Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam aksine istikamete...
"Karanlık yönünün ardına bakıp onu yeniden ışığa kavuşturacak o tertemiz kalbi bulana dek."
Reklam
Asla gülünememiş bir gülüştür şiirler ya da fazla açık gözlerle asla ağlanamamış bir ağıttır. Ya da bir tehlikedir anlamı kavranamamış, bir meyve olgunlaşmadan kalmış. Ya da bir vadiyi anımsamadır ya da anımsamadır bir zaman görülmüş bir düşü, bir kuleyi ya da, çocukken bir yerde karşılaşılmış. Ya da bir sevgidir şiirler bir kimse bulunup armağan edilemeyen ya da yitirilmiş bir sevgidir, karanlık bir kalbin içine düşürülmüş elden. Ya da bir inançtır içinde kuşkuların yeşermeye başladığı ya da bir kuşkudur biraz fazla güçlenen ya da bir güç erginliğini kazanmış, öyleyken ne yaşamda ne ölümde huzura kavuşamayan.
"Belki de partneriniz sizden daha fazlasını beklediği için kendi kendinize baskı yapacaksınız.Ama geçmişin yaraları DAHA YOĞUN BIR YAKINLIĞA İZİN VERMEYECEKTİR.Bu durumu gizli tutup yol almak mı yoksa değişip daha fazla yakınlığı kabul etmek mi gerektiği konusundaki çatışma, üzerinizde gerçekten baskı yaratacak.Her durumda bu yetersizlikle karşı karşıya kalacağız.Bu hiç istemesek bile savaş,nefret ve saldırganlık doğacak.Sonuç olarak YAKINLIK KORKUSUYLA ilgilenmiş olacağız.Bu yüzden rezonans alanımız da bizi tam da bu YETERSİZLİK HİSSİYLE BAŞ BAŞA BIRAKACAK İNSANI ARAYACAK.BU GERÇEKTEN ÇOK KÖTÜ SONUÇLAR DOĞURABİLİR." Bu kısır döngüden nasıl çıkacaksınız? Karanlık noktalarımızı dürüstçe yönetmek ve onunla yüzleşmek.
❝ Güneşin Yaratılışındaki Hikmetler..
Güneş her daim aydınlığı ve karanlığı peşinden sürükleyerek yeryüzü sakinlerinin hizmetindedir; her ne kadar aydınlık ve karanlık ezeli iki düşman gibi olsa da her ikisi de âlemin menfaati için çalışmada yardımlaşma içerisindedir. Bu noktaya işaretle Allah (c.c) Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurur: "(Resûlüm!) De ki: Düşündünüz mü hiç, eğer Allah üzerinizde geceyi tâ kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirse, Allah'tan başka size bir ışık getirecek tanrı kimdir? Hâlâ işitmeyecek misiniz? De ki: Söyleyin bakalım, eğer Allah üzerinizde gündüzü tâ kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirse, Allah'tan başka, istirahat edeceğiniz geceyi size getirecek tanrı kimdir? Hâlâ görmeyecek misiniz?" (Kasas, 71-72) ... Gece ve gündüzün süreleri de mükemmel bir şekilde ayarlanmıştır. Şayet daha uzun ya da daha kısa olsalardı tüm canlılar bu durumdan olumsuz etkilenirdi; gün aydınlık olduğu sürece hayvanlar sakinleşmez, yuvalarına girip saklanmaz, yırtıcılar sürekli av peşinde koşarak telef olur, bitkiler sürekli güneş ışığına maruz kalarak yanar ve ku- rur giderdi. Aynı şekilde geceler olması gerekenden daha uzun olsa, canlılar gecenin uyuşukluğunu üzerinden atamaz, hareket kabiliyetleri kısıtlanır ve ihtiyaç duydukları besinleri temin etmede güçlük çeker, hiç güneş ışığı görmeyen bitkilerde olduğu gibi bitkiler doğal ısılarını kaybederek, nemin de etkisiyle küflenip çürümeye yüz tutardı.
Sayfa 18 - Nefes YayıneviKitabı okuyor
"Hiçbir şey yapmaya kuvveti yetmediği için yürüdü. Ayaklarının ucuna basıyor, arada bir duruyor ve kulak kabartıyordu. Köşkün içi yedi kat yerin dibi gibi sessizdi. Karanlık azalıyordu. Kapıların beyazlığından sonra tavandaki avize de parlıyordu. Duvarlardaki levhalar belirdi. Uzakta tren düdüğü ve çan sesleri vardı. Birdenbire ağlayacak gibi oldu. Bu çan sesi onun şimdi içinde yaşadığı şüphenin çirkin vuzuhuyle ruh ve ahlâk temizliği arasındaki farkı dayanılmaz bir hale getiriyordu. Hemen bir camie koşup secdeye yatabilir, hüngür hüngür ağlayabilirdi. Yarabbi, bana kuvvet ver."
Sayfa 80 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.