Gezi notlarımdan:
Kitapların dünyasına bir yolculuk
🇪🇸📚
Öyle bir kütüphane düşünün ki, Avrupa’nın Orta Çağ karanlığına ışık olmuş. Çok çeşitli bilimsel ve kültürel birikimleri bir araya getirmiş. Bulunduğu bölgede benzersiz bir entelektüel yapının ortaya çıkmasını sağlamış. Sonra ne mi olmuş? Gelin hep birlikte ‘ENDÜLÜS KÜTÜPHANESİ’ olarak
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
Onlarca kişiyle birlikte Othello'nun sahip olduğu kıskançlığın başka insanlarda ne kadar değişken olabileceğini gösteren kolektif bir inceleme yazdık.
Sadece benim
Kadın Çalışmalarında yararlanılabilecek kaynaklara ilişkin yaptığım araştırmada Ankara Üniversitesinin hazırlamış olduğu bir kaynakçaya ulaştım faydalanmak isteyenler için bu ileti altında paylaşıyorum:
link:
Hiç listemde yokken bulunduğum bir okuma grubundan gelen tavsiye üzerine okuduğum bir kitap. Çok popüler ve sevilen bir kitap tabii ki biliyorum ama benlik olmadığıyla ilgili de bir önyargım vardı -ki doğru da çıktı.- Bunu bu sene ikinci kez yaşıyorum yani çok popüler ve sevilen yazarın kitabını okuyup kitapla ilgili arada kalmak. İlki Marc Levy
Selamlarr!
Aşırı güzel bir kitabın yorumuyla geldim. Matt Haig’den okuduğum 3.kitap olan İnsanlar.
Daha önceden Gece Yarısı Kütüphanesi ve Zamanı Durdurmanın Yolları’nı okuyup çok sevmiştim. İnsanlar’dan da beklentim yüksekti ve hayal kırıklığına da uğratmadı tabii ki.
Dahi bir matematik profesörünün insanlığı bambaşka boyutlara atlatacak bir matematik problemini çözmesi sonucu başka evrenlerdeki varlıklar bundan rahatsız oluyor ve profesörü kaçırıp onun yerine içlerinden birini gönderiyorlar.
Başka bir evrenden gelen bu varlığın bir insan olarak hayata adapte olmaya çalışmasını okuyoruz daha çok.
Kitap aşırı güzeldi, çok sevdim. Matt Haig ile ilgili en sevdiğim şeylerden biri, günlük hayatta yaşadığımız ama dikkat bile etmediğimiz şeyleri oldukça başarılı bir şekilde anlatması. İnsan olmanın doğası, mutluluk, acı, sevgi, bağlılık, kayıp gibi hisler çok güzel anlatılmış.
Okurken kendinizle/çevrenizle ilgili çok güzel şeyler keşfedeceğiniz bir kitap. Sade anlatımı, uzun olmayan bölümler ile kitap çok iyiydi gerçekten. Benim en sevdiğim kitaplar arasına girdi bile. Kitap önerisi isteyen herkese ilk başlarda önereceğim bir kitap oldu, okuduğum için fazlasıyla mutluyum. Umarım sizler de okursanız benim kadar seversiniz.
Yeni Kristal Dünya
09.01.2021
Erkek egemen dünyada kendine yer bulamayacağına inanan yazarımız kendine fantastik bir dünya oluşturmuş ve herkesi kendi dünyasına davet ediyor.
355 sene önce yazılan eser bilim kurgu edebiyatının ilk örneklerinden. Şimdi bile oldukça dikkat çekici bir konusu var. Kadın kahramanımız kaçırılma sonrası kendini bulduğu paralel dünyada imparatoriçe olarak kabul edilir ve farklı hayvan-insan karışımı canlılarla ve ruhlarla fizik, kimya, astroloji, felsefe, din vd.konularda yaptığı konuşmalar ile macerasını aktarırken bilgisini de göstermektedir.
Yakın tarihe kadar kadın yazarların takma isimlerle eser vermesine rağmen çağında oldukça cesur bir adım atmış ve hakkını vermiş.
Kayıp Kitaplar Kütüphanesi dizisine yakışır bir eser.
Yazım hataları
29- türlerde
67- armış
75- gözünü
Yeni Kristal DünyaMargaret Cavendish · Kara Karga Yayınları · 202044 okunma
Alexander Pechmann
Kayıp Kitaplar Kütüphanesi
Birbirinden farklı sebeplerle insanlık tarihinden silinmiş eserlerin öykülerini yazıyor Pechmann.
Yakılmış, kaybolmuş, bilinçli şekilde yok edilmiş veya unutulmuş bu eserler bizi eseri üreten hayatların içine sürüklüyor.
Proje aşamasından çıkmamış eserlerden de haber veren yazar, bunu ya yazarın kısa ömrüne veya yeterince disiplin üzere çalışılmamış olmasına bağlıyor.
Binlerce projenin bu şekilde gerçekleşmemesinden bahsediyor.
Yanan Kütüphanelerden, hiç var olmayan kitaplardan, başyapıtlardan, savaşların küllerinden, esersiz yazarlardan, el yazmaların imhasından, şifreli eserlerden ve daha merak unsuru çok gerçeklerden bahseden Pechmann, üslubuyla da dikkat çekiyor.
Meğer var olmayan ne çok eseri varmış insanoğlunun...
Kitaplar ve kütüphaneler her zaman hareket hâlinde olmuştur ve doğal afet ve saldırganların talanları bir yana, büyük çaplı kütüphane “ayıklaması” gerçekleştirilebilir. Örneğin son yirmi yıl boyunca büyük özel (ve bazen) kurumsal koleksiyonların sürekli satışına ek olarak, halk kütüphanesi sistemlerinin yeniden düzenlenmesi, kütüphanenin doğasını yeniden düşünerek okuryazarlığı artırmak amacıyla yanlış tasarlanmış kampanyalar ve kitap yığınlarını bilgi teknolojisi birimleriyle değiştirmeye yönelik aşırı aceleci girişimler, Batı (ve artık Doğu) Avrupa’da halk kütüphanelerinin yok olmasına neden olmuştur. Bilgisayar ortamına aktarılan kütüphane kataloglarının ve dijitalleştirilmiş metinlerin bir sonucu olarak, eski kart dizinlerinin ve diğer kütüphane kataloglarının (çoğunlukla Amerikan üniversite kütüphanelerinde) yaygın olarak kullanımdan kaldırılması ve yok edilmesinin özellikle yıkıcı bir etkisi olmuştur.
Akıcılığı muhteşem, belgelesel tadında bir eser. Bazı kitapları not ettim ve bazı kitapları aldım. Altı çizili ve not aldığım seçkin cümlelerim oldu.
Önemli cümlelerden bazıları ;
"kitapların yakıldığı yerde insanlar itaat eder" (alman nazilerin sözü)
" herşeyin ölçüsü insandır, var olan şeylerin de yok olan şeylerin de"
Karakarga Yayınları Kayıp Kitaplar Kütüphanesi serisinden 1918 yılında yazılmış, tam 101 yıllık Osmanlıca ilk Bilim Kurgu eser. Tabi o zamanki isimlendirmesi ile Fenni Roman.
İnsanın varoluşundan itibaren aklında olan bir soruya cevap arıyor. Başka alemler var mıdır? Başka dünyalarda hayat var mıdır? Yazar bunu çok araştırarak yazmış okuduğunuzda bunun farkına varıyorsunuz. Anlatımında biraz fazlaca kesinlik var ama kendi kurgusunuda içine katmış.
Gezegenler, gezegenlerin oluşumu, yapıları, geleceği ve sonları üzerine fikir yürütüyor. Tüm gezegenlerin güneşten koparak oluştuğu. Zamanla soğuyarak canlı yaşamına imkan verdiği ve zamanla daha da soğuyarak yaşamların sona erdiğini anlatıyor.
Gezegenlerin oluşumunda ateş gibi olması, zamanla yaşam şartlarını sağlayan dönüşümü, her başkalaşımda canlı türlerinin kendilerini alıştırması ve evrimleşmesi var. Tabi bunları 50 sayfaya kısa kısa sığdırmış yazar.
Bizim kültürümüzde ve 1900'lü yılların başında yazıldığı düşünüldüğünde çağının çok ötesinde bir kitap. Tavsiyemdir.
Âlim ve mutasavvıf Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevi'nin 1871'de kurduğu Bayburt Ziyâiye Kütüphanesi, 1. Dünya Savaşı sırasında şehri işgal eden Ruslar tarafından yakılmış, içindeki paha biçilmez elyazması kitaplar da Rusya'ya kaçırılmıştı. Bir asırdır kayıp olan eserler, nihayet 2020'de Moskova'da, Rusya Şark Devlet Müzesi'ndeki
"Sınırsız Tasavvuf: Nakşibendi Şeyhi Ahmed Gümüşhanevi (1813-1893) ve Elyazmaları" isimli sergide gün yüzüne çıktı. Sergide Ahmed Ziyaeddin Gümüşhänevi'ye ait 30 elyazması eser de teşhir ediliyordu. Sonunda yağmalanan eserlerin adresi belli olmuştu; lakin bu işte bir terslik vardı: 102 senede "yağma"nın adı "kurtarma" olmuştu.