Bir esere başlarken nasıl tanışırsınız onunla? İlk izlenim kapak resmiyle mi gelir? Sayfalarda elinizi gezdirir misiniz? Ya da satır aralarına sızar mısınız? Küçücük bir söz dizisinin elinizi tutup sizi içine çekmesini bekler misiniz? Benim yaptığım gibi...
Artık karnavalın sonu gelmişti, ruhu salyangozlarını da alarak çekip gidebilirdi bedeninden. (S/16)
Bu paragrafla tanış oldum, el sıkıştım Modern Soslu Postmodern Makarna'yla...
Yazmak; ne imrenilesi bir eylem. Mutluluğu, kederi, isyanı, haykırışı, suskunluğu satırlara dökebilmek ve minicik bir yerde okurla kesişmek. Eser,Turhan Yıldırım'ın ikinci kitabı. Toplam yirmiyedi öyküden oluşuyor. Zekice yazılmış, birbirinden özgün öyküler... Sistem eleştirisi yapılmış, tarihin kara lekelerine haykırılmış, sosyal yaralara parmak basılmış ve tüm bunlar öyle güzel harmanlanmış ki, kâh ütopik bir kahramanla kâh bir çocuğun gözünden resmedilmiş. Modern Soslu makarna tarifiyle gülümserken, Küle Susamışlarla hüzünlendim...
Güzel öyküler okudum ben. Yazarın öfkesine de ortak oldum. Yavru kedinin ölümüyle yaşattığı hüzne de... Yazmak, okuyucuyla buluşmak bu olsa gerek... Üç noktanın sonunun sizin tamamlamanıza olanak vermek.
Siz de tanış olun bu enerjisi yüksek eserle... El sıkışmanızı sağlayacak bir satır muhakkak bulacaksınız...
"Düşüncesizlerin baş olmadığı, düşüncenin suç sayılmadığı bir dünyaya, merhaba!"(S/88)
Sevgiyle...