Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bitti...
Kano ve kadırgalardan buharlı gemilere ve uzay mekiklerine vardık ama kimse nereye gittiğimizi bilmiyor. Her zamankinden daha güçlüyüz ama bunca güçle ne yapacağımızı bilmiyoruz. Daha da kötüsü, insanlar her zamankinden daha sorumsuz gibiler. Uymamız gereken yegane yasalar fizik yasaları ve kendi kendini yaratmış küçük tanrılar olarak kimseye hesap vermiyoruz. Diğer hayvanları ve etrafımızdaki ekosistemi sürekli mahvediyoruz ve bunun karşılığında sadece kendi konforumuzu ve eğlencemizi düşünüyoruz, üstelik tatmin de olmuyoruz. Ne istediğini bilmeyen, tatminsiz ve sorumsuz tanrılardan daha tehlikeli bir şey olabilir mi?
Sayfa 408Kitabı okudu
80 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitabı sevdim. Yazar 1900-1901 yıllarında yapmış olduğu bir gezide arkadaşı ile başlarına gelenleri hikayeleştirmiş. Tuna nehri üzerinde arkadaşı ile kano turu yaparken, şiddetli rüzgar ve suların yükselmesi sonucunda söğütlerle dolu bir adaya sığınmak zorunda kalıyorlar ve olaylar başlıyor. Gece boyunca rüzgar sesi ile karışan tuhaf sesler, çadırlarının üzerine düşen korkunç söğüt gölgeleri gibi ürkütücü ögeler görüyorlar. Korku ortaya çıkınca akıl da yerinden çıkıyor tabi. Yazarın İsveçli seyahat arkadaşı da korkusunu belli ediyor ve kitabın sonlarına doğru anlattığı düşünceleri yazarı iyice geriyor. Kitabın sonu da enteresan bir şekilde bitiyor. 80 sayfa boyunca yazarın cümleleri ile kendinizi o mekanlarda söğütlerin arasında hissedebilirsiniz. Çok güzel betimlemeler var. Hayal gücünüz sizi de korkutabilir mi?
Söğütler
SöğütlerAlgernon Blackwood · İthaki Yayınları · 2022405 okunma
Reklam
Kano ekolünün "prenslere yönelik" resminin tersine Ukiyo-e, Budist ve Konfüçyüsçü temalara daha az, gündelik hayatlarıyla ilgili olanlara ise daha çok ilgi duyan yeni tüccar ve şehirli sınıfların ihtiyaçlarına cevap verir.
Sayfa 168 - Batı'yı Etkileyen Japon Resmi.
Şehir sokaklarında yürüyen gövden, tepelere ve dağlara tırmanan gövden, sandalyelerde oturan, yataklarda yatan, plajlarda kumlara uzanan, kır yollarında bisiklete binen, ormanlarda, otlaklarda ve çöllerde yürüyen, atletizm pistlerinde koşan, parke döşemelerin üstünde bir yukarı bir aşağı zıplayan, duşun altında duran, ılık su dolu küvetlere giren,
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okudu
738 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Japon Edebiyatının modern dönemde en gür çıkan seslerinden olan Murakami yazdığı eserlerle 50 den fazla dile çevrilen dünya çapında evrensel bir yazardır. Ülkemizde Doğan Kitap tarafından edebiyat dünyamıza kazandırılan Murakami'nin Sahilde Kafka kitabını okudum. Kitap 2005 yılında Yılın En İyi Romanı(New York Times), 2006 World Fantasy Ödülü
Zemberekkuşu'nun Güncesi
Zemberekkuşu'nun GüncesiHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,425 okunma
Beş saatlik kano yolculuğu sonucu akşamüstü Botoke Köyü'ne varıyoruz. Kanolarımız köye yaklaşırken çocukların çığlıklarını ve "Mondela" diye bağırışlarını duyuyoruz. Beyaz insana, "model insan anlamında "Modella" demişler. Bu söz, halk ağzında bozularak "Mondela"ya dönüşmüş. Özellikle çocuklar, arkamızdan hep bu şekilde bağırıyorlar
Sayfa 102 - Kongo'da bir köyKitabı okudu
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"Zihinlerimizin korkumuzu ele vermesine müsaade edersek kayboluruz, ebediyen kayboluruz." "Hayalet Adam" lakaplı Algernon Blackwood doğaüstü konulara ve doğaya düşkün seyahati seven bir yazardır. Özellikle hayalet hikayeleri ile ünlenen yazar 1900-1901 yıllarında Tuna Nehri üzerinde yaptığı seyahatler sonucunda Söğütler
Söğütler
SöğütlerAlgernon Blackwood · İthaki Yayınları · 2022405 okunma
Kano yapmışlar
Bu zor yerden sonra ağaçlarla kaplı bir ovaya geldik. Burada barbar taşımacılar bizi karşıladı ve bizi kanolarla nehrin karşı yakasına geçirdiler. Bu kanoları tek bir ağaç gövdesini keserek ve içlerini oyarak kendileri yapmışlardı. Bunları elbette bizim için yapmamışlardı, daha önce yolda karşılaştığımız barbar gücünü nehrin karşısına taşımışlardı. Çünkü Attila, sanki avlanmaya gidermiş gibi Roma topraklarına geçmek istiyordu.
Kırsal bir alanda huzurla akan bir nehir düşünelim. Suyun üzerinde kano ile huzurla giderken farklı iki uca savrulabiliriz. Hiçbir kontrolün olmadığı kaos ve hoşgörüsüz, uyumsuz ve fazla kontrolün olduğu katı düzen. Bu iki yakadan ne kadar uzak kalmayı başarırsak, kendini iyi hissetme nehrinde o kadar uzun vakit geçiririz.
Giorgos Dalaras
youtu.be/w9Bp6G2b_S0?si=... sto pa kai sto ksanaleo sto gialo min katebeis ki o gialos kanei fourtouna kai se parei kai diaveis ki an me parei pou me paei
Reklam
Sömürge Ulaşım Ağları
Vergilendirmenin birçok çeşidi vardı; bunların bazıları oldukça yaratıcıydı. Erken dönemde Afrikalıları vergilendirmenin en yaygın yöntemlerinden birisi, hane vergisiydi. Vergi tahsildarları bir kasaba veya köyü ziyaret eder, çatıları sayar ve topluma, ev sayısına dayalı bir vergi faturası çıkartırdı. Buna karşı hızlı bir şekilde geliştirilen bir çözüm olarak daha az sayıda ama daha büyük evler inşa edildi ve böylece yetkililer kelle vergisi (kişi başına vergi) ve ölçek değişikliğinden daha az etkilenecek başka şeylere dayalı vergiler gibi diğer türde vergilere geçtiler. Örneğin Zengibar'da adanın balıkçı toplumlarını para ekonomisi ve vergi dünyasına çekmek anlamına gelen bir kano vergisi vardı.
Sayfa 440 - Küre yayınlarıKitabı okudu
160 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
DİKKAT SPOİLER VERİLEN CÜMLELER BULUNMAKTA !! . . . . . . Kitapta rüyasında atalarını gören bir karakter var. Bu rüyalar epey belirgin ve çocukluğunda gördüğü rüyalar. Yazarın evrim teorisini desteklediği belli oluyor. Canlı yaşamının denizlerden evrilerek kurtçuklardan daha büyük organizmalara dönüştüğü kanısında. Benim için biyoloji kitabı
Âdem’den Önce
Âdem’den ÖnceJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202118,6bin okunma
Akranlarının çoğunun aksine takım sporlarından nefret ederdi, kano ve bisiklet gibi daha bireysel ve kendi halinde uğraşlarla meşgul olmayı tercih etti.
376 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.