Saat 23.20 kalbim ve ruhumun büsbütün doymasıyla kapatıyorum arka kapağı. Öncelikli olarak şunu söylemeliyim ki Nurettin Topçu yaşamı, kişiliği ve fikirleri ile beni fazlasıyla etkileyen bir fikir adamıdır. Kendisi felsefecidir, zaten kitabından da bir hayli anlaşıldığı üzere var olmak Nurettin Topçu için bir hareket felsefesidir. Eğer hayatınız boyunca birçok imtihandan geçip çokça ızdırap çekmiş bir kişiyseniz kitabı elinizden düşüremeyecek ve cümlenin sizde bıraktığı etkinin oluşturduğu şaşkınlıktan sonraki paragrafa geçemeyeceksiniz. Eğer çok da acı çekmeyen ya da olaylardan etkilenmeyen bir kişiyseniz bu kitap size başınızı kaldırıp etrafınıza hayranlıkla bakmayı ve acı çekebilmenin bir erdem olduğunu öğretecektir. ''Var olmak, düşünmek ve hareket etmektir.'' diyen Nurettin Topçu'ya göre var olmak, sevmek ve istemektir de ayrıca. yani birbirinin mütemmim cüzü olan bu kavramlar senin varlığının birer parçasıdırlar.
Var olmak için nasıl düşünülür? Zalime sevgi gösterilebilinir mi? Ruh var olmanın neresindedir? Hiç günah işlememiş bir kimse ya da hayatı hiç çileyle yoğrulmamış bir insan gerçekten yaşamış mıdır? Bu ve daha nice sorunun cevabı bu satırların arasında. Son sözüm şu olsun değerli okurlar: Merhamet edin, su arayan kuşa, sokakta kalmış insana, annesini kaybeden çocuğa. Ya da unutun bunları. Muhtaç olana herkes merhamet eder öyle değil mi? Ağaçta cıvıldayan kuşlara, sokakta gülüşen insanlara, annesiyle oynayan çocuğa da merhamet edin. Ama en çok da kalbi ümitsiz ve karanlık olana. Ne demiş Nurettin Topçu '' Dünyalar merhametle yaratılmıştır.'' İyi okumalar dilerim.