Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ibrahim, kırılmak puttan eskidir, bilmiyorsun. bilmiyorsun yakmayınca ateş seni burada yangınlar ne turuncu ne zebercet ne ah u figan göğ yarıklarından yağmur taşıyor gözlerime boşluk ve devletle hüzün yetiştiriyorum ayağımı bir suya takılı halde gülenler beni bilmiyor oysa şurama dayanıyorum ibrahim, bütün kemiğimle bıçağa bir uzağın sırtı
Türk Büyükleri
17 Mayıs 1639 İranlılar ile Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı. 4. Murad zamanında imzalandı dönemin sadrazamı ise Kemankeş Kara Mustafa Paşadır.
Reklam
Uzaklara bakabiliyor olmanın bir nimet olduğunu geçtiğimiz haftalarda fark etmiştim. Gözünün önünde insan eliyle sonradan iliştirilmiş bir şeyler olmadan yani, bina gibi. Bunun insanın hayal gücünü ve ufkunu genişlettiğine inanıyorum, şimdilik böyle en azından. Baktığında beş metre ötesini görmekle, beş yüz metre ötesini görmenin ya da beş bin metre ötesini görmenin insan ufkunda aynı etkiyi göstermediğine eminim. Okumadım, içeriğini bilmiyorum ama bu İmam Gazalî'nin "göğe bakmanın faydaları" gibi bir metni var, onun içinde her ne yazıyorsa söylemek istediğim şey onunla ilgili olabilir. Ayrı bir nimet ki bu iletiyi Hacı Bayram'da Şeyh İzzettin Türbesinin ön taraflarındaki parkta, karşı tepenin yamaçlarını seyrederken yazıyorum. Böyle söyleyince iletim sınıf atlamış gibi hissettim. Odamda iki metre ötesini ancak görebiliyorken yazdığım iletilerden bi farkı olmalı diye geçiriyor insan içinden. Ama maalesef fiziken bir yerde olmak oradan olmak, oralı olmak ya da oranın rengine boyanmak demek olmuyor. Öyle olsaydı bir sürü Allah dostunun gelip geçtiği şu mekanda ben de ermiş oluverirdim. Ama ben hala "ben ne zaman akıllanacağım" diye geçiriyorum içimden. Neyse konuyu nerden nereye getirdim. Şimdi gidip kemankeş'te bir şerbet içip kitap okuyayım. Okuyacağım dedim, okumam gerek. Selametle 🌿
Hiç değişmeyen ulemâ
Osman'ın katliyle tahta geçen I. Mustafa, Veziriâzam Kemankeş Ali Paşa'nın ulema ile anlaşması sonucu tahttan indirilmişti. Bu dönemde asker kullar olsun, devlet başındakiler olsun, hareketlerine meşrûluk kazandırmak için daima ulemâ ile ittifak etmekte; ulemâ da, kendi ayrıcalık ve geçim kaynaklarını artırmak için bundan yararlanmakta idi. Birbirine rakip ulema, şeyhülislâmlik için kullara dayanır, onları kışkırtıp rakibi azlettirirdi.
Sayfa 187 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Geceye katran çal, Acıya hüzzam, Ah edersem tutmasın elim Tutulsun dilim. Ey kemankeş durma vur! Nasılsa bu sine vurgun Nuru düşsün düşlerin kör olsun Seni görmesin kör olsun.
İbrahim, baltanın suçu yok kırılmak puttan eskidir bilmiyorsun Sana bir çağ buldular sana ateşten deva Sana putlar ne hacet sana kemankeş tıs Bir kavmin vardı bir de rabbin İbrahim peki ya ben ama ben ya ben?
Sayfa 25 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İbrahim kırılmak puttan eskidir, bilmiyorsun bilmiyorsun yakmayınca ateş seni burada yangınlar ne turuncu ne zebercet ne ah u figan. İbrahim bir uzağın sırtı gibiyim Yakışmıyorum dünyanın hiçbir penceresine sorma kanser hücreliyorum sorma bulsa beni ölmeye yatıracak o katilin işini aksatmışım fazladan yaşıyorum. Beni bıçağına ısmarla ibrahim,
İbrahim kırılmak puttan eskidir, bilmiyorsun bilmiyorsun yakmayınca ateş seni burada yangınlar ne turuncu ne zebercet ne ah u figan. İbrahim bir uzağın sırtı gibiyim Yakışmıyorum dünyanın hiçbir penceresine sorma kanser hücreliyorum sorma bulsa beni ölmeye yatıracak o katilin işini aksatmışım fazladan yaşıyorum. Beni bıçağına ısmarla ibrahim,
Menderes'in imarı sırasında hem de tam beş adet Sinan camisi gitti. 17'nci asrın güzel eserlerinden Kemankeş Kara Mustafa Paşa Külliyesi de aynı şekilde yıkıldı.
Sayfa 239 - KronikKitabı okudu
Ne hevâ vü ne kemân ü ne kemânkeş el-hakk. Erdiren menziline tîri, nidâ-yı yâ Günümüz Türkçesi: Hakk ne hava, ne yay ve ne de okçudur. Doğrusu oku menziline ulaştıran yâ Hakk nidasıdır. Hoca Neş'et
Reklam
Çile, tasavvufta müridin nefsini körletmesi ve dünya nimetlerine sırtını dönmesi için açlık veya diğer yollar ile imtihan ve terbiye görmesine denir. Çile, "kırk" demektir ve tasavvufta bu imtihan çoğunlukla 40 gün sürdüğü için "çileye girmek, çileden çıkmak, çilesi dolmak, vs." deyimler, dilimize birer tasavvuf terimi olarak yerleşmiştir. Ancak kelimenin başka bir anlamı daha vardır ve "Hem kemankeş; hem çilekeş" deyiminde yaşar. Bu, tasavvuf yolunda olmadığı hâlde çile çeken ve acılarla yaşayan insanlar için söylenen bir deyimdir.
Kapı Yayınları
Evliya Çelebi'ye göre camiin temel imamı, padişahın imamı olan, kendisine de hocalık eden Evliya Efendi, temel şeyhi Üsküdarlı Celvetî Şeyhi Aziz Mahmud Hüdayî Efendi, temel kadısı Karasümbülî Ali Efendi, mutemedi Kalender Paşa, temel nazırı Kemankeş Ali Paşa'dır. Bizzat Sultan Ahmed temelden çıkan toprağı eteğine doldurup taşımıştır.
Sayfa 142
"Cihad kimisi için kılıç tutmaktır, kimisi için top dökmek, bir başkası için kürek çekmektir," dedi. "Alim için kalem tutmak, kemankeş için ok atmak, bir oduncu için ise baltasını ustalıkla kullanmaktır."
Sayfa 459 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Kemankeş Kara Mustafa Paşa, devrindeki diğer vezirazamlara olanla daha fazla görevde bulunmasına rağmen rüşvet ve iltimasa bulaşmamış Ender devlet adamlarından biri olmuştur. Hatta Sultan I. İbrahim’in hediye karşılığı atama yaptığı kişileri kabul etmeyip, padişahın azarına katlanmaya razı olmuştur. Öldüğünde hibesinde sadece 30 bin düka altından başka hiçbir şeyi bulunamamıştır.
Sayfa 108Kitabı okudu
392 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.