Dîn, fazîlet-i ahlâkiye dimek olduğından, ahlâksız bir millet yaşayamayacağı gibi dînsiz bir kavim de pâyidâr olamaz.
Dînin gâyesi, cem'iyet-i beşeriyenin âhenk ve sa'âdet ve selâmetini te'mînden ibâretdir.
İnsânlar fıtraten mahkûm-u ihtirâsât oldukları içün, onları temeyyülât-ı sefîleden, tecâvüzât-ı gayr-ı muhıkkadan alıkoyacak
#Sırİstanbul ilk sayfalardan itibaren sizi olayların içine çekerek İstanbul'un tarihteki öneminden tarihi yapılarından gizli geçitlerine kadar sır kapılarını aralayacağınız bir maceraya davet ediyor. Ayrıca bu serüvenin içinde Hristiyanlık dininin Paganlara karşı verdiği mücadelede gizli geçitlerde saklanan kitaptaki sırra sizi de ortak
Hızla devam eden serinin beşinci kitabın da; Yeniden doğan Ejder Rand, Caracar'n olarak efsanelerin doğrultusunda kendi soyu olan Ailleri kıraçta tek çatı altında toplamaya çalışır. Fakat müttefiklerinden bazıları özellikle Couladin ihanet ederek Rand'a karşı savaş açar..Mat, Rand dan ayrı hayatına devam etmek istese de Desen yine onu
Umut, benim için okurken zorlandığım en zor kitaplardan biri oldu. Aslında savaş ve savaş karşıtı temalı, İspanya iç savaşı konu alan, savaş diyaloğu içeren kitapları okumaktan genel olarak keyif alırım. Hatta daha önce okumuş olduğum yine aynı konu içerikli kitapları çok beğendiğim için bu kitabı da araştırıp bu nedenle okuma listeme eklemiştim.
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar. Musmutlu bir gün olsun! Paul Cleave’nin Theodore Tate serisine yine ne yazık ki ilk kitabı bulamadığımızdan ötürü farklı bir kitapla devam ediyoruz. Yazar, alanında çok fazla yazara sahip olduğu için bu alanda her kitabı istenilen şekilde bulmak da haliyle kolay olmuyor ve bir kitaba ulaşamamanın sıkıntısı
CEVRİYE...
Cevriye bir hayat kadınıdır.
Her gün bir veya birkaç adamla birlikte olarak, hayatını kazanmaktadır.
Yine böyle bir gün birlikte olduğu adam tarafından çok kötü dövülerek gecenin bir yarısında sokağa atılır.
Baygın bir vaziyette kaldırımda yatarken bir adam bunu fark eder ve yardımcı olmak için kaldırmaya çalışır. Cevriye
''Jacques, bu mobilyaları kendi iradesi dışında sürüklendikleri sefil sondan bir rehine kurtarır gibi kurtardığına inanmaktadır; kaderin onu asla kaçamayacağı bir ödevle görevlendirdiğini hissetmektedir; içinde kimsenin yaşamadığı odaya bir göz attığında yatağın, yazı masasının, kitaplığın, o kişisel eşyaların bir ölünün yadigârlarını
Baştan söyleyeyim. Kurgu edebiyatta okuyucunun korkularına oynamak bana ucuz bir numara gibi geliyor. Daha önce ‘Radikal Şıkların Sayımı’ için de söylemiştim –orada da cahil halk kitlelerinin entelektüellere karşı nefreti ‘kitap okuyanlar’a yönelmiş bir öfke haline geliyor, ortaya çıkan şiddetin o kitabı okuyanlarda bir dehşet uyanması