General Motors CEO'lugunu da
yapmış Charles Erwin Wilson'un
klasikleşmiş kapitalist deyişine taşlama:
"ülkenin çıkanna olan General Mo-
tors'un da çıkarınadır, ve General
Motors'un çıkanna olan ülkenin de çıka-
nnadır." Wilson (1890-1961), yeni bir kriz
yaşamamak, için ABD'nin bir 'sürekli
savaş ekonomisi'ne ihtiyacı olduğunu
söylüyordu
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Güzel Bir Delilik'in Guguk Kuşu (1975) ile ortak yönü çoktur. Her ikisi de 1960'ların ilk yarısında yazılmış romanlardan uyarlanmışlardır. Elliot Baker Güzel Bir Delilik'i 1964'de yayımlamıştır ve Ken Kesey'in, Guguk Kuşu 1962'de yayımlanmıştır. Jeffrey Berman'ın (1985), psikiyatrinin edebiyattaki imajlarıyla ilgili yaptığı eksiksiz ve psikanalitik açıdan ayrıntılı incelemesinde gösterdiği gibi, bu romanlar, en az Charlotte Perkins Gilman'ın "Sarı Duvarkağıdı" (The Yellow Wallpaper) adlı öyküsünü yazdığı 1892'ye kadar uzanan, psikanalize yapılan yazınsal saldırının bir parçasıdır. Gilman'ın yapıtı gibi, Virginia Woolf'un Bayan Dalloway (Mrs. Dalloway, 1952) adlı romanı da şefkatsiz bir psikiyatristi sunar. Psikiyatrinin olumsuz resmedilmeleri, 1950'lerde, T.S. Eliot'un Kokteyl Partisi'nin (The Cocktail Party, 1950), Joseph Heller'in Madde 22'sinin (Catch-22, 1955), Saul Bellow'ın Günü Yakala (Seize the Day, 1956), Vladimir Nabokov'un Pnin'inin (1957), John Barth'ın Yolun Sonu'nun (End of the Road, 1958) ve iris Murdoch'un Ezik Kafa'sının (A Severed Head, 1961) yayınlanmasıyla birlikte en yaygın hale gelmişlerdi. Bu kitapların tümü, 1964'ten sonraki filmlerde psikiyatriye yapılan saldırıların haberini veren aynı savları sunarlar: Ruh doktorları baskıcıdırlar ve kendilerini aldatan birer egomanyaktırlar. Bu romanlar, 1960'ların antipsikiyatri akımından önce yazılmışlardır ve ilginç olan şudur ki psikiyatristleri en sempatik biçimde işleyen filmlerin pek çoğuyla aynı anda vardılar. Fakat Amerikan filmleri 1960'larda psikiyatri için yeni bir bakış açısı ararken, bu romanların iletisi el altında hazırdı zaten.
1. 1984 (Bin Dokuz Yüz Seksen Dört) – George Orwell / 1949
2. All the Light We Cannot See (Göremediğimiz Tüm Işıklar) – Anthony Doerr / 2014
3. Beloved (Sevilen) – Toni Morrison / 1987
4. Catch-22 (Madde 22) – Joseph Heller / 1961
5. The Catcher in the Rye (Çavdar Tarlasında Çocuklar) – J.D. Salinger / 1951
6. Charlotte's Web (Charlotte'un
1. 1984 (Bin Dokuz Yüz Seksen Dört) – George Orwell / 1949
2. All the Light We Cannot See (Göremediğimiz Tüm Işıklar) – Anthony Doerr / 2014
3. Beloved (Sevilen) – Toni Morrison / 1987
4. Catch-22 (Madde 22) – Joseph Heller / 1961
5. The Catcher in the Rye (Çavdar Tarlasında Çocuklar) – J.D. Salinger / 1951
6. Charlotte's Web (Charlotte'un
Joseph Heller'ın Madde 22 (1961) adlı eserindeki Dunbar, zamanın yavaş geçmesini sağladığı için can sıkıntısını sever ve böylece hayatta yaşayacak iki katı kadar zamanı olabileceğine inanır.