Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
296 syf.
3/10 puan verdi
kediler, köpekler, böcekler.. sonra rüzgar sonra bir iki damla yaş filan. he aret hee. kesin öyledir zaten. fazlasıyla yapay ve zorlama. ve biri bu adamı lütfen ikaz etsin. bir yazar bu kadar imla hatası yapmamalı. ve yine biri bu adama ikide bir cümlenin sonuna anlamlı anlamsız üç nokta koymasının yazdığı cümleyi daha etkili hale getirmediğini lütfen söylesin. 15 yaşında değiliz. ve son olarak bu hayatta ne zorluklar yaşayan insanlar var. sanki onlardan biriymişsin gibi davranmayı kes. çünkü öyle değilsin. çünkü samimi değilsin. sürekli ağlayıp zırlayıp kadın gibi davranışlar sergilemen ise kitapta yarattığın o kadının kollarından bu kadının kollarına hikayesi ile homo duygularını ne yazık ki saklamaya yetmemiş. bir yandan itiraf bir yandan kılıf. bence korkaksın. ve yine aynı zamanda yalancısın. bu neden diye soracak olursan, bu da arka fonda kullandığım tek sayfalık süslü ama içini açınca boş çıkan kutuyu iyi pazarladığın içindi.
Bin Yüz Bir İnsan
Bin Yüz Bir İnsanAret Vartanyan · Destek Yayınları · 2017360 okunma
KEDİLER ÜZERİNE: Kedilerin arasında olmak çok iyidir. Kendini kötü hissediyorsan kedilere bakar ve kendini çok daha iyi hissedersin, çünkü onlar her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu bilirler; öyle fazla heyecanlanmak ya da üzülmek için bir neden yok. Onlar bunu bilirler. Kurtarıcıdır kediler. Ne kadar çok kedin varsa o kadar uzun yaşarsın. Yüz kedin varsa on kedin olduğunda yaşayacağının on katı daha uzun yaşarsın. Bu gerçek bir gün keşfedilecek ve herkesin binlerce kedisi olacak ve kimse ölmeyecek. Gerçekten çok saçma.
Reklam
Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi çalmasına izin veriyoruz ? Neden yalnızlığımızı kelimelerle büyültebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz ?
Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - Yapacak daha iyi bir şey aklıma gelmediği için.. Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - Yazamadığım için.. Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - Ne yapayım? Aptallıklarınızın bir parçası mı olayım? Bana böyle bir soru soran biriyle bir kaç saat konuşmak zorunda kalmaktansa ömrüm boyunca kitaplara gömülmeyi tercih ediyorum.. Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - İnsan sevmiyorum ben. Gerçek insanları sevmiyorum. Fazla sıkıcılar. O yüzden kitaplarda bulduğum ve gerçek olmadıklarını bildiğim insanlar ruhumu dinlendiriyor.. Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - "Sorma neden niçin, her şey yalnızlıktan.." Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - Küçüklüğümden beri böylesine şaşkın sorularla karşılaştığımda ne cevap vereceğimi bilemediğim için.. Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - Neden insanlar bu kadar az kitap okuyor? Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? - Neden balıklar su altında boğulmuyorlar? neden kediler hep dört ayaklarının üstüne düşüyor? neden sevdiğimiz ölüler ve sevmediğimiz diriler çok... Ali Lidar
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Sevmelerim Ağırdır Benim Kaldıramazsın Sevdalarımız ağır olur bizim Belki çok istersin ama taşıyamazsın sevdiğim Omuzların çöker Göz torbaların şişer Saçlarına düşen akların sayısı,
Reklam
Neden bu kadar çok soru var hayatımızda? Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz? Neden yalnızlığımızı büyütebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz?..
"Ortalıkta birkaç kedi bulundurmak iyidir. Kendinizi kötü hissediyorsanız kedileri seyredin, kendinizi daha iyi hissedersiniz, çünkü olan her şeyin olması gerektiği olduğunu anlarsınız. Heyecanlanmak için bir neden yok. Kediler bunu bilirler. Kurtarıcıdırlar. Ne kadar çok kediniz varsa o kadar uzun yaşarsınız. Yüz kediniz varsa on kediniz olduğunda yaşayacağınızdan 10 kat daha uzun yaşarsınız. Bir gün bu keşfedilecek ve insanlar binlerce kedi sahibi olup sonsuza dek yaşayacaklar. Gerçekten çok saçma."
"Kedinin içinde ruhlar ya da tanrılar yoktur, boşuna aramayın. Ebedi çarkın bir resmidir kedi, deniz gibi. Güzel olduğu için denizi okşamazsın ama keyi okşarsın -neden?- SADECE SANA İZİN VERDİĞİ İÇİN. Ve kedi asla korku bilmez, denizin ve kayanın esnekliğine sarılır sadece, bir ölüm-kalım kavgasında bile sadece karanlığın görkemini düşünür."
Denizin üstünde yürünebilir mi? Gece, göz gözü görmezken mercanadalarının renkleri, tirsi balıklarının yalnızlıkları, denizatlarının nefesleri paylaşılarak ileriye, daha ileriye gidilebilir mi? Zaten ne yapmak istiyoruz ki bundan başka? Neden bu kadar çok soru var hayatımızda? Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz? Neden yalnızlığımızı kelimelerle büyütebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz? İşte bundan. Gerçekten de başka bir nedeni olamaz. Yapmak istediğimiz sadece ve sadece bu: Denizin üstünde yürümek istiyoruz. Denizin üstünde yürünebilir.
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
Çocuklukları, genç kızlıkları, kadınlıkları başkalarınca mahvedilmiş ve sonunda delirmiş pek çok kadının hikayeleri oldukça değişik bir üslup ve hikaye düzeni içerisinde anlatılmış. Bazı kadınları erkekler, bazı kadınları da erkekler tarafından delirtilen kadınlar delirtmiş. Anlamı pekiştirmek için yapılan kelime tekrarları çok ilgimi çekti. Simgesel ve şiirsel bir dili var Mine Söğüt'ün. Okudukça hem hikayelerden hem de kullanılan üsluptan ötürü aklım hep Sevgi Soysal'a ve onun kahramanı Tante Rosa'ya gitti. Fakat Mine Söğüt'ün dili çok daha karamsar, kahramanları da öyle. Ve ben daha çok beğendim bu dili. 21 deli/delirtilmiş kadınla tanıştım. En beğendiğim öyküler ise: "Annemin Harikulade Saçları" "Beni Öldürmek İsteyen Muhteşem Hayat" "Kürt Kediler Çingene Kelebekler" "Maharetli Pembe El" "Madam Arthur Bey" "Naz Neden Derine Gömmemiş Kediyi?" "Vakvak Ağacı" oldu. Efsanevi bir ağaç olan Vakvak ağacına yazılan hikaye çok etkileyiciydi. Okumanızı tavsiye ettiğim bir kitap Deli Kadın Hikayeleri...
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,8bin okunma
Ey sevgi, neden böyle serseri bir gecede geldin evime? Bir nefesin bile, kelebek gibi tenimden geçebileceğini öğrettin, öyleyse götür sözlerimi sevgiliye: Seni hep seveceğim.
Sayfa 58
128 syf.
4/10 puan verdi
Yekta Kopan'ı çok severim. Ancak bu kitabında acımasızca eleştireceğim. Acımasız olmasının nedeni çok sevdiğimden kaynaklanıyor orası da ayrı bir durum. Şimdi efendim, sen naif, entelektüel bir insansın, deneme yapacağım diye neden okuyucu zekasını hiçe sayıyorsun. Tüm kelimelerin "G" harfi ile başlamasıyla ilgili bir deneme yapmış ki çok sinirlendim böyle bir kalemin bunu yazmasına. Ne bir anlamı var, ne kattığı bir şey. Bomboş. Lisedeyken, kızları etkilemek için deniyorduk bunları. Ayrıca "istemem ben uçurtmayı sen bana uçurt yap" nasıl kötü bir cümledir. Ahmet Batman, Kahraman Tazeoğlu'na kötü diyorduk, sen yapma bari. Bunu beğenip sayfalarına ekleyenlerin IQ seviyelerine bir bak sayın Kopan, bir daha böyle kalp krizleri geçirtme bizlere. Her ne dersek diyelim, "Perde 2, Sahne 4" gibi hikayeler de mevcut çok şekilli, çok güzel. Beni duygu karmaşasına sürüklediği için affedemiyorum. Hatta bir ara yazım yılına baktım, çok mu eski ergenlikten mi kaldı acaba diye. Ama değilmiş. Çok kısa bir süre de olsa Yekta Kopan okumayı bırakmayalım diye düşündüm şu uçurtma yazısını görünce. İşte biz sadakatsiz okuyucuların nabzını hep yüksek tutmak gerekiyor. Yoksa haddimiz olmadan böyle eleştiriler yapmamıza vesile oluyorsunuz.
Kediler Güzel Uyanır
Kediler Güzel UyanırYekta Kopan · Can Yayınları · 20161,475 okunma
"Kedinin içinde ruhlar ya da tanrılar yoktur, boşuna aramayın. Ebedi çarkın bir resmidir kedi, deniz gibi. Güzel olduğu için denizi okşamazsın ama kediyi okşarsın -neden?- SADECE SANA İZİN VERDİĞİ İÇİN. Ve kedi asla korku bilmez, denizin ve kayanın esnekliğine sarılır sadece, bir ölüm-kalım kavgasında bile sadece karanlığın görkemini düşünür."
1-Hakim saçı sakalı uzamış Necip fazıl üstada "maymuna dönmüşsün Necip" demiş. Necip fazıl yüzünü duvara çevirip: "şimdi de duvara döndüm" demiş. 2-Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir gün konferans verirken salonda bulunanlardan birisi kürsüye salatalık fırlatır. Salatalığı eline alan Necip Fazıl salondakilere dönerek: "-
1.338 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.