Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatı belli şartlar altında yaşamaya buyur ediliriz. Hayat boyu böyledir bu. Doğduğumuz andan ölümümüze değin hep bu şartlar topluluğu bir şartlar topluluğu ile çevrelenmişizdir. Kimimizin babası sert, kimimizin ki fazla yumuşak, kimimizin annesi ilgisiz, kimimizin ki ise insanı boğacak kadar ilgilidir. İçinde yaşatıldığımız şartlar ilk olarak
SANATIN İşlevinin ifade etmek olduğu ve sanatsal ifade edişin bilmeye bağlı olduğu genellikle bir dogma olarak kabul edilir. Sanatçı söyler: bir ressam, hatta bir müzisyen olsa bile. Söze dökülemez olanı anlatır o. Sanat eseri, gündelik algıyı sürdürmekle birlikte, onun ötesine geçer. Metafizik sezgiyle çakışan sanat eseri, genel algının sıradanlaştırdığı ya da gözden kaçırdığı şeyi indirgenemez özünde kavrar. Bir şiir ya da resim, gündelik dilin geçerliliğini yitirdiği yerde konuşur. Bu sebeple gerçeklikten daha gerçek olan eser, kendini mutlak olanın bilgisi olarak kuran sanatsal imgelemin itibarının delilidir.
Gerçeklik ve Gölgesi / KindleKitabı okuyor
Reklam
Tanımak... her haliyle kabul etmek...
... kainatta her şey kendini tanıyanı ve kabule hazır olanı arıyordu.
Sayfa 98 - İletişimKitabı okudu
Stoacılar gelecekte başa gelebilecek kötülüklerle ilgili üç eidetik indirgeme biçimi geliştirmişlerdir. Birincisi, geleceği gerçekleşmesi muhtemel hâliyle değil, gerçekleşmesi çok düşük bir olasılık olsa da en kötü hâliyle hayal etmektir-en kötüsü kesin gerçekleşecektir, bu bir olasılık hesabı olarak değil olabilecek gerçekleşmiş gibi değerlendirilir. İkincisi,kişi olabilecekleri uzak gelecekte muhtemelen gerçekleşebilecekmiş gibi değil çoktan gerçekleşmiş ve gerçekleşme sürecindeymiş gibi değerlendirmelidir. Örneğin birisi sürgüne yollanabilirmiş gibi hayal edilmez de çoktan sürgüne yollanmış, işkenceye maruz kalmış ve ölmek üzereymiş gibihayal edilir. Üçüncüsü, kişi bunları hayal ederken dile getirilemeyecek acılar tecrübe etmek için değil, kendisini bunların gerçekte çok büyük kötülükler olmadığına ikna etmeamacıyla yapar. Olasılıkların tümünün, tüm bu süreç ve tüm bu talihsizliklerin indirgenmesinden ortaya çıkan kötü bir şey değildir, kabul etmemiz gerekendir. Aynı anda hem gelecekteki hem de şimdiki durumdan oluşur. Epikürcüler yararsız olduğunu düşündükleri için buna karşıydılar. Onlara göre şimdiki olaylardan keyif alabilmek için geçmiş keyifleri yeniden hatırlamak ve ezberlemek daha yararlıydı.
Sayfa 51 - Profil KitapKitabı okuyor
Ölümü anlamak
Ölümü anlamak yaşama iradesinin aynı zamanda bir koruma, bir gözetme iradesi olduğunu bilmekle başlar. Çünkü ölüm bize hayatın ödünç verildiğini hatırlatır. Borcu kabul etmeyen için dünya kayıtsız bir etkinlik alanı, keyfî tasarruf yeridir. Kendini borçlu saymayan, bilâkis alacak iddiasında bulunan için yaşayanların ve yaşama alanlarının yağmalanması ve tahrip edilmesi bir ahlâk meselesi değildir. Dünyada bulunuş ister rasyonel, isterse irrasyonel bir açıklama taşısın bir borcu ifade etmiyorsa yıkmayı ve bozmayı kaçınılmaz kılan eylemlere kaynaklık edecektir. Dünya hayatına sevgiyle bağlanmak ve dünyadan nefret etmek, bu içinde bulunan ortamın olunabilecek yegâne ortam kabul edildiğine işarettir. İçinde ölüm korkusunu şiddetle duyanlar, hayattan nefreti de aynı şiddetle içlerinde taşırlar.
Çıdam-1992
BERALDE- bir insanı iyi etmeye kalkışmış bir insan kadar gülünç bir yaratık olamaz. ARGAN - Bir insanın başka bir insanı iyi edemeyeceği yargısına nasıl varıyorsun, kardeşim? BERALDE - Ben şöyle düşünüyorum ağabey: insan makinesini oluşturan öğelerin niteliği bugüne dek anlaşılamamış, doğanın bir gizi olarak kalmıştır; insan bilgisi henüz bu
Reklam
“Suçunu kabul etmek, kurtuluşun ilk adımı sayılır.”Bence, bu sözü Epikuros çok güzel söylemiş: Çünkü suç işlediğini bilmeyen kimse, ıslah olmak istemiyor demektir; kendine ceza vermeden önce, kendini suçüstü yakalamalı insan. Birçokları kusurlarıyla övünürler: Kötülüklerini erdem sayan insanların, kötülüklerine karşı bir çare aradıklarını sanır mısın? Bu yüzden elinden geldiğince kendi kendini yargıla, kendi içinde bir soruşturma aç; önce savcı rolüne gir, sonra yargıç rolüne, en sonunda da avukat ol, hırpala kendin kendini bakalım.
Sayfa 116 - Jaguar KitapKitabı okuyor
İyi ebeveyn olmanın temellerinden biri kendini olduğu gibi kabul etmek ve sevmektir.
Hıristiyanlığın Tek'i Biricik kabul edememesi, onu sadece ba­ğımlı bir kişi olarak görmesi ve aslında bir toplumsal teori olmak­tan ileri gidememesi, yani hem insanın Tanrı'yla, hem de insanın insanla beraber yaşamasını konu edinen bir öğreti olması sonucu "Kendi olan" her şeye kötü gözle bakılır oldu, örneğin kendi çıka­rını gözetmek, kendi bildiğinde diretmek, kendi iradesiyle hareket etmek, Kendi-olmak, kendini sevmek, vb. Hıristiyanlığın genel bakış açısı, aslında dürüstlük içeren sözcüklere zaman içinde "namussuzluk içeren sözcükler" damgasını basmıştır. Bunları gene eski saygınlığına kavuşturmak yerinde olmaz mı? Örneğin [günü­müz Almancasında aşağılama, hakaret, utanç verici durum, ayıp anlamına gelen] Schimpf sözcüğü eskiden şaka (scherz) anlamına gelirdi, ama ciddiyete önem veren Hıristiyanlık, şakadan anlamaz ve hoşça vakit geçirmeyi ahlaksızlık sayardı. Aynı şekilde [günü­müz Almancasında arsız, yüzsüz, küstah anlamında kullanılan] frech sözcüğü, eskiden yürekli, cesur, atılgan anlamında kullanılır­dı. [Günümüzde günah, suç, cürüm yerine kullanılan] frevel söz­cüğü eskiden cesurca davranış, gözünü budaktan sakınmama an­lamını taşırdı. Vernunft (akıl) sözcüğüne de uzun süre yan gözle bakıldığı pekala bilinmektedir. Sözcükler zihniyete göre anlam değişikliğine uğramıştır.
Sayfa 211Kitabı okudu
m.ö. 176 yılında mo-tu, imparator wen'a cüretkârlığını daha da artırıcı bir mektup yolladı. bu mektupta mo-tu kendisini gök tarafından kurulan hunların büyük shan-yüsü olarak göstermekteydi. devamla mektupta "gökün yardımı, savaşan erlerimizin mükemmelliği ve atlarımızın gücüyle, aşiretin her üyesini keserek veya itaate zorlayarak, yüe-c- bib'yı silip süpürmeyi başardık. üstelik lou-lan, wu-sun ve hu-chie kabileleriyle, civardaki 26 devleti de fethettik, böylece hepsi hunların halkının bir parçası oldu. yay çekerek yaşayan tüm halklar artık tek ailede birleşti ve tüm kuzey bölgesi barış içinde. böylece ben şimdi silahlarımı bırakıp, askerlerimi dinlendirmek ve atlarımı otlaklara çıkarmak istiyorum. bu yakın geçmişte olan olayı unutup eski anlaşmamızı tekrar yürürlüğe koymak arzusundayım." mektuptan anlaşıldığına göre yüe-chih ve diğer orta asya boylarını itaat altına aldıktan sonra mo-tu kendini daha da güçlenmiş hissediyordu. yani o zamanın dünyasında çin sınırlarının dışının tek hakimi o idi. onun istekleri çin sarayında uzun süre enine boyuna tartışıldı. imparator wen, eski anlaşmayı tekrar kabul etmek zorunda kaldı
Sayfa 35 - kronik kitap, 2. basımKitabı okuyor
Reklam
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Sarsıntılı bir denizde batmadan, boğulmadan ve kendini de dalgalara kaptırmadan suyun üstünde kalabilmekti yaşamak... Ne akıntıya direnmek ne de teslim olmak gerekti. Öyle ince bir dengesi vardı ya hayatın, bunu da anlayabilmek için biraz çırpınmak lazımdı. Anlamak için anlayamamayı önceden kabul etmek gibi bir şeydi...
Kendini yaşamak
İnsanlar sürekli seçim yaparlar, ama çoğu bunu kabul etmek istemez. Denize girmek için kıyıya gelen üç kişiden biri derhal suya dalabilir, diğeri sonunda nasıl olsa gireceğini bildiği halde bir süre suyun soğukluğunu deneyerek vakit geçirdikten sonra girebilir, sonuncusu ise girmekten vazgeçebilir ve girenleri seyreder. Bu bir seçimdir ve insan nasıl isterse öyle “olur”. Ama seçimlerinin sonuçlarını da kabullenmesi koşuluyla!
Sayfa 173Kitabı okudu
Kendini yaşamak
Düşmanca eğilimlerini tanımaya ve kabul etmeye başlayan insan, davranışlarının kendisi için ne denli zararlı olduğunu görmeye başlar ve bundan rahatsız olur. Çünkü insan haklı olduğunu kolayca kabul eder, ama yanılmış olduğunu kabul etmek benliğe indirilmiş bir darbe olarak yaşanır. Ama bu rahatsızlığın olumlu bir yanı da vardır: İnsanı bir şeyler yapmaya güdüler. Düşmanca senaryolarının yerine neler koyabileceğini ise kendi doğasından bulup çıkarabilir. Örneğin kızgınlık tepkilerini anında fark ederek, yaşanmakta olan durumu en uygun biçimde dışavurabilme çabaları başarıya ulaştığında, düşmanca eğilimlere neden olan birikimler de ortadan kalkar.
Sayfa 167Kitabı okudu
Sonuç Neden kategorisine duyulan inanç nihilizmin nedenidir. Dünyanın değerini tamamen imgesel dünyaya ait kategorilere göre ölçtük. Kesin sonuç: Dünyayı kendimiz için saygıdeğer hale getirmek üzere kullanmış olup, daha sonra uygulanamaz oldukları ortaya çıkan ve bu nedenle dünyanın değerini düşüren tüm değerler—işte tüm bu değerler psikolojik açıdan insanlar tarafindan kurulan egemenlik yapılarını muhafaza etmek ve artırmak için tasarlanmış yararlılığın değişik perspektiflerinin sonuçlandır-ve yanlışlıkla nesnelerin özüne dahil edilmişlerdir. Burada bulduklarımız hâlâ insanın hiperbolik masumiyetidir: Kendini nesnelerin değerinin anlamı ve ölçüsü olarak kabul etmesi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.