Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
zamanın kıymetini bilen makina
Geçen yıllar yüzümüze çizgi olup yansımasa zamani topyekûn inkâr ederdik. Saati de zamanı tüketsin diye alet ettik. Önce zamanın kıymetini ölçebilen bir makine icat etseydik, kaplumbağa kadar ağır olurdu adımlarımız. Belki daha yavaş ilerler, yaşaya yaşaya giderdik. Durup anlamaya vakit harcar, anladıklarımızı yoluna koymayı denerdik. Başka türlü olurdu hayat, deli gibi döndüğünü kanıtlardı dünya, görmezden gelemezdik.
... öğrenmek kolay değildir, bir kaplumbağa gibi sabırlı başı göklere değen yalçın kayaları un ufak eden rüzgar kadar inatçı olmalısın.
Reklam
"Her şeyin eskiden olduğu gibi veya aklımda kaldıkları haliyle olmasını istiyorum."
Sayfa 203Kitabı okudu
"Kurtulmak istiyordum. Bedenimden, düşüncelerimden, her şeyden fakat içimde koloni kurmuş tüm bakteriler gibi bu şeyin içinde sıkışıp kalmıştım."
Sayfa 173Kitabı okudu
"Öğrenmek kolay değildir, bir kaplumbağa gibi sabırlı, başı göklere değen yalçın kayaları un ufak eden rüzgar kadar inatçı olmalısın."
"Hayatımı yaşamak yerine onu bir film gibi izliyormuşum gibi hissediyordum."
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Unutmamakla hatırlamak bir dairenin üzerinde koşuyorlardı. Hatırlamanın bacakları uzun, kasları kuvvetli. Unutmamak hikayedeki kaplumbağa gibi bilge ve temkinli. Kafkaokur-Sayı 62 - Çiğdem DEMİRHAN
Dışarısı çirkinleştikçe, bir kaplumbağa gibi kapanmıştım sert kabuklu kendime. Ağırdı kendim, ezilmiştim. Ne kimseyi içeri almış, ne de dışarı çıkabilmiştim. Mahpus kalmıştım adına emniyet dediğim o müemmen sürgüne. Kendi kendime. Dünyaya karşı uyuşmuştum böyle böyle.
Sayfa 247Kitabı okudu
... anlatmalıydı hayır olmazdı parçalardık onu kabuğundan çıkmış bir kaplumbağa gibi yerdik oysa kabuğunun içinde yavaşça yok olmayı tercih etti daha fazla incinmemek için duygusuzluk ve alay kabuğunun içinde korunmağa çalıştı bütün ömrünce anlaşılmayı bekledi kendi gibi olmayanları idrak edemeden yaşadı...
Sayfa 530 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sergilenen eserlerin hepsi imparatorluğun kendi topraklarından bulunup getirilmişti.Avrupa müzelerinde olduğu gibi dünyanın dört bir tarafından şaibeli yollarla elde edilmiş eserler yoktu İstanbul'da.
Sayfa 256Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.