" Şu geceye bak... Şu güzel geceye ve şu kötü kadere!.. "
Sayfa 14Kitabı okuyor
"Kevok" diyor Baz," "Şu güzel geceye bak... Şu güzel geceye ve şu kötü kadere!..
Hep kendine kızıyorsun, kendini suçluyorsun. Üzülüyorsun, belki de ağlıyorsun.
"Bir türlü becereme-diklerin" için "bir türlü gücünün yetmediği şeyler" için. Oysa ne "beceriksizsin" ne de "çok istediğin şeyler için az çaba sarf ettin"! Kendine gel "aciz" hiç değilsin!
Tek yapman gereken, nasip kısmet neydi bir daha düşünmelisin.Ayrıca "nasip" demek "acizlik" değil,
Kadere tevekkül etmektir. Daha fazla üzülme ve lütfen benim için iyi bak kendine.
Sevdadır
Göğü kucaklayıp getirdim sana
kokla
açılırsın
solmuşsun
benzin sararmış
yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
öyle bükük bakma bana
Sayfa 105 - VE YAYINEVİ, 8. BASIM: NİSAN 2021Kitabı okudu
Hiçbir seye nefretle kizarak bakma. En azindan sefkatle bak. Gelene râzi ol. Çünkü Allah isini bilir. "Men âmene bi'l-kaderi, emine mine'l-kederi" Kadere iman eden keder-
den emin our. Derya gibi kâbiliyyetli ol.
Çöp de atsan itiraz etmez, tas da...
Köpegin agznin degmesiyle deniz pis- lenmez... Hazreti Mevlânâ.
"Kadere bak," dediğinde ifadesi sertleşti. "Küçükken aşık olduğum kız gibi karanlıktan korkuyorsun. Söylesene Lilith, sen de onun gibi bende iz bırakır mısın?"
Sayfa 415Kitabı okudu
"Allah'ın ilk yarattığı mahlûk kalemdir..."
"Bak güzel oğlum, kadere iman etmedikçe ne hakkıyla Allah'ı tanırsın ne de imanın tadını alırsın." dedi. "Babacığım, kaderin hayır ve şerrinin neler olduğunu nereden bilebilirim ki?" dedim. Babam, "Şu noktayı iyi belle: Kaderinde olmayan bir şey asla başına gelmez; kaderin olan şey de asla senden kaçmaz, Oğlum, ben Resûlullah'ı dinledim, şöyle buyurdu: "Allah'ın ilk yarattığı mahlûk kalemdir. Ona: 'Yaz!' dedi. O da o andan itibaren kıyamet gününe kadar olacak hadiseleri yazdı.' İşte; oğlum eğer bu inanç üzere ölmezsen cehenneme girersin." dedi.
Sayfa 253Kitabı okudu
Aristo’ya hocalık edecek kıvamdayım sabahın dördünde…
Ekmek şarap sen ve ben
bir de sabahın dördü
dışarda kar
odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir
oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
Ben klasik bir kadere teslim olmak istemiyorum ve öldükten sonra değil,şimdi anlaşılmak istiyorum..
Sayfa 23Kitabı okudu
Kendimi mutlu hissediyorum. Bu duygunun ve şansımın keyfine varmak istiyorum ama zihnimi sürekli kurcalayan bir şey var. Kısık bir ses bana, "Her şey fazla iyi gidiyor," diyor. Fırtına öncesi sessizlik gibi...
Normal bir hayat aslında böyle mi olmalı? Çünkü ben sürekli dram yaşamaya alıştım. İşlerin sürekli ters gitmesine alıştım. Mücadele etmeye, ağlayıp sızlanmaya, tam anlamıyla istediğim şey olmasa da idare edebileceğimi düşündüğüm şeylerle yetinmeye alıştım.
Sayfa 102Kitabı okudu
Şaşı bak şaşır…
“ Basit bir optik kaydırma değil, tasavvufa bir anahtar. Gördüğünüzde doğru görmediğinizde.”
Kadere bak kadere :)
1924'te Hilafetin kaldırılması ile ilgili kanunu teklif edenlerin başında yer alanlardan biri, Halvetî şeyhi Şeyh Saffet'dir.
Sayfa 136 - Dergâh
Bak, sefilik ve felaketler uzun sürdüğünde ve devamlı olduğunda ya derhal ölümle sonuçlanırlar ya da devam etmesi öyle bir alışkanlık yaratır ki en şiddetli anda bile acıyı hafifletmeye yararlar. Talihsiz ve felaketlerle dolu bir kaderden hiç düşünmeksizin, aniden mutlu bir kadere geçtiğinde ve çok geçmeden eski talihsiz kaderine dönüp zahmetlerini çekmeye ve felaketlerine katlanmaya başladığında öyle şiddetli bir acı hissedersin ki eğer bu acı canını almazsa, seni yaşatarak, sadece daha çok eziyet çekmene yarar.
“Bu hafta bir süre evin her yerine bıraktığım bulaşıkları toplayabileceğim.”
“Mükemmel zamanlama,” dedi Gus. “Kadere bak, neler yapıyor.”
Sayfa 297Kitabı okudu
Geçmişi dert etmek, geçmişle hüzünlenmek veya geleceğin endişesi ile mahvolmak insanın zayıf yanlarındandır. "Geçen geçti bırak onu dert etme. Gelen gün ya gelir ya gelmez onun da endişesine kapılma. Bak neler olmuş neler, hâlâ olur âlem bu ya. Dünya dönüyor, âlem bu, ne- ler yaşanır, ne cilvelerle karşılaşılır. Bugün ağlanan şeylere yarın gülünür, belli olmaz. Onun için müsterih ol," diyor şair. Şems-i Tebrîzî hazretlerinin bir sözünü hatırlatmak uygun düşer burada: "Dünyam altüst olacak diye etme telaş, bakarsın altı üstünden iyidir." Bizler Allah'ın kulu olduğumuz için onun bize ne ihsan edeceğini bilemeyiz. Bazen imtihan sebebiyle en tatlı nimetler acı ambalajlarla gönderilir. Bu bir imtihandır. İtiraz etmeden acıları nasıl karşılayacağımızla imtihan eder Allah bizleri. Kullara düşen kadere iman ederken kederden emin olmaktır: Men âmene bi'l-kader, emine mine'l-keder.
