Gençlik, kanı kaynatan taşkınlıkları, dünya ve gönülle ilgili belirsiz içgüdüleri, aşk çarpıntıları, gözyaşları, çığlıklar!
.. Ah! Siz, çoğu kez, karanlık veya donuk renklerinizle geri geliyorsunuz, kaçak, itişip kakışarak, kış gecelerinde duvarların üstünden koşarak geçen gölgeler gibi. Ve çoklukla, çoktan geçip gitmiş herhangi bir güzel günün anısı karşısında kendimden geçiyorum; hâlâ kulaklarımda çınlayan ve hâlâ neşeyle kalbimi çarptıran kahkahalar ve gülüşlerle..
Garip bir his var içimde, sanki derinlerde bir yerde çok çok sevdiğim bir şeyi kaybetmiş gibiyim. Ama hatırlamıyorum! Biri zihnimi silmiş de duygularım kaçak kalmış gibi içeride.
Kaçak göçek de olsa ağabeyi ve ustası gibi sevdiği Nâzım'ı buldu.
Şair, fena halde âşık olduğunu söyledi, önemli bir sırrı paylaşır gibi Sabahattin'e. Piraye'yle birlikteydi.
Hakkında kovuşturmaların sürdüğü bir dönemdi.
O yıl Cici Berber, Düğün Gecesi, Fena Yol, Karım Beni Aldatırsa, Söz Bir Allah Bir, Naşit Dolandırıcı isimli filmlerin senaryolarını yazmıştı. Cici Berber ve Düğün Gecesi için yönetmen koltuğuna da oturmuştu.
Arandığı için, hem senaryo yazarı hem de yönetmen olarak Mümtaz Osman takma adını kullanıyordu.
Kaybolan her şeyin -kurumlar, değerler, yasaklar, ideolojiler hatta düşünceler- kaçak bir şekilde yaşamayı sürdürdüğü ve gizli bir etkileme gücüne sahip olduğu söylenebilir.
Sayfa 15 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu