Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erkekler, evlerinin kapısından küstah bir boşvermişlikle çıkıyor, işe giderken yanlarına sadece dosyalarını alıyorlardı. O ise tıpkı ağır kabuğunu sırtında taşıyan bir kaplumbağa gibi suçluluğun yükünü her yere sürüklüyordu
Hayalperest -ayrıntılı bir tanım gerekirse- insan değil, biliniz ki ortalama cinsten bir varlıktır. Daha çok erişilmez köşelerde bir yere yerleşir, orada neredeyse gün ışığından bile saklanır ve eğer içine kapandıysa da, o köşeye sümüklüböcek gibi yapışır ya da belki bu açıdan hem hayvan hem de ev olan, kaplumbağa denen o ilginç hayvana çok benzer. Ne dersiniz, neden mutlaka yeşil boyayla boyanmış, isli, kasvetli ve yakışıksız biçimde sigara dumanıyla kaplanmış odasını öylesine sever?
Reklam
Bütün hayatını tıpkı bir tür kaplumbağa gibi, mükemmel bir duygusal savunma aracı olan kalın bir kabuğun içinde geçirdi; bu zırhı aşmanın yolu yok.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Hayır olmazdı parçalardık onu kabuğundan çıkmış bir kaplumbağa gibi yerdik oysa kabuğunun içinde yavaşça yok olmayı tercih etti daha fazla incinmemek için duygusuzluk ve alay kabuğunun içinde korunmağa çalıştığı bütün ömrünce anlaşılmayı bekledi kendi gibi olmayanları idrak edemeden yaşadı hepimizin elini sıkmaya hazırdı
Kendisinde görmeye alışmadığım bir ciddiyetle, “Çok konuşuyoruz,” dedi. “Bu zekice konuşmaların hiç, ama hiçbir değeri yok. İnsanı kendi kendisinden uzaklaştırır, o kadar. Kendi kendinden uzaklaşmak da günahtır. Yapılması gereken, insanın tıpkı bir kaplumbağa gibi kendi içine girip yerleşebilmesidir.”
alıştım alışkınım savunmasız hayata ne kadar konuşsam o kadar azalıyorum kendime o kadar azalıyor hayat gözümde berlin de bir kafeyi bu yüzden çok özlüyorum bu yüzden yalnızlığa düşkünlüğüm bu yüzden hadi gidelim diyişim en çok kendime bu yüzden hadi gidelimdeki kendiliğindenliğim bu yüzden kendimi bir kaplumbağa gibi hissedişim bu yüzden hadi gidelim hadi gidelim hadi gidelim naşide hadi
Sayfa 46
Reklam
Zaman tüm yaraların ilacıydı gerçi ama günler sanki daha bir yavaş geçiyordu artık . Anlamsızlık duygusu kaplamıştı tüm benliğini . Yok olup gitme karşısında kendini biçare hissediyordu tüm insanlar gibi ..
Sayfa 211Kitabı okudu
Geçen gün trafik mahkemesine tanıklığa çıktım. Hakim işimi sorduğunda az daha «Kaplumbağa» diyecektim, ama kırk yılın birinde dilimi tuttum. Hakim «ev kadını» diye yazdırırken de kuzu gibi durdum. Nerden çıktı bu kaplumbağalık diyeceksiniz? Şundan: Bizim toplumda bir kadın ne yaparsa yapsın, eğer «daktilolulu gibisine erkeklerce kabul gö­ren bir mesleği yoksa, «ev kadını»dır. O kadar. Onların gözünde, evimizi sırtımızda taşırız biz, kaplumbağalar gibi.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.