Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
sanki bir tek sana açıklanmayan bir sır varmış gibi beklerken anlarsın aslında boşa beklediğini. tünelde sana yol gösterecek rehberin, karanlıktan başka bir şey olmadığını anlarsın. anne diye ağlayan çocukların aradığının çoğu zaman şefkatli bir baba olduğunu anlarsın. çekip gitmek isterken görünmez bir elin seni nasıl durdurduğunu anlarsın. kırk yaşında, ama altmış gösteren adamlara daha dikkatli bakarsın o zaman. kahvelerin dışarıyı göstermeyen isli camlarına... berduşlara ve kör kedilere bakarsın. gözbebekleri kaymış esrarkeşlere... suyun üstüne çıkmış ölü balıklara... havada asılı gibi duran yırtıcı kuşlara daha dikkatli bakarsın. çabaların sonuç vermediğini gören umutsuz insanların bakışlarıyla ancak o zaman buluşur bakışların. bir yağmur çaktırmadan dindiğinde. bir gün çenesi ağzının içine kaçmış dişsiz ihtiyarlardan birinin de sen olabileceğini bilirsin artık. bir gece ansızın, yapayalnız ölmekten korkarken, cesedimi komşular mı bulacak yoksa sayım memurları mı diye düşünürken anlarsın göğüs kafesinde her an biraz daha büyüyen, kimsenin kapatamayacağı o boşluğu. bir kokuya sarılma isteğini. bir ömür geçmiş gibi zor, uzun günlerden sonra anlarsın ruhunu zehirleyen karmakarışık düşünceleri. kimsenin bulutlara bakmadığı bir şehirde bir lafı döndürüp dolaştırmadan anlatmanın imkansızlığını. belki de insanın ne anlatacağını bilemediğinden şair olduğunu anlarsın.
İnsanları geceden soğutan bu yargı da ne? Neden karanlıktan korkar olmuş insan? Sahi, hoş, insan karanlıktan mı korkuyordu ki? Korktuğu karanlıktaki kendisi değil miydi? Veya başkası. İnsanın en büyük korkusu yine insandır bu gerçeği geceye yıkmaya ne mana var? Fazla soru sormaya gerek yok gerçi. İnsanın ruhu katil; önce duyguları öldürür, sonra kendini.
Reklam
Hayatın bir felaketten sonra daima bir saadet verdiğini, ayın onbeşi karanlıksa, onbeşinin mutlaka aydınlık olacağını bilmiyor değildim. Fakat bu mehtabın bu kadar koyu bir karanlıktan, bu kadar umulmaz bir dakikada doğacağını aklıma getiremezdim.
Sayfa 305 - İnkılap
"Biliyor musun, yaşamlarımız aydınlık ve karanlık diye basitçe ikiye ayrılmaz" diyor. "İkisinin arasında gölgeli bir ara bölge vardır. O gölgenin katmanlarının farkına varıp onları idrak etmek sağlıklı bir zekânın işidir. Ve o sağlıklı zekâyı elde etmek için de zaman ve gayret gerekir."
Dünya henüz yarı yaşında bile değil. Ama buna rağmen şimdiye kadar ne kadar çok şey değişti. Koskoca bir İran imparatorluğu yok artık. Bizim teşkilatımızsa karanlıktan sıyrıldı. Bundan sonra ne olacak peki? Bilmiyoruz. Üzerimizdeki yıldızlar susuyor.
Sayfa 594Kitabı okudu
Gün ışığı korkuları gizler.
Ben de sizin gibi gece korkularıyla boğulurum. Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri hüküm sürdüğünü düşünürüm. Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar, ama gün ışığı onları gizler.
Reklam
352 syf.
10/10 puan verdi
Bazı kitaplar vardır tekrar tekrar okunası. Bu kitabı da tekrar okudum. Ancak her okuduğumda farklı bir yönden beni etkiliyor. Aşkın sadece aşk olmadığı yıllar içinde yaşadığı değişim çok güzel işlenmiş. Bu ana tema etrafında yeni kurulan Türkiye'min yaşadığı sancılar doğu ve batı sentezi ile çok güzel işlenmiş. Zeyno ve beraberindekiler bizi
Zeyno'nun Oğlu
Zeyno'nun OğluHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2010622 okunma
"Acı çektiysen üzülme, her karanlıktan sonra bir aydınlık mutlaka gelir. Her gecenin bir gündüzü mutlaka var."
Karanlıktan sonra birdenbire nasıl aydınlık olur, albayım? Siz hiç görebildiniz mi?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.