Belli bir yaşta insanın kendini kanıtlama çabası, kendini anlama çabasına dönüşmelidir.
Ne var ki bazıları yaşlanır ama olgunlaşamazlar; ömürlerinin sonuna kadar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü en önemli konu olarak kalır. Beğenilmek, sevilmek ister ve bütün güçleriyle bunu sağlamak için uğraşırlar.
Bazıları da belli bir olgunluğa erişince, kendilerini beğendirmeye çalışmaktan vazgeçer ve dünyayı daha rahat bir gözle seyretmeye başlar. Bu aşamada kişinin "nasıl göründüğü" sorusu önemini kaybeder; bunun yerine kendisinin 'dünyayı ve insanları nasıl gördüğü ' öne çıkar.
Değeri ölçülmeye çalışılan kişiden, değer ölçmeye geçiş aşamasıdır bu. O kişi artık yarışta değil, jüridedir.
Altın değil, sarraftır.
Aktör degil, yönetmendir.
Karatı ölçülen taş değil, kuyumcudur."