,903 okunma
Zorlama da vardır bu arada
Medine'de kimi kadınlar düşük yaparmış. Çocuk yaşasın diye böyle kadınlar, doğurdukları çocukları Yahudi ailelere bırakırlarmış. Hz. Muhammed Yahudileri Medine'den çıkartınca (Beni Nadir gibi), bu çocuklarla ilgili sorun çıkmış: Yahudiler onları beraberlerinde götürmek istemişler, çocukların asıl sahipleri de vermek istememişler. İşte 'Dinde zorlama yoktur' ayeti bunlarla ilgilidir. Yani bu yapay yöntemle siz bu çocukları Yahudi yapamazsınız denilmek isteniyor. Burada sebep-sonuç ilişkisi önemlidir. İmam Suyuti, ayetin bu olay üzerine indiğine ilişkin birçok kaynak göstermiştir.
Derdin de dermanın da sahibi O ﷻ.. Hem değil midir ki seven sevdiğini imtihana tutar -Sebep +Tartar işte.. Aşıkı sadık mı değil mi... Belli ki imtihandasın belli ki sevdiklerindensin... • Hay Sultan
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.