Bana karşı davranışların yapmacık ve yalandan başka bir şey olmadığı kanısına varınca, bir aşırı uçtan başka bir aşırı uca geçmekte gecikmedim. Çünkü, insan doğal durumundan bir kez çıkmayagörsün; artık onu hiç bir şey tutamaz. O andan sonra, insanlardan iğrendim ve bu konuda onlarınkiyle sanki yarış eden istemim beni benzerlerimden öyle uzaklaştırdı ki, insanların başka herhangi bir özellikleri bunu başaramazdı. Ama, ne yaparlarsa yapsınlar, bu yılgınlık nefret derecesini bulamaz. Beni egemenlikleri altına almak için benim egemenliğim altına nasıl girdiklerini düşündüğüm zaman, insanlara gerçekten acıyorum. Ben mutsuzsam onlar da mutsuzdur ve ne zaman kendimi çözümlesem, onların acınacak bir durumda bulundukları yargısına varırım. Bu yargıda, belki gururun da etkisi var; onlardan nefret etmeye gönül indirmiyorum; onları olsa olsa adam yerine koymam. Bundan başka kendimi, başkasını sevmemeye yönelemeyecek denli çok severim. Sevmemek, yaşamımı daraltmak, sınırlamak olur. Kaldı ki ben daha çok bütün dünyaya yayılmak isterdim. Onlarla uğraşırsam, huzurlarında bulunduğumda, istemeyerek bulunurum; yoksa düşünerek değil.Nitekim görmediğim zaman yok gibidirler. Adalet duygusundan yoksun bulunmam için manevi olarak ölmüş olmam gerekir; oysa, kötülük ve adaletsizlik beni hâlâ çileden çıkarıyor; başkalarına karşı kendini gösterme ya da beğendirme kaygısı taşımayan tek bir erdem belirtisi bile beni sevindirir, gözümü yaşartır. Ama, onu kendim görüp değerlendirmeliyim; çünkü başıma gelenden sonra, insanların herhangi bir konuda verdikleri yargıyı kabul etmek ve başkasının gözüyle bir şeye inanmak, delilik olur.
Sayfa 25 - Fransızca'dan çeviren: Reşat Nuri DARAGO Yayına hazırlayan: Egemen Berköz Dizgi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Baskı: Çağdaş Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti. Temmuz 1999
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Reklam
Yükseliş Önderi Bir Aydın: Snelman Daha Çar I. Alexandr’in sağlığında Fin kültürünü yükseltmek isteyenlerin başına Snelman adında biri geçmişti. Bu nedenle bu kişinin hayatı ve çalışmaları hakkında biraz bilgi vermekte yarar var: Johan Wilhelm Snelman, 12 Mayıs 1806’da, Stockholm’da dünyaya gelmiş ve 4 Temmuz 1881’de Danskarby’de vefat
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Namaz, ne kadar kıymetdar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır, hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen; şu temsilî hikâyeciğe bak, gör: Bir zaman bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, -herbirisine yirmidört altun verip- iki ay uzaklıkta has ve
"Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sükutu, ne inkisar kalır... Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendi kendmize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendini bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur..."
Sayfa 93 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.