Güney ile Tahir’in nefes kesen aşkının sizi esir almasına hazır olun…
Güney; beyaza yakın sarı saçlı, mavi gözlü, çevresine huzur yayan genç ve güzel Güney... Kardeş acısıyla başetmeye çalışırken bir anda tanıdığı Tahir'ler yüzünden hayatı karmakarışık olan Güney... Tahir'lerden biri kardeşinin katili olduğunu düşündüğü ve intikam almak istediği
Oldukça güzel bir polisiye roman. Alan Wembury terfi eder ve baş müfettiş olur. Ringer adında meşhur bir katil vardır ve kız kardeşinin ölümüne sebep olduğundan avukat Meister'i yakalamak istemektedir. Öldü sanılan Ringer'ın yaşadığını öğrenen Meister paniğe kapılır. Bu arada Wembley'in hoşlandığı Mary Lenley'i sekreter olarak alır ve abisi Johnny'yi yaptığı hırsızlıktan ihbar eder. Alan ile birlikte bu işte Dr. Lomond çalışacaktır ve acaba Ringer'ı yakalayabilecekler midir? Oldukça güzel ve sonu sürpriz olan bir roman.
"Marilyn Monroe öldü diyorum ona
Ölümü siyah bir kakül gibi alnına düşürmesini bildi
Şimdiyse Cennette Nietzsche'nin metresi olması gerekir
Bunları diyorum daha ne varsa diyorum
İşte hiçbir sebep olmadığını sevişmemeye
İşte çocukluğumdan beri içimde bir önsezi olduğunu
Bunun bir gün birine rastlamak gibi bir şey olduğunu
Belki de bir günler bunun için Aydın'da bulunduğumu
Zaten nedense hep bir şehirden bir şehre yolcu olduğumu
İşte eflatun kakalı çocuklar olduğunu Kütahya'da
Ankara'da dokunak Yozgat'ta becerik olduğunu
Van'da güreşçi develer gibi süslediklerini kamyonları
İstanbul'da minarelerin lirik olduğunu köprülerinse dialektik
Acemi bir bulut bozuyor bütün görüntüyü eski bir şarkı gibi..."
ÜÇ SORU
Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar , kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı...
Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
En son ne zaman bir kadını sevdin?
Ama öyle öptün, sarıldın, uyudun falan değil; En son ne zaman bir kadını gerçekten sevdin?
Kaybetmekten korkarak, yanındayken bile özleyerek, deli gibi kıskanarak, koruyup kollayarak... Delikanlı adam korkmaz diye bir şey yok. Korkacaksın!
Sevdiğin kadını kaybetmekten korkacaksın, kıskanacaksın da... Sokakta elinden tutacaksın, tanıdığın herkesle onu tanıştıracaksın. "İşte benim hayatım bu!" der gibi tanıştıracaksın. Güzel bir kadın sevmek istiyorsan onu gülümseteceksin. Çünkü dünyanın en güzel kadını mutlu bir kadındır.
Bu yüzden kirpiklerini sev bir kadının,
Avuç içlerini,
Makyajsız yüzünü,
Uyku sersemliğini...
Saçlarını kesen bir kadının çektiği acıyı anlayabilecek kadar sev bir kadını.
Ve asla bir kadının saçlarını kesmesine sebep olma...
Nejat İşler
Bir insanı güzelliği için seviyorsanız;
-Bu sevgi değil eğlencedir.
Bir insanı ilginç olduğu için seviyorsanız;
-Bu sevgi değil merak hayranlığıdır.
Bir insanı zengin olduğu için seviyorsanız;
-Bu sevgi değil lüks merakıdır.
Ama bir insanı hiçbir sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız;
-İşte bu gerçek Sevgi’dir.
9 tane öykücüklerden oluşan bir kitap. Buket Uzuner'le tanışmama vesile olan ilk ve diğer yazılarını da okumama sebep olacak kitabı. Türkiye deki kadın yazarlar kesinlikle okunmalı. Kadının çektikleri sıkıntıları endişeleri kadından başkası aktaramaz. Hele ki kadını sadece köle olarak gören ve kadınları zayıf olarak görüp de onlara zulüm eden mahlukatlarin olduğu bir ülkede, kadınları okuyun. Onların ne kadar güçlü olduklarını göreceksiniz. Manevi istiraplara rağmen nasıl da başa cikabildiklerini göreceksiniz. Ölüm tehlikesine rağmen soluk alış verişlerimizi yanıbaşınizda hissedeceksiniz. Çünkü her yerdeyiz ve hayatı bize dar etmek isteyenlere mücadelemizi göstereceğiz.
İşte bu kadın yazar da size empati yapmayı sağlıyor. Özellikle de " Bir Erkeğin Dayanılmaz Bilinçaltı Tutkusu" adlı öyküsünde de "kadın olarak yaşayabilmek" teması çok güzel bir şekilde anlatılmıştır.
Şimdi efendim neresinde baslayayım bılemedım...
Polısıye roman severlerı tatmın etmesı mumkunken cevırmen yuzunden dıbe batırılmıs bır kıtap...
Kıtapta heyecanın doruga cıkması gereken yerlerde uzun cümlelerle basit bir anlatım yapmış, daha ılk satırlarda bos bır cumle ıle karsı karsıya kaldıgınızı fark edıyorsunuz ve bu da tum heyecanın
KATOLİK HRİSTİYAN YAHUDİ SAVAŞINDA DA " DA VİNCİ ŞİFRESİ " KİTABI
Ne oldu ise Dan Brown'ın " Da Vinci Şifresi " adlı kitabı ile oldu.
Savaş birden Katolik Hristiyan - Yahudi savaşına dönüşüverdi.
Dan Brown cin gibi bir Yahudi asıllı İngiliz ve de Amerikalı yazar. Brown eşiyle birlikte ABD'de, New England'da