Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkes tek ve aynı şeyi istemez,fakat herkesin kendine özgü isteme nesnesi (kendi mutluluğu) vardır; bu işe,gerçi başkalarının aynı şekilde kendi benlerine yönelik olan amaçlarıyla raslantı sonucu bağdaşabilir ama,bu bir yasa olmak için yeterli değildir; çünkü yapılmasına ara sıra izin verilen istisnalar sonsuzdur ve bunlar tek bir evrensel kural içinde bulunamazlar.
Evlilik, diye yazıyordu Kant, “karşı cinsten iki yetişkin şahıs arasında cinsel organlarını karşılıklı olarak kullanma konusunda yapılan bir sözleşmedir
Reklam
I. Kant
Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz.
Her şe­yin, var olan şeylerin var olduklarının ve var olmayan şeylerin var olmadıklarının ölçüsü­nün insan olduğunu açıkladım, zira kendinde şey tatlı değil ki, sana ve bana tatlı geliyor, tıpkı sıcak ve soğuk geldiği gibi; kendinde şeye atfettiğimiz ve gülünç bir biçimde onun öyle olduğunu söylediğimiz her şey fenomenden ibaret, varlıksa hiçbir şey içermeyen gereksiz bir sözcük. Bu nedenle, senin de haklı olarak söylediğin gibi sadece görüngü ve onun hak­kında verdiğimiz yargılar var.
Dilerim hayatta herkesi bu beklenmedik sürprizler karşılasın..
". Ne yapılırsa yapılsın, bu asla gözden kaçırılmamalıdır; yaşamın sunacağı büyük sevinçlere ve insanların kusursuzluğuna ilişkin büyük beklentilere sahip olmamak gerekir; zira her zaman yalnızca sıradan bir şey uman kimsenin şu avantajı vardır: Sonuç, umudunu nadiren boşa çıkarır ama bazen hiç beklenmedik kusursuzlukların sürpriziyle karşılaşır..."
Dünyanın içindeki insan, dünyanın bilgisiyle birlikte ona aittir; ama dünya içinde ödevinin bilincindeki insan, görünüş değil, kendinde varlıktır; şey değil, kişidir.
Sayfa 19 - Kırmızı KediKitabı okudu
Reklam
İmmanuel kant
Aydınlanma;kişinin kendi aklını kullanmaya cüret etmesidir.
Kant, anlayışımızın basit bir biçimde çevremizdeki nesnel dünyanın bir yansısı olmadığını, anlayışımızın da dünyayı kurduğunu ileri sürmüştü. Nesneler bizimle, basit bir biçimde konuşmazlar; kendilerini, bizim onları bilme yollarımıza uydururlar da. O halde zihin dünyayı etkin bir biçimlendirme ve tekrar-biçimlendirme sürecidir.
Kant
Gülünç ve dokunaklı anı: insanın on sekiz yaşında iken tek başına ve bir bildiği olmadan girdiği ilk salon! bir kadının bakışı beni yerin dibine geçirmeğe yeterdi. Daha hoş görüneyim derken, daha gülünç oluyordum. En yanlış her biçim düşünceye dalıyordum; ya ortada fol yok yumurta yokken içimi açıyor, ya da bana azıcık sert sert baktığından bir adamı düşman görüyordum. Ama o zamanlar, sıkılganlığımdan ileri gelen müthiş üzüntüler içinde, güzel bir gün ne hoş şeydi öyle!
İçimdeki ahlak yasası ve üzerimdeki gök. İmmanuel Kant
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.