Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kardeşim yıl kaç olmuş kitap yasaklamak ne ya türkiye lan bura üç kişi toplasan okuyor onlar da anlıyor mu belli değil yani, necipin put adam'ını yasaklamışlar bir de 2019'da herif 83te öldü yeni mi aklınıza geldi aw 1kya eklesinler diye 2 kere istekte bulundum yasaklı diye ekleyemeyiz dediler kitabın her yerde dolanıyor pdfi, yani sansür, yasak, ambargo falan abdülhamid döneminden sonra kalmadı ya bunlar
249 syf.
·
Puan vermedi
Sosyalizmi en basit dille nasıl anlatsak böyle anlatırız. Taaaa lisedeki tarih hocam önermişti, yıl 2024 şimdi okuyabildim. Lisede olsaydım muhtemelen bu kitaba bayılırdım. Şimdi... bilemedim. Yani güzel evet. 22 yaşında bir birey olarak Moore'u da eleştirmemeliyim galiba. Kime ne be? Eleştiriyorum. Bu aralar tüm ideolojiler saçma
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,4bin okunma
Reklam
Zafer!" dediler. Erkekler evlerine dönmeye başladı. Gönderdiğimizden az kişi döndü. Yarısından azı. Kardeşim Yuzik ilk dönen oldu. Gerçi sakatlanmıştı. Onun da benimkinin yaşlarında bir kızı vardı. Dört yaşında, beşine basmıştı ... Kızım onlara oynamaya giderdi, bir keresinde ağlayarak geldi: "Gitmem bir daha." "Neden ağlıyorsun?" diye sordum. "Oleçka'yı (kızlarının adı Oleçka'ydı) babası dizine oturtuyor, okşuyor. Benim babam yok. Benim sadece annem var." Kucaklaştık. .. İki-üç yıl böyle geçti. Dışarıdan koşa koşa gelir: "Evde oynayayım mı? Babam gelirse başka çocukların arasında tanımaz beni. Görmedi ki hiç," derdi. Dışarı, çocukların yanına yollayamazdım. Sabahtan akşama kadar evde otururdu. Babasını beklerdi. Dönmedi babamız ...
Beyaz Kentin Sesizliği
İzlediğim en kötü İspanyol filmi. Birkaç günde bitirdim. Bir film bu kadar berbat olur. Oyuncular çok kötüler rol yapamıyorlar. Klişeler çok fazla Konu, biraz iyi ama işleyiş tarzları berbat Filmin %75'i koşudan ibaret, ana karakterin koşusuda çok komik. Katilin kim olduğunu hemen göstermek bana göre iyi değil, tahmin yürütmeyi daha çok
BİR SORUN: BAŞKALARINI FAZLA UMURSAMAK.
Bugün günümüzdeki insanların büyük bir problemden bahsedeceğim. Ben insanların maalesef bu durum yüzünden kendi potansiyellerini tam olarak kullanamadığını düşünüyorum. Öncelikle çevrenizde sürekli ben şunu yaşadım, ben bunların üstesinden geldim vs diyen insanları bir hayatınızdan silin süpürün. Bu insanlar acıdan beslenir ve zamanla size de o
"Teşkilatlarımızdan bize gelen haberlere göre, seçime girme hakkını fazlasıyla hak etmiştik. Ama benim içim rahat değildi. Biz bu kanaatteydik; ama bakalım resmi kayıtlar ne durumdaydı. İl ve ilçelerden bizim teşkilatımızın kurulduğuna dair resmi yazılar bakalım İçişleri Bakanlığı'nın mahsus dairesine gelmiş miydi? Mahsus dosyasına girmiş miydi? Bakalım durumu biz biliyorduk; ama tavuk da biliyor muydu?" Ne demek tavuk da biliyor mu? Bu bir fikra... Duruma aynen uyuyor da ondan aklıma geldi. Anlatayım: "Adamın biri kendini arpa zannediyormuş. Sinir hastası! Nerede bir kümes hayvanı görse; 'Ben arpayım, şu tavuk gelip beni yiyecek' diye delik delik kaçıyormuş. Bakmışlar ki olmayacak, alıp akıl hastanesine yatırmışlar. Uzun süren tedaviler sonucunda iyileşme belirtileri göstermiş ve 'evet ben arpa değilim' demiş. Hastaneden taburcu edilmiş. Yolda giderken köşeden bir tavuk çıkmış ve adam hemen yerinden kıpırdamadan beklemeye başlarmış. 'Yahu kardeşim, sen artık İyileşmedin mi? Sen arpa olmadığını bilmiyor musun? Bu korku nedir?' demişler, adam cevaplamış: 'Ben arpa olmadığımı biliyorum; ama, bakalım tavuk da biliyor mu?' "
Enes

Enes

@enesbir
·
30 Nisan 12:48
Tavuk da biliyor mu :)
Parti kurulduktan hemen sonra, seçime katılma hakkını elde edebilmek için, çok hızlı bir teşkilatlanma çalışmasına giriliyor ve kısa sürede 42 il, 400' ü aşkın ilçede teşkilatlanılıyordu. Bu süreçte parti genel başkanlığına Süleyman Arif Emre getiriliyordu. O günleri Süleyman Arif Emre şöyle anlatıyor:
Reklam
Bu yoksulluğu, bu çileyi neden çekiyor bu insanlar? Vatanımızı, toprağımızı kimler, niçin işgal etti? Nerden geldi bu işgalci Yahudiler? Hiç bunları düşünmedin mi sevgili kardeşim? Yine insanlarımızın neden ve niçin öldürüldüğünü de mi hiç düşünmedin?
160 syf.
·
Puan vermedi
Resimli kitaplarda göç hikâyeleri çok ilgini çekerdi Can, üstüne çok konuşurduk. Bu kitabı okurken aklıma o sohbetler, soruların geldi. Zorunlu göç geçmişi olan bir ailenin ortanca oğlu Sebestian, evlatlık olan abisine ithafen bu kitabı yazıyor. Evlatlık olma, kökenler, kimlik, aidiyet kitabın ana konuları, abisini anlatmak istiyor bize
Direniş
DirenişJulián Fuks · Timaş Yayınları · 202387 okunma
Biz neye sıvanmaktan gelmekteyiz Farmason? (Dümbüklük)
Koca Tanrı yeni zanaatta ihvanlara karşı utandırıp yere baktırmasın, biz bugün resmen dümbüklüğe sıvandık ve de bismillah dedik giriştik!” “Hay Allah belanı versin! ‘Bu deli ne diyecek?’ diye...” “Vay! Dümbük nedir bilemedin öyleyse... Yazıklar olsun senin doktorluğuna, hemi de Farmason doktorluğuna! Oğlum Doktor Farmason, dümbük demek, resmen pezevenk demektir. Ama, şükür Allah’a, pezevengin baldırı çıplak soyu değil! Yazıhane sahibi, yüksekokullardan diplomalı, toplumda büyük saygılı yeri olan pezevenklere ‘dümbük’ denir.” “Bulmuşsun layığını... Demedim mi ben sana, bu körpe kız illeti gayet tehlikelidir senin yaşlarda, çünkü sonu budur. Hiç şaşmam! Hayır, dermanı filan da var sanma! Bittin bil! Demek eve gidince seni ben, İttihatçıların komitacı defterinden, İstanbul Barosu’nun avukat kütüğünden silip...” “Evet! Dümbük defterinin başına yazacaksın ve de hiç korkma, şuncacık günahımı almayacaksın! Dümbük defterine hoplamamızın nedenine geldi mi? Hayır, yanılmaktasın kardeşim Farmason, körpe kızlara güç yetiremeyip alta düşmek yüzünden değildir. Sen bu zamana kadar boşuna bekâr yaşadın, körpe kız işinden ürküp... Şunu bilesin ki, körpe kızdan, ille de senin benim gibi kart heriflere dünya kurulalı beri hiçbir zarar erişmemiştir, belki körpe kızlar, kart zamparalardan zarar görmüşse görmüştür.”
"Sen Mustafa Kemal misin? Ölülerin intikamını alacak mısınız?"
O gün sabah erkenden artık bizim de şehri ve ecdadımızdan kalan evimizi terk etmemiz gerekiyordu. İki oğlum ile birer kat çamaşır biraz da yiyecek ekmek ne varsa kâğıt ve altın paralarımızı alıp komşunun terk etmiş olduğu at arabasına ait bir hayvan bulduk ve dolambaçlı yollardan ve Şakirpaşa'nın ilerisinden Tarsus şosesine çıktık. Fransız
Reklam
4/10 puan verdi
Başta güzel diyebileceğim bir akıcılık ve merakla okudum aslında kitabı. Ve gerçekten güzel de gidiyordu. Ama nedense baş karakterimiz Nova karakterinden çıkana kadar. Yani tamam Elemantel adlı bu yere ayak uydurması gerekiyordu, su varisi olduğu için dışlanmış olması vs onda kötü hisler uyandırdı falan da bir insan 180 derece dönmez karakterinden. Yani o sonradan gelen çirkefliği, pick me tavırları ne bileyim en ufak pürüzde tabiri caizse Arın'ın arkasına saklanıp eliyle Darren'i işaret ederek "iste o yaptı bana o vurdu" ya çevirmesi beni çok irrite etti. Garip geldi garip geldikçe okuyamadım. Hele Darren'in Allah bilir neye dayanarak sen aslında ateş varisisin iddiasıyla kızı öpmesi falan aman kardeşim ya. Güzel yazmışsın iyi yazmışsın da ne bileyim böyle fantastik okumaya alışık değilim sanırım. Kitap hakkında diyebileceğim şey güzel bir konu güzel bir evren ama çingene karakterler... maalesef
Lordlar ve Varisler
Lordlar ve VarislerN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20217,3bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.