İnceleme yazılarının kitabın içinden bilgi vermemesi kanaatinde olduğum için size ön bilgi verip tadınızı kaçırmayacağım. Ben bu kitabı 2. El dükkanından çok ucuz bir fiyata aldım ve popüler kültüre ayak uydurduğunu düşündüğüm için de kitaptan beklentilerimi bir hayli kıstım. Bundan 1 ay öncesine kadar da her kitabın okunabilir olduğunu düşündüğüm için kitabı satın aldım. Beklentimi düşürdüğüm için midir, bilinmez fakat kitapla derin bir bağ kurduğumu düşünüyorum. Şems ile Rumi'nin aralarında oluşan dostluk ve aşk derince işlenilmiş. Kitap bana inancı düşük insanları İslam'a yönlendirmek ve ısıtmak için yazılmış gibi geldi. Dili yalın, olaylar net bir şekilde anlatılmış; sizi zorlamıyor, aksine daha çok okuyasınız geliyor. Kalp temizliğinin insanın dışından çok daha önemli olduğu, ve kalplerin ancak Tanrı'yı anarak O'na yakınlaşacağını anlatıyor. Kitapta geçen kısımlar gerçek veya değildir, bilemem fakat önemli olanın yalnızca kalp temizliği olduğunu düşünmüyorum.İnsan, yalnızca kalbini temiz tutarak ve O'na bağlı olduğunu söyleyerek tam anlamıyla dindar biri olamaz. Kitap bize inançlı biri olmak için nasıl düşünmeliyiz, onu anlatıyor. Bilirsiniz ki dindar biri olmakla inançlı biri olmak arasında ince bir çizgi yer alır. İnancı düşük bir insan olduğum dönemde okuduğumdan kitapta geçen olaylar ve 40 kural kalbime huzur getirdi. Hayatıma daha pozitif bakabileceğimi öğretti. Normalde asla yapmayacağım bir şey yaparak önemli yerlere renkli kağıtlar yapıştırdım. Tam bir başucu kitabı. Yalnız, okuyan insanın dinin bilincinde olmasını öneririm. 
Elif Şafak
Kitab oxumağa başlayandan bu ana qədər ən sevdiyim şeylərdən biri də, kitablarla bərabər onların yazarları haqqında da oxumaqdır. 
Nilgün Marmara qələmini təsadüfən kəşf etdim amma bir şeirlə yox intihar məktubu ilə. Və bir daha anladım ki,sosial varlıq olaraq yaradıldığımız bu həyatda insanlar arasında tək olmaqdan daha qorxunc bir şey yoxdur .Kitabı dərk edə bilmək üçün bir az dərin düşünmək lazımdır. Kənardan hər nə qədər qəribə kimi görünsə də bəzi cümlələrdə həm çox böyük həm də çox ağır mənalar var. Və bu əlbəttə ki,mənim individual fikrimdir amma əgər diqqətlə oxusanız, yazarın əslində nə qədər yalnız bir qadın olduğunu hiss edə bilərsiniz.Təəssüf ki,bəzən dəyərimizin anlaşılmağı üçün itirilməliyik, bu insanoğlunun nankorluğunun ən bariz nümunəsidir((
KAĞITLAR - NİLGÜN MARMARA
(Alıntılar)
Uçurumlar var, uçurumlar diyorum. Ben insanlar, insan arasında.
Siz kim bilir kaç gece
bir gülün ölümünü aldınız,
bir ipek simya ve nice - katmanlar aradınız.
Ben böyle yalnızken, kendim kendime fazla geliyorum. Eksiltin beni daha çok!
(İnceleme)
• Ah Nilgün Marmara… Kalemi acı kokan, yüzü berrak.
• Yazılarının biri tarafından okunacağını bilmeden direkt yüreğinden cikanlari kağıda döken, her satırda ruh halini yansıtan ve kendisini bize pürüzsüz ileten bir kadın.
Dünyadan ‘yara’ diye bahsetmesi ise kendi elleriyle hayatını niye sonlandırdığını anlatır nitelikte.
• Bu eserde Marmara’nın yazdığı şiirlerin, bağımsız dizelerin, mektupların bir tomar kağıt arasından bulunup derlenmesi sonucu oluşmuş. Daktiloya çekilmiş şiirler eserinde yayımlanmış bazı şiirlerin ilk halleri de mevcut.
Sayfanın bir yüzünde kendi el yazısı nüshaları, diğer yüzünde temize çekilmiş halleri bulunuyor.
Ruh halini anlayamayız belki ama okurken bile o girdiği çıkmaz insanı üzüyor.
Keyifli okunmalar dilerim. Nilgün Marmara