Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alçak gönüllülüğün Iki-büklüm ettiği adam alçaltılınca, dikilip kafa tutar. Alçak gönüllülük cennetin, alçaltılmak ise cehennemin kapılarını açar. Alçak gönüllülükte bir çeşit isteyerek bo- yun eğiş vardır. Kendi rızasıyla kabullenmiştir onu insan. Incil’deki kelâmın gerçekliğini meydana koyar: “Alçalan,yükselecektir.” Alçaltılma ise tersine, ruhu bayağılaştı­rır, eğip büker, biçimsizleştirir, çoraklaştırır, öfkelendi­ rir, damgalar."
Sayfa 88
Ben bu çalışmanın meal bölümünü hazırlarken, motamot (kelime kelime) çeviri yapmak yerine, serbest bir dil kullanmayı tercih ettim. Motamot tercüme okuyucuya, Kur'ân'ın her kelimesini anlaması ve her âyetin altında hemen tercümesini okuduğundan âyetin manasını hemen anlaması konusunda yararlı olur. Bu yöntem, bazı kolaylıkların yanı
Reklam
Birbiriyle Bağlantılı Kavramlar
( Düşünce-Frekans-Müzik-Burç-Bilim-Büyü-Tılsım-Nazar ) _ DÜŞÜNCE _ _Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz.
Y ı l d ı z l a r *
_1-Sirius (Köpek yıldızı, Akyıldız, αlfa Canis Major): Yakıcı anlamındadır. Büyük Köpek Takımyıldızı’nda, Canis Majoriste yer alır. Sirius, biri beyaz cüceden oluşan ve birbirleri çevresinde 49.9 yılda dönen bir çift yıldızdır. Güneş'e 8,47 ışık yılı uzaklıkta ve güneşin iki katıdır. Aydınlatma gücü Güneş'in 25 katıdır. Siriusun yaşı
Motamot tercüme okuyucuya, Kur'ân'ın her kelimesini anlaması ve her âyetin altında hemen tercümesini okuduğundan âyetin manasını hemen anlaması konusunda yararlı olur. Bu yöntem, bazı kolaylıkların yanı sıra beraberinde birtakım zaafları da taşır. Nitekim Arapça bilme yen Kur'ân okuyucuları, bu yöntemden tam anlamıyla
Alçak gönüllülük cennetin, alçaltılmak ise cehennemin kapılarını açar. Alçak gönüllülükte bir çeşit isteyerek boyun eğme vardır. Kendi rızasıyla kabullenmiştir onu insan. İncil'deki kelamın gerçekliğini meydana koyar: "Alçalan, yükselecektir." Alçaltılma ise tersine, ruhu bayağılaştırır, eğip büker, biçimsizleştirir, çoraklaştırır, öfkelendirir, damgalar. Çok güç iyileşebilecek manevi bir yaraya yol açar.
Reklam
Şimdi beni dikkatle dinle, sözlerimi aklının en korunaklı yerinde sakla ve sakın ama sakın unutma! Yolculukların en çilelisi aşk için yapılandır. Ve zorluk ne kadar artarsa aşk o kadar kıymete biner, o kadar anlam kazanır, o kadar vaz geçilmez bir hal alır. İşte o benzersiz yolculukta amacına ulaşmak için benim sözlerime ihtiyaç duyacaksan, benden
Melikşah Sezen / Vuslat Dergisi Türkçülük İdeolojisi ve Mâturîdîlik: Bir İdeoloji İstikametinde Mâturîdîliğin Keşf ve İstismarı Ehl-i Sünnet dairesi içinde yer alan kelâm fırkalarının kurucu iki reisinden bir tanesi olan İmam Ebû Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâturîdî es-Semerkandî (ö. 333/944) ve ona nispetle anılagelen itikadî
Kelamın da ruhu vardır... •o yüzden ya hayır konuş ya sus...
Musikî duaya benzer. Dua, Allah’ı, kendi çırpınışımızla içimizden bir şey gibi yaratır. Öğretilen her şey, bütün akideler, korkular, engeller, insanın kendi üstüne katlandığı, varlığındaki biçareliğin şuuruna erdiği, onu ezici kâinatla karşı karşıya gördüğü bu yalnızlık ânında hepsi unutulur. Bu biçarelik şuurunun, bu yalnızlığın arasından Allah bütün parlaklığıyle doğar. Musikî de öyledir. Kendi üzerine döndükçe kendisini, hedefini, mevzuunu yaratır. Musikînin maddesi yoktur. Başlangıcı vardır. Bu, hançeremizin veya asabımızın (Valery’nin dediği gibi) bir gıcıklanışıdır. Geri taraf, asıl kumaş, kendiliğinden ve kâinatıyla beraber doğar. Maddesi olmadığı için insanı ele alarak işe başlar, onu siler, değiştirir, ona ayrı zamanlar icat eder. Sonunda tıpkı dua gibi ortada benden başka bir şey olan bir "Ben" kalır. Ve bu benlik kâinatın bir nevi eşitidir. Tevrat’taki kelâmın hakikî mânâsı musikîde anlaşılır. Mesnevi’deki «Bişnev» de böyle değil midir? Dinle! Sen, yeni baştan bütün bir dünya ile beraber doğuyorsun. Ve sesler birbirini kovaladıkça mucize tamamlanır. Ferah-fezâ âyini, daha başladığı anda biz başka bir hüviyetiz. Varlığımız, bizden çok kuvvetli bir varlığa terk edilmiştir. Tek bir andan, onun sağılmasıyle bu yeni baştan doğuş, bu adım adım teşekkül, bu üst üste uyanışlar, her şey bitti sandığımız anda yeniden her şey oluşumuz, bizi sonunda, imkânlarımızın dışında bir yere götürür. Muhayyilenin bile sustuğu bu anda, insan ruhu sonsuzluğun bir çalkanışı olur.
Sayfa 326 - Türkiye Kültür Enstitüsü YayınlarıKitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.