Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"şiddetin açmazlarını , şiddetin ruhları nasıl körelttiğini, şiddetin insanları nasıl yürekten esir aldığını ve ne müthiş çaresizlikler yarattığını."yazmaya çalışacağım demişti. ve bunu 'Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık' romanınyla başarmıştı.
Ruhuma dedim, uslu dur, ve bekle umutsuzca Çünkü umut yanlış şeyleri ummak olacaktı, bekle aşksız Çünkü aşk yanlış şeylerin aşkı olacaktı, gerçi inanç vardır Ama o inanç ve o aşk ve o umut hep beklemektedir. Bekle düşünmeden, çünkü hazır değilsin düşünceye: Böylece karanlık aydınlık olur, durağanlık da raks ediş.
Reklam
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya tam aksi istikamete.
Çünkü...
"Çünkü aşk bir rüyadır, hayaldir," Çünkü aşk çaresiz, sıkışmış insanların gördüğü bir rüyadır; çaresizlerin hayalidir. Çünkü aşk,yoldan sapmış insanların önüne çıkan bilmedikleri bir yoldur.
Reklam
Güç Sadece Ruhtadır
Güçlü olmak zordu, Güçlü görünmek, Güçlü yaşamak, Bunu hissederek yaşamak.. Kırılacak paramparça olacaktın. Kırıp parçalayacaktın Sonra pişman olacaktın. Pişmanlık işe yaramayacaktı. Çünkü güçlü olmak işe yaramayanlardan da oluşuyordu bir noktada. Ezilecektin görmezden gelinecektin ama durmadan savaşacak mücadele edecektin. Bir noktada gurur bile
Umduğun inceliğe inmiyorsa söz, Çekil suskunluğun tüneklerine; Ucuz etme anlamı… Böyle zamanlarda insan Çokluk yalnız kalmalı… Sevgisiz seslerle çevren çiğ, Uysan uzaklaşırsın kendi özünden, Dirensen günün karanlık… Bu yüzdendir gecelerin güzelliği, Geceler aydınlık Al getir kendi derinliklerine, Ufuksuz sularda duran gemini… Getir ki sabaha çok var… Hem bakarsın gecelerin koynundan Bir ‘bilen’ çıkar…
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı ....
İçimden
dünyalar kuruldu dünyalarda şehirler kuruldu ve birden kendimi bir şehirde buldum yaşayan ve ölen insanlardan kendimi bir şehirde buldum karanlık yollarda yürüdüm yarı aydınlık yerlerde oturdum adımı çağıran dost yüzler buldum dost doooost diye haykımak istedim içimden sevindim düşünmedim ne başını ne sonunu düşünmedim ne kendimi ne de senin kim olduğunu yalnız senin için çok güzel rüyalar gördüm uyandım karşımda seni buldum dosttan daha dost güzelden daha başka içimden sevindim
Reklam
Sen bir kıymık parçasıyla incinen insanoğlu, Bulamadın öyle değil mi doğru yolu? Sen karanlık, hiç gördün mü aydınlık olan sonu, Söyleme şimdi bana yalanlarla dolu masalların kanunu, Kim derdi bir adam bir kadının en değerli koru, Yoksa insanların okullarındaki o kadının mı tabutu, Nasıl saklanırdı bakışlarında ruhu, İçinde kurmuşsun büyük bir kainat senden de ulu, Bir hikaye öyle bir fıtrat bir nefes bir kıymıkla son bulacak, Karanlık seni en sevdiğin yerde yakacak, Sakladığın her zerren avuçlarımın arasında un ufak olacak, Ve gözlerinden büyük bir göğün altında, sevdiğin kadın urganın ucunda sallanacak.
"İlk başta çizim gelir. Sonra yine çizim. Çizim dediğin, yürek barındıran çizgidir. Formdur. Aydınlık ve karanlık, yani ışık."
Sayfa 53
Aydınlık çekip gidince her şey nasıl da kararıyor ve bu karanlık bir tek geceye yakışıyor.
Küçük adam, sana vaat edilen güçten korktuğun gibi kendine bakmaktan korkuyorsun, eleştiriden korkuyorsun. Gücünü nasıl kullanmak gerektiğini bilmiyorsun. Bugün olduğundan farklı biri olduğunu düşünmeye cesaret edemiyorsun: Eğilmek yerine özgür; kurnaz olmak yerine açık; karanlık bir gecedeki hırsız olmak yerine, aydınlık bir günde sevgi dolu olmak.
Sayfa 9
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.