" İnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir... "
Sayfa 32 - Türkiye iş Bankası yayınlarıKitabı okudu
"Yalan söyleme, haklısın ama doğruyu da söyleme. Değmez... İkisinin arasında bir durum daha vardır Ninno. Düşün oğlum, düşün... Hem bak yalanı hak etmeyen biri doğruyu hiç hak etmez. Bence ilişkimiz bir sır olarak kalsın. Onlar bir gün sana muhtaç olacak. Kapına düşecek, 'Ah Ninno, biz ettik sen etme, bu sene yağmur yağacak mı?" diye soracaklar bir gün. Ya da benzer bir şey olacaktır illa ki. Allah sana bu melekeyi niye verdi, hiç düşündün mü? Eziyet çekesin diye değil herhalde; bir yerde büyük bir iş yapasın diye. Yanlış mı? Düşündüm ve yola hak verdim. Bir daha da rüzgârla, suyla, ağaçla muhabbetim bende kaldı. Kimseye tek laf etmedim. Elbette ki sevgilim Dürdane dışında... Ta ki kaçak edip Faruk Ferzan kasabaya gelinceye kadar.
Reklam
Bu bir yerden tanıdık geliyor sanki :)
"Dinciler kapı kapı dolaşıyorlar, takımlar halinde evinize misafir geliyorlar, kadınlara, kap kaçak, tencere, portakal sıkma makinesi, kutularla sabun, bulgur, deterjan veriyorlar, yoksul mahallelerinde hemen dostluklar, kadın kadına yakınlıklar kuruyorlar, çocukların omuzlarına çengelli iğneyle altın takıyorlar. Oyunuzu Allah'ın partisi dedikleri Refah Partisi'ne verin, diyorlar, başımıza gelen bu yoksulluk, bu sefalet Allah'ın yolundan uzak düştüğümüz içindir, diyorlar. Erkeklerle erkekler, kadınlarla kadınlar konuşuyor. Gururu kırık, öfkeli işsizlerin güvenini kazanıyorlar, akşam tencerede ne kaynatacağını bilmeyen işsiz karılarını sevindiriyor, sonra yeni hediyeler vaat edip kendilerine oy vermeye yemin ettiriyorlar."
Yaşıyorum sessizce...
"Ne kap, ne kacak ; gönül dolusunca yaşıyorum."
Sayfa 139 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Insan kendini kacak hissettikten sonra hicbir yerde ozgur degildir, iceride ya da disarida olmus hic fark etmez.
Yaşamanın bir başka adı direnmek
Kekik, reyhan ve kaçak tütün kokusu taşırdı rüzgar, Alçak damlı evlerin yüksek küçük pencerelerinden soluk ışıklar yağıyordu geceye, Köpek havlamaları korkulara karışır kaygıları beslerdi, Sonra dağlardan kurşun sesleri gelirdi, belirli belirsiz Namlunun ucunda çırpınırdı yürekler Ağıtlar yankılanırdı dağlara doğru Kapılar kırılır, talan edilirdi sevdalar Umutlar ve insan olan ne varsa… Ve kan akardı derelerimizden; Zilan, Munzur, 33 kurşun, Newala Qasaba Ve ülkenin bütün derelerinde…O iklimde kalırdı acılar Duymazdı bir Allahın kulu çığlığımızı Ve dağlara sevdalanırdık Karabasan gecelerin sabahlarında Direnmek kalırdı Kürde Yaşamanın bir başka adı direnmektir…
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.