Kuran, Tevrat gibi uzun yıllar yazılmamıştır. Muhammed’in vahi olarak söyledikleri taşlar, hurma dalları, kemikler üzerine yazılmış. Peygamber öldükten sonra bu yazılanlar ve Kuran’ı ezberleyenler bir araya getirilip tek kitap haline getirilmiştir.
"Nasıl ki kemikler, et parçaları, bağırsaklar ve kan damarları derinin altında gömülü olduğu için insan görüntüsü çekilir bir hal alıyorsa, ruhun heyecanları ve tutkuları da aynı şekilde hiçliğe gömülüdür; hiçlik, ruhun derisidir."
Sayfa 114Kitabı okuyor
"Nasıl ki kemikler, et parçaları, bağırsaklar ve kan damarları derinin altında gömülü olduğu için insan görüntüsü çekilir bir hal alıyorsa, ruhun heyecanları ve tutkuları da aynı şekilde hiçliğe gömülüdür; hiçlik, ruhun derisidir."
Sayfa 114Kitabı okuyor
“Nasıl ki kemikler,et parçaları , bağırsaklar ve kan damarları derinin altında gömülü olduğu için insan görüntüsü çekilir bir hal alıyorsa, ruhun heyacanları ve tutkularıda aynı şekilde hiçliğe gömülüdür; HİÇLİK RUHUN DERİSİDİR.”
Sayfa 114Kitabı okuyor
Bir diğer çarpıcı örnek, uzay istasyonundaki astronotların yerçekiminin mekanik etkisinden uzak kalmaları sebebiyle hızla kemik yoğunluklarını kaybetmeleridir. Yerçekiminin mekanik etkisi olmadığında kemikler hızla yaşlanmaya başlar. Yerçekiminin mekanik etkisi yaşlanmayı önlemek için gereklidir. Bu durum, dünyadan daha düşük yerçekimine sahip bir gezegende daha hızlı yaşlanacağımızı gösterir. Bir film konusu olabilecek kadar ilginç olan bu husus, NASA'nın da araştırma konularından biridir. NASA, uzayda yerçekimsiz ortamda hızlı yaşlanmanın sonuçlarını Longevity araştırmalarına yön vermek için kullanmaktadır. "Organoid" adı verilen küçük organ hücreleri, NASA'nın yerçekimsiz laboratuvarlarında hızla yaşlanmaya tabi tutuluyor. Sonrasında, bu hücrelerin tekrar gençleştirilmesi için molekül arayışlarına devam ediliyor.
"Sıradanların neden kendi hataları olmayan şeyler için özür dilediğini hiç anlamıyorum."
"Özür dilemiyorum. Bu sadece... anlayış göstermek. Mutsuz olduğun için üzüldüğümü söylüyorum sadece."
"Mutsuz değilim," dedi Jace. "Sadece amacı olmayan insanlar mutsuzdur. Benim bir amacım var."
Sayfa 210Kitabı okuyor
Düşünceni değiştirdiğinde duyguların da değişir...
ORGANLARI ZAYIFLATAN DUYGULAR
Karaciğer: Öfke, kızgınlık, endişe.
Böbrekler: Korku, şok, üzüntü
Dalak: Aşırı düşünmek
İnsan ilişkilerinin yokluğunda kağıtta karakterlerle aramda bağ kurdum. Tarihe mal olmuş hikayelerle aşkı ve kaybı yaşadım; İlişkilendirme yoluyla ergenliği yaşadım. Benim dünyam, iç içe geçmiş sözcüklerden olan bir ağ; bir uzuv diğerine, kemikler sinirlere, düşünceler imgelere bağlanmış. Ben harflerden oluşan bir varlık, cümlelerin yarattığı bir yaratık, kurgu aracılığıyla oluşturulmuş bir hayal ürünüydüm.
Sayfa 67 - Dex, JulietteKitabı okudu
"nasıl ki kemikler, et parçaları, bağırsaklar ve kan damarları derinin altına gömülü olduğu için insan görüntüsü çekilir bir hal alıyorsa, ruhun heyecanları ve tutkuları da aynı şekilde hiçliğe gömülüdür; hiçlik, ruhun derisidir."
Sayfa 114 - ayrıntı yayınlarıKitabı okuyor
"Alaycılık, hayal gücü iflas edenin son sığınağıdır." dedi Clary.
"Elimde değil. İçimdeki acıyı gizlemek için kılıç keskinliğindeki zekamı kullanıyorum işte."
Sayfa 205Kitabı okuyor
"Kırılan şeyler -kemikler, kalpler, tutulmayan sözler- tekrar bir araya getirilebilir, ancak hiçbir zaman eskisi gibi olmaz."
Sayfa 585 - A.P.R.I.L YAYINCILIKKitabı okudu
Melih Gökçek in DinoPark için esinlendiği kitap
"Burada, Green Town, Illionis'da kendi dinozorumuz olsa, gelse ve hiç gitmese muhteşem olmaz mıydı? Tamam, kemikler harika. Ama gerçeği olsa müthiş olmaz mı?"
Derinizi kaldırdığınızda gözünüze çarpan ilk yapılar, kırmızımsı kaslarınız ve bu kasların tutunmuş olduğu kemikler olacaktır. Bu kas ve kemik dokusunun aralarında bir yerlerde de çeşitli organların yerleşmiş olduğunu görürsünüz. Bu organlar görevleri doğrultusunda o kadar özelleşmişlerdir ki hiçbiri diğerine benzemez. Her bir organın kendisine has görünümü vardır ve tavırları da birbirinden çok farklıdır.
Sayfa 17Kitabı okuyor
...Nasıl ki kemikler,et parçaları ve kan damarları derinin altına gömülü olduğu için insan görüntüsü çekilir bir hâl alıyorsa, ruhun heyecanları ve tutkuları da aynı şekilde hiçliğe gömülüdür; hiçlik, ruhun derisidir...
Sayfa 114Kitabı okuyor