Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kasım ayı üvey evlattır!
On birinci ay soğukla birlikte gelir. Yazın neşesini kovar, kışın kasvetini getirir. İnsan soğuğa karşı koymak için dizlerini karnına çekerek büzülür. Bu durumda iken dışarı akmayan keder ve acı vücudunda toplanabilir, o zaman neşe ve mutluluk yaşayamaz.
Sayfa 12 - Okuyan Us Yayın 1. Baskı İstanbul, Ağustos 2002Kitabı okudu
Dikkatsizlik tahrip edicidir, muhatabına keder verir, coşkuyu söndürür. Gözlerini kaçırarak elinizi sıkan biri sizi önemsememekte, hatta aşağılamaktadır. Dikkatsizliğe muhatap olduğumuzda özgüvenimiz sarsılır. Içimizde saklı duran aşağılık duygusu harekete geçer ve kendimizi bir hiç gibi hissederiz. Bugün aile ilişkilerinde en büyük meselelerden biri, karı kocanın birbirine yeterince dikkat sunamaması. Ebeveynler çocuklarına, kadın ve erkek birbirine dikkatsiz. Insanın her şeye ve herkese rağmen anlaşılabileceğini ümit ettiği yegâne yer olan aile, dikkatsizlik girdabında boğuluyor. Bedenler orada ama ruhlar başka yerde. Aynı evin içinde ama farklı ekranlar karşısında gezinen hayaletler. Dikkat vermek, yanı başımızda duranı fark edebilmek demektir. Dikkat nezaket, dikkati esirgemek ise kabalıktır. Hele çocuklar söz konusuysa ihmal bir tür suistimaldir.
Reklam
Siz cennetteydiniz ama bunun farkında değildiniz. Dünyada pek çok insan da böyledir. Mutlu olmayı hak etmediklerini sanarak en büyük sevinci bulabilecekleri yerlerde keder ararlar.
"Derdin, keder ve tasanın olmadığı gün var mıdır?"
Mutlu olmayı hak etmediklerini sanarak en büyük sevinci bulabilecekleri yerlerde keder ararlar.
Sevinç ve kedere dair
Sonra bir kadın dedi ki, Bize Sevinçten ve Kederden Söz Et. O da yanıtladı: Sevinciniz maskenizden sıyrılmış kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu, çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu. Başka nasıl olabilir ki? Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur. Şarabınızı koyduğunuz şu tas, çömlekçinin fırınında pişirilen tasın ta kendisi değil mi? Ruhunuzu yatıştıran şu lavta, bıçaklarla oyulmuş ağacın ta kendisi değil midir? Sevinçliyken yüreğinizin derinliklerine bakın göreceksiniz; sizi şimdi sevindiren, bir zamanlar üzenden başkası değildir. Kederli olduğunuz zaman yine yüreğinize bakın göreceksiniz; sizi şimdi sevindiren, bir zamanlar üzenden başkası değildir. Kederli olduğunuz zaman yine yüreğinize bakın göreceksiniz, aslında, bir zamanlar neşe kaynağınız olan için ağlamaktasınız. Kimileriniz "Sevinç kederden büyüktür" derken, kimileriniz de "Hayır büyük olan kederdir" diyor. Oysa ben size diyorum ki, ikisi birbirinden ayrılmaz. Sevinç ve keder birlikte gelir; biri sofranızda sizinle otururken, unutmayın, diğeri yatağınızda uyumaktadır. Gerçekte kederiniz ve sevinciniz arasında askıdasınız terazi gibi. Ancak kefeler boşken hareketsiz, dengede durursunuz. Hazinedar altınlarını ve gümüşlerini tartmak için kaldırdığında, ya sevinciniz ağır basar ya da kederiniz
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan ne ilginç bir varlıktı. Bazen sevinç ona acı verir, bazen keder onu diriltir. Bazen de nimetin kendisi azap olur. "Herhâlde imtihan budur" diye düşündüm. Çünkü hiçbir şey senin sandığın gibi değildi. Başarı sandığın şey yenilgi olarak tecelli edebiliyor, yenilgi sandığın şey başarıya dönüşebiliyordu. Aşık olduğun, kendisi için hayatını bile harcayacağın kadın sana geldiğinde bir müddet sonra tüm acılarının, tüm kederlerinin kaynağı olabiliyordu. Bazen de ummadığın, beklemediğin, hatta istemediğin bir durum, bir iş, bir nimet ve cennetin olabiliyordu. Gerçek imtihan bu olsa gerek, diye geçirdim içimden. Hiçbir şeyin önü, arkasını tam olarak göstermiyor. Sen ve şansın. Veya sen ve kaderin... İşte insan bu hâlleri aşabilen ve hep daha iyinin gelebileceğine dair umudunu koruyan bir varlık...
— Aşk bazen beklemez, insanın içini bir ateş sarar, bütün varlığı ürpertir; öyle derin bir sevinç ve keder verir ki... — O yolda kadın her şeyi feda eder. Ruhunu, hayatını, kendine saygısını, şerefini, her şeyi.butun bunların yerine Aşkı koyar.
Sayfa 619 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Hayat ne güzel! Onu sonsuz bir iştiha ile seviyorum. Fakat hissediyorum ki ileride, hakkım olduğu kadar hayattan zevk almama insanlar mani olacak. İnsanlar, tabiatın serbest akışını değiştirmişler, saadet ve felaketi büyük talih ve keder kanunlarının mecralarından ayırmışlar ve köy sularını istedikleri gibi paylaşan mütegallibe tarzında, zevki ve kederi aralarında keyiflerine göre dağıtmışlardır. Tatlı hava, renkli ziya, gök, deniz, ağaç, çimen, ateşli kadın bakışı, yakıcı şiir ve sarhoş edici musiki ile benim aramda, yarın, karanlık bir kaya gibi dikilecek olan insan beni şimdiden ürkütüyor. Ben onu nasıl yumuşatacağım ve müthiş husumetini nasıl lehime çevirebileceğim?
Dünyada pek çok insan da böyledir.Mutlu olmayı hak etmediklerini sanarak en büyük sevinci bulabilecekleri yerlerde keder ararlar.
Sayfa 160 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Dünyada pek çok insanda böyledir. Mutlu olmayı hak etmediklerini sanarken en büyük sevinci bulabilecekleri yerde keder ararlar."
İşten Ben O Gözlerde Boğuldum..
Gözleri iri iri ve siyah, bir kadın. Gözleri bildiğimiz insan gözlerinden daha iri ve ne olduğunu bilmediğim, bağışlanmaz günahlarım için sitem dolu gözler. Ürküten, büyüleyen gözler, keder ve hayret dolu gözler, hem tehdit hem vaat eden gözler. Hem çekiyor, hem itiyor, uzaklaştırıyorlardı. İnsanı mesteden, doğaüstû bir ışık saçıyordu bu gözler.
Sayfa 33 - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 22. baskı: Istanbul, Agustos 2017Kitabı okudu
Bugün günlerden sevinç... Aslında hüzün ve keder desek daha doğru olur. 28 Eylül 2000 Perşembe. Uzun sürecek acılarımın başlangıç tarihinde yaşadığım sevinç ne de kısa sürmüştü. Evet, sevinmiştim. Hangi kadın hamile olduğu haberini alınca ve üstelik bunun sevimli bir kız çocuğu olduğunu öğrenince sevinmezdi ki?
"Dünyada pek çok insan da böyledir. Mutlu olmayı hak etmediklerini sanarak en büyük sevinci bulabilecekleri yerlerde keder ararlar."
Sayfa 162 - Can YayınlarıKitabı okudu
848 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.