Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
KEDİLER ÜZERİNE: Kedilerin arasında olmak çok iyidir. Kendini kötü hissediyorsan kedilere bakar ve kendini çok daha iyi hissedersin, çünkü onlar her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu bilirler; öyle fazla heyecanlanmak ya da üzülmek için bir neden yok. Onlar bunu bilirler. Kurtarıcıdır kediler. Ne kadar çok kedin varsa o kadar uzun yaşarsın. Yüz kedin varsa on kedin olduğunda yaşayacağının on katı daha uzun yaşarsın. Bu gerçek bir gün keşfedilecek ve herkesin binlerce kedisi olacak ve kimse ölmeyecek. Gerçekten çok saçma.
Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi çalmasına izin veriyoruz ? Neden yalnızlığımızı kelimelerle büyültebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz ?
Reklam
Neden bu kadar çok soru var hayatımızda? Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz? Neden yalnızlığımızı büyütebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz?..
"Ortalıkta birkaç kedi bulundurmak iyidir. Kendinizi kötü hissediyorsanız kedileri seyredin, kendinizi daha iyi hissedersiniz, çünkü olan her şeyin olması gerektiği olduğunu anlarsınız. Heyecanlanmak için bir neden yok. Kediler bunu bilirler. Kurtarıcıdırlar. Ne kadar çok kediniz varsa o kadar uzun yaşarsınız. Yüz kediniz varsa on kediniz olduğunda yaşayacağınızdan 10 kat daha uzun yaşarsınız. Bir gün bu keşfedilecek ve insanlar binlerce kedi sahibi olup sonsuza dek yaşayacaklar. Gerçekten çok saçma."
"Kedinin içinde ruhlar ya da tanrılar yoktur, boşuna aramayın. Ebedi çarkın bir resmidir kedi, deniz gibi. Güzel olduğu için denizi okşamazsın ama keyi okşarsın -neden?- SADECE SANA İZİN VERDİĞİ İÇİN. Ve kedi asla korku bilmez, denizin ve kayanın esnekliğine sarılır sadece, bir ölüm-kalım kavgasında bile sadece karanlığın görkemini düşünür."
Denizin üstünde yürünebilir mi? Gece, göz gözü görmezken mercanadalarının renkleri, tirsi balıklarının yalnızlıkları, denizatlarının nefesleri paylaşılarak ileriye, daha ileriye gidilebilir mi? Zaten ne yapmak istiyoruz ki bundan başka? Neden bu kadar çok soru var hayatımızda? Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz? Neden yalnızlığımızı kelimelerle büyütebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz? İşte bundan. Gerçekten de başka bir nedeni olamaz. Yapmak istediğimiz sadece ve sadece bu: Denizin üstünde yürümek istiyoruz. Denizin üstünde yürünebilir.
Reklam
Ey sevgi, neden böyle serseri bir gecede geldin evime? Bir nefesin bile, kelebek gibi tenimden geçebileceğini öğrettin, öyleyse götür sözlerimi sevgiliye: Seni hep seveceğim.
Sayfa 58
"Kedinin içinde ruhlar ya da tanrılar yoktur, boşuna aramayın. Ebedi çarkın bir resmidir kedi, deniz gibi. Güzel olduğu için denizi okşamazsın ama kediyi okşarsın -neden?- SADECE SANA İZİN VERDİĞİ İÇİN. Ve kedi asla korku bilmez, denizin ve kayanın esnekliğine sarılır sadece, bir ölüm-kalım kavgasında bile sadece karanlığın görkemini düşünür."
Neden bu kadar çok soru var hayatımızda? Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz?
Sayfa 75 - Can yayınlarıKitabı okudu
Dün yoktu.   Bugün var.   Ama bugün var.   Oysa dün yoktu. Aynı saatlerde, emin değilim ama belki de aynı dakikada, aynı pencereden bakmıştım. Hava biraz daha kapalıydı. Beklenmedik sıcaklar iç bunaltan bir sise neden oluyor sabahları. Belki ... belki sis yüzünden fark edemedim. Belki dün de vardı...
Epub
Reklam
Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz? Neden yalnızlığımızı kelimelerle büyütebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz?
Sayfa 75 - Can YayınlarıKitabı okudu
Küçükken, Kurban Bayramlarında etrafta kedi göremezdik. Anneme, “Kediler nerede? Etraf et, ciğer, işkembe dolu ama onlar neden yok?” diye sorduğumda, annem: “Kediler, Kurban Bayramlarında hacca giderler,” derdi. Gerhard, Ka’yı gömme işi karşılığında bana 250 Avro vermişti. Yaklaşık bir ay sonra Kurban Bayramı idi. Memlekete gidip, Kurban Bayramı’nda o paraya bir koç aldım ve bu koçun etini, mahallemin; ayakkabı boyayan, simit satan, elmalı şeker satan, çorap satan ve isimleri İsmail, İshak, Mehmet ve İbrahim olan çocukların ailelerine dağıttım ve onlarla beraber, kedilerin hacdan dönmelerini bekledim.
Hayvanlar, Hayvan Hakları
... "Bak evladım, hayvanlar insanları nedensiz sever. Hayvanlar, insanın ne makamına ne de cüssesine bakar. Onlar için bunlar hiçbir şey ifade etmez. Zenginmiş, fakirmiş, şuymuş, buymuş... Sadece severler ya insanlar?" Latif Babanın bu cümlesinden sonra şunlar düşündüm: " İnsanlar hayvanları neden sever, eti, sütü, derisi için mi? Bu sevgide ne kadar menfaat vardı? Gerçek sevginin anlamını hayvanlar biliyor da ya insanlar niçin bilmiyor? Bir de hayvan hakları denilince; kediler, köpekler akla geliyordu? Ya diğer hayvanlar? Hayvanlar alemi sadece kedi ve köpeklerden mi ibaret? Ya karınca hakları, ya şehirde haklarını gasp ettiğimiz diğer hayvanların hakları? Onların da hakları savunulmalıydı."
Sayfa 222 - İlgi YayınlarıKitabı okudu
820 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.