Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kayıplar süreci
"Her şeyden önce dilimi, benim için çok kutsal olan varlığımı, Albert Camus'un deyimiyle ana yurdumu kaybettim."
SAVAS MAĞDURU ÇOCUKLAR
"Bir yerlerde bombalar patlarken, biz patlayan bomba kimyasal mı değil mi diye tartışırken unutulan bir gerçek: Savaş mağduru çocuklar. Ne yazık ki günümüzde savaşlar yalnız askerler arasında değil, tüm ülkece yaşanır oldu. Bombalara, kurşunlara maruz kalan sivil halk çareyi ülkesini terk ederek arıyor ancak kaçış süreci oldukça sıkıntılı. Açlık, hastalık, şiddet gibi birçok tehlike arz ediyor. Ve bu da birçoklarınca kaçış sürecinin tamamlanamamasına, "ümitlerinin çalınmasına" neden oluyor. Savaş ortasında çocuk olmak, her an ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olmak ve cansız beden görmeye alışmaktır. Bu haliyle de savaşın etkilerinin fizyolojik olduğu kadar psikolojik boyutu var. Çocuklar, bir çocuğun yüklenebileceğinden çok daha büyük acılar altında yetiştiğinden olması gerekenden çok daha erken büyüyor. Veya hiç büyüyemiyorlar… Böylesine kayıplar, böylesine insanlık ayıpları yaşanırken savaşın kazananı olamaz." Fatma Çelik
Reklam
Yeryüzünün Lanetlileri Kitabına J.P.Sartre Yazdığı Önsöz
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ Jean Paul Sartre Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.
412 syf.
·
Puan vermedi
Insanlık neydi? Ilk cağ, Orta-çağ, Yeni çağ ve günümüz diye ayrımı neden yaptı? Bu ayrımların teması olan Homosapiens'in gelişimine bakmadan önce nerden anlatmaya baslıyor kitap ona bakalım. Yüzyıllar öncesi anlatılıyor diyemeyiz zira yazar tarih teriminin varlığı ile kültür oluşumunun başlamasını yanlış bulur. Kültür DNA'dan yani biyolojiden
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,4bin okunma
Sürgünden gelen ağlamaklı satırlar...
Bir "kayıplar süreci" yaşadım. Her şeyden önce dilimi, benim için kutsal olan varlığımı, Albert Camus'un deyimiyle anayurdumu kaybettim. Dilin birden gereksiz, anlamsız, külfetli bir varlık oldu. Beni koruyan, ifade eden, bana güç ve güven veren varlık olmaktan çıktı. Kendimi ifade edemez oldum. Dilimle birlikte benliğimi, kimliğimi yitirdim. Ben, Ben olmaktan çıkıp, ne olduğu bilinmeyen, uzaklardan gelmiş, yardıma muhtaç, "bir yabancı, bir göçmen" oldum. Bana çok yabancı olan istemediğim, arzulamadığım bir "yabancılar kategorisinin" üyesi, merkezde değil, preferide, yaşayan bir toplumun mensubu olmaya başladım. Yaşamım, deneylerim, düşüncelerim birden anlamsızlaştı, değersizleşti. Uğruna büyük tehlikeleri göze aldığım, cezaevlerinde yattığım idealim banal, hiçbir şey ifade etmez hale geldi. Niye cezaevlerinde yattığımı anlamakla çok büyük zorluk çektim. Niye yeni ülkeme geldiğimi anlatmaya çalışırken utandım? Benim için çok açık ve tartışılmaz olan diğer yargılarımı yitirdim. Yeni ülkemde ve bu değer yargılarının geçerli olduğunu gördüm. Mesleğimi yitirdim. Her insan için çok kutsal olan vatandaşlık hakkımı yitirdim. Serbestçe dönebilme ve ülkemde yayınlanabilme hakkımı yitirdim. Yakınlarımın, dostlarımın ve çevrenin sevgisini, Beni anlayan bakışlarını, beni destekleyen, bana güç veren sıcak sözcükleri yitirdim. Çocukluğumun geçtiği evimizdeki nar ağacı tohumlarının renklerini, şeftalinin tadını, her bahar bizi ziyarete gelen kırlangıçların sesini yitirdim.
86 syf.
9/10 puan verdi
Şu aralar benim içimdeki fırtınaları yeryüzüne indiren, bunu Nevin’in kendini bulma süreciyle adım adım hissettiren Sait Faik eseriydi. Kendini bulma olayını oldum olası kişisel gelişim kitaplarıyla yapamayacağını anlayanlardanım. Birçok kötü dönemimde beni kendime getiren hikayeler, romanlar olmuştur. Bana daha samimi geliyor nedense böyle eserlerlerle , bu uzun mu uzun süreci anlama biçimi. Yine öyle bir güzellik yaşattı Kayıp Aranıyor. O kayıplar hep aransın kimseler bulamasın onları!
Kayıp Aranıyor
Kayıp AranıyorSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 20115,7bin okunma
Reklam
549 syf.
7/10 puan verdi
Murat Uyurkulak Tol adlı romanında şöyle der: “Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi.” Devrim hevesi daha güzel özetlenemez benim gözümde. Tesadüf, ben tam da böyle düşünürken Germinal adlı roman 1800lerden kalkıp bana bu sözü ispatladı. Émile Zola’nın, maden işçilerinin greve giriş süreci ve sonrasında yaşananları anlattığı romanına siyah
Germinal
GerminalEmile Zola · Dorlion Yayınevi · 201810,8bin okunma
Olağan yas tutma süreci aynı zamanda bir olgunlaşmadır. Kayıplar uygun biçimde aşıldıklarında insanı güçlendirir.
Bu koşullar altında Kubilay'ın Ta-li'yi cezalandırmaktan başka çaresi kalmamıştı. Elçilerinin öldürülmesi, güneybatıdaki halkı da cezalandır­ması için kendisine ek bir saik oluşturmuştu. Ta-li'nin işgali için kurduğu plan şaşırtıcı derecede basitti: Uryankaday, kendi güçleriyle batıdan Ta­li'ye yanaşacaktı. Kubilay, düşmanla doğrudan çatışacak,
Bu kitabın ana amacı, zihninize yeni bilgiler ya da inançlar yerleştirmek veya sizi herhangi bir şeye ikna etmek değil, bir bilinç değişimi getirmek, yani uyanışı gerçekleştirmek. Bu açıdan, kitap aslında hiç “ilginç” değil. İlginç kelimesi, mesafenizi koruyabileceğiniz, fikirlerle ve kavramlarla zihninizde oynayabileceğiniz, aynı fikirde olabileceğiniz ya da olmayabileceğiniz bir şey anlamına gelir. Hayır, bu kitap sizinle ilgili. Bilinç durumunuzu değiştirecek ya da anlamsız olacak. Bu kitap sadece hazır olanları uyandırabilir. Henüz herkes hazır değil ama birçoğu öyle ve her bir insan uyandığında, kolektif bilincin ivmesi de giderek artacak ve diğerlerinin işi daha da kolaylaşacak. Uyanışın ne anlama geldiğini bilmiyorsanız, okumaya devam edin. Ancak uyanışı gerçekleştirerek bu kelimenin gerçek anlamını öğrenebilirsiniz. Uyanış sürecini başlatmak için, sadece bir bakış atmak yeterlidir ve bu süreç asla tersine çevrilemez. Bazıları bu kitabı okurken o küçük bakışı yakalamış olacaklar. Ama birçokları için, kendileri farkında olsunlar ya da olmasınlar, o süreç çoktan başladı. Bu kitap, süreci fark etmelerini sağlayacak. Bazıları için kayıplar ve acılarla başlamış olabilir; bazıları ruhsal bir öğretmen ya da ruhsal bir öğretiyle karşılaşmış olabilir veya bunların hepsinin bir bileşimi olabilir. Eğer içinizdeki uyanış süreci başlamışsa, bu kitabı okumak süreci daha da hızlandıracak ve yoğunlaştıracaktır.
Reklam
263 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Güzel yordu...
Genel olarak kitabın bilimsel bir dili var. Her bir bölümde farklı bir vaka anlatılmış olsa da kullanılan dil nöroloji ve nöropsikoloji alanından terimler içermesinden dolayı çok hızlı ilerliyemiyorsunuz. Okurken fazlasıyla dikkat ve konsantrasyon gerektiren bir kitap diyebilirim. Kitapla ilgili bilmeniz gereken bir diğer husus da kitapta
Karısını Şapka Sanan Adam
Karısını Şapka Sanan AdamOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 20204,555 okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
Nisan ayının son kitabı biri kısa diğeri uzun iki öyküden oluşuyor. . Kitaba ismini de veren ilk öyküde, istenmeyen, evlilik dışı bir çocuğun babaanne evinde besleme gibi büyütülmesi anlatılıyor. Bu öykünün tiyatro uyarlamasını yıllar önce izlemiştik. Hatırladıkça hâlâ burnumun direği sızlar. Çok başarılı bir oyun, tek kişilik muhteşem bir şölendi. . İkinci öykü yine 1950li yıllarda geçiyor. Orta halli sayılabilecek bir ailenin ardı ardına yaşadığı üzüntüler, kayıplar arasında bir kız çocuğunun kendisinin, çevresinin, dünyanın farkına varma süreci... . İki öykünün ortak yanı küçük kız çocuklarının gözünden anlatılmış olmaları ve keder... İkinci öykünün sonunda kızın büyüdükten sonra dönüştüğü kişi beni şaşırtı. . . . .
Sevda Dolu Bir Yaz
Sevda Dolu Bir YazFüruzan · 2019460 okunma
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.