200 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Spoiler Uyarısı Hercule Poirot... Agatha Christie ile tanıdığım kendisinin de çokça övdüğü zekasına hayran olduğum o dedektif. Liseden bu yana bir çok kez cinayet çözümlemesine şahit olduğum o adam, bu kitapta veda ediyor bana. Hiç düşünmezdim, aklımın ucundan geçmezdi veda edeceği ve kitap bitene kadar oradan bir yerden çıkıp " Aslında gitmedim sevgili dostum hep buradaydım, seni kandırdım!" demesini bekledim. Ben hikayalerinde hep Hastings oldum ve Poirot giderken bile beni düşündü. O zaman bir karakteri bu kadar özümsediysem buradan ona veda etmeyi de kendime hak görüyorum. "Sevgili Poirot, seni tanıdığım için çok şanslıyım, orada bir yerlerde belki de zihnimin derinliklerinde hep iyi ol. Elveda sevgili dostum!" Ve perde indi gerçekten!
Ve Perde İndi
Ve Perde İndiAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20201,805 okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
Lawrance Durrell’in İskenderiye Kütüphanesi’nin ikinci kitabı olan “Balthazar”la macera devam ediyor. Aslında “Justine, Balthazar, Mountolive ve Clea” tek bir olay örgüsünü anlatıp, her kitapta bir önceki anlatıyı ayyuka çıkaran yapısıyla, çapraz sorguya çekilmiş bir okur gibi hissediyorsunuz. Her okuduğunuz ayrıntı, bir zaman sonra yazar tarafından adeta, “kandırdım sizi” diye bir ses beliriveriyor. Durell’in uzun yıllarını İskenderiye’de geçirdiğini de okuyunca, bu anlattıklarının ne kadarının gerçek ne kadarının kendi kurgusu olduğunu hakikaten merak ettim. Şöyle bir kurgu ve gerçeklik yüzdeliğini paylaşmasını isterdim açıkçası. Justin’de öğrendiğiniz neredeyse bütün bilgiler, Balthazar’la beraber tamamen yerle bir olup, bildiğimiz her şeyim tamamen yanlı ve yanlış bir anlatım olduğunu öğrendik. Öyle bir seri ki bu, spoiler vermeden de kitap hakkında yorum yapmak oldukça güç. Ben açık açık zorlandığımı sizlere yazıyorum, ey okurlar. Yorumu kitaptan bir alıntı ile sonlandırıyorum. Son kitap olan Clea’da sanırım net ve geniş bir yorum yapabilirim. “Çok merak ediyorum, acaba bütün bunlar bana ancak neden şimdi söyleniyor? Dostlarım baştan beri her şeyi biliyor olmalıydılar, oysa hiç kimse tek söz etmedi. Ama elbette doğrusu da bu; cambaz gergin ipin üstündeyken hiç kimsenin tek söz söylememesi, hiç kimsenin karışmaya kalkmaması, hiç kimsenin en küçük bir fısıltı bile çıkarmaması gerekir; herkes öylece oturur gösteriyi izler, ancak iş işten geçtikten sonra akıl veren çok olur.” Sayfa 50.
Balthazar
BalthazarLawrence Durrell · Can Yayınları (Modern) · 2022315 okunma
Reklam
181 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu kitaptan ne öğrendim bilmiyorum ama çok şey bilinçaltıma girdi gibi geliyor. Pür dikkat okudum. Zevk alarak değil ama “çok önemli şeyler anlatıyor,bir satır bile kaçırmayayım” diye diye bitirdim. Ağır bir kitap bence, bilgi dolu ve yavaş ilerliyor.
İnsan Olmak
İnsan Olmak
kitabını okuduğumda, yazarın ne kadar yetkin bir Psikiyatrist olduğunu fark etmiştim. Bu kitabın da benzer içeriği olduğunu düşünmüştüm fakat daha çok deneme türünde denilebilir. Yani yazar yer yer kendi anılarına, düşüncelerine ve deneyimlerine yer vererek, bir şeyleri ispatlamaya çalışmadan ortaya karışık yazılar dökmüş ortaya. Kitabın adı gibi; Hayat. Mesleki yetkinliğinin yanı sıra, entellektüel donanımını da taktir ettim. Çok okuduğu, bir çok alanda az biraz bilgi sahibi olduğu satırlardan anlaşılıyor. Tarihi olay ve olguları uzman bakış açısı ile psikoloji penceresinden değerlendirmesi eserden daha çok sevk alarak okumamı sağladı. Uzun zamandır okuduğum türlerden farklıydı. Doğrusunu söylemek gerekirse bambaşka bir bilgi okyanusunun kenarında buldum kendimi ve bir kez daha cehaletimin farkına vardım. “Asla yeteri kadar bilgili olamayacağım” düşüncesinin yakıcılığı bir anlığına gelip oturdu göğsüme. Sonrasında, yolda olmanın bilgeliğe ulaşmaktan daha zevkli olduğu savı ile kandırdım kendimi ve okumaya devam ettim. Yeni ufuklar açan, güzel bir kitap. Mutlaka okunmalı diyemem ama vaktiniz varsa bir şans verebilirsiniz.
Hayat
HayatEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20234,185 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Kayıp bir babanın, kaybedilen bir ülkenin ve bir diktatörün altında kayıp yaşamların öyküsü: Dönüş. Hisham Matar, Pulitzer ödüllü bu metninde Kaddafi rejiminin ondan aldığı babasının izini sürüyor, bir yapbozun parçalarını birleştirircesine ilerleyerek geriye bakıyor. Rejim tarafından kaçırılan babasının ardından yirmi iki yıl sonra ülkesi Libya’ya dönen Matar, bu anlatıda umudu ve umutsuzluğu, varlığı ve yokluğu, kaybı ve kaybın devamında süregiden yaşamı ele alıyor; edebiyatın ve sanatın rehberliğinde çatallı yollar takip ederek sabit olmayan bir değişkeni, geçmişi inşa ediyor “Kaddafi babamı aldığında beni de babamın hücresinden çok daha büyük olmayan bir yere tıkmış oldu. Bir aşağı bir yukarı volta atıp durdum, bir yöne doğru öfkeyle, diğer yöne doğru nefretle, ta ki içimin küçüldüğünü, katılaştığını hissedinceye dek. Ve genç olduğum için, nefret ve öfke de genç bir adama has duygular olduğu için, bendeki bu dönüşümün iyi bir şey olduğunu, bunun ilerleme sayıldığını, canlılık ve kuvvet belirtisi olduğunu düşünerek kendimi kandırdım. yirmili yaşlarımın büyük bir bölümünü böyle geçirdim, ta ki 2002 sonbaharında, babamı kaybedişinden on iki yıl sonra, kendimi Paris’te Pont d’Arcole’ün kenarında, aşağıdaki yemyeşil sulara bakarken bulana kadar.”
Dönüş
DönüşHisham Matar · Siren Yayınları · 087 okunma
479 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
55 günde okudu
RUH PROLETERYASININ ÇÖKÜŞÜNE DAİR
Parıltılı oyunlar istemiyorum, çamura batmış suratların, düşünce deposunda yer kalmamış kahramanların oyunlarını istiyorum. 55 günlük bir yaşam savaşı içinde kalmış bulundum. Bazen 10 gün dokunmadım kitaba. Sanki kendi hayatımın telaşı sona erecekmiş gibi, sakin bir zihinle okuyacakmış gibi kandırdım kendimi. Sonra zihnimin, düşüncelerimin rahat
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,4bin okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kelebek ve Kuğu Devrimi
Bu kitaba bir ara başlamış, ancak bırakmıştım. Nedenini hatırlamıyorum. Sanırım özel bir okuma olmasını istedim, belki de benim için karın ağrısı, hoş olmayan zamanları hatırlattığı için kendimi kandırdım. Ama sonunda yine de elime düştü. Demek ki romanın benim için zamanı gelmiş. Roman 8-9 yaşlarında Ali (gecekondu çocuğu) ile Ayşe (orta sınıf
Devir
DevirEce Temelkuran · Can Yayınları · 20162,527 okunma
Reklam
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.