Genelde insanoğlu, hem iyi hem kötü anlamda kendisinden çok başkaları hakkında konuşmaya, kendisinden çok başkalarını düşünmeye eğilimlidir. İnsanoğlu kendi kaderine biraz kayıtsız­dır. Egoizm kendi kendini sevmek anlamına gelmez, tam tersi birşeydir. Her şey insanın hayatının anlamını nerede bulduğuna bağlıdır. İnsanın kendisine ait olmadığını düşünürsek egoizm ken­di kendini sevmenin ifadesi olamaz. İnsan kendisi üzerine düşün­meye hayli geç başlar: Hayatta er ya da geç, bir noktada insanın kendi kendisinin bilincine varması gerekir.
Ben Hayri İrdal, her şeyden evvel mutlak bir samimilik taraftarıyım. İnsan her şeyi açıkça söylemedikten sonra neden yazı yazsın? Bu cinsten kayıtsız ve şartsız bir samimilik ise behemehâl bir süzme, eleme ister. Siz de kabul edersiniz ki, her şeyi olduğu gibi söylemek mümkün değildir. Sözü yarıda bırakmaktansa, vaktinde iyi tasarlamak, okuyucu ile behemehâl anlaşacağınız noktaları seçmek gerekir. Çünkü samimiyet tek başına olan iş değildir. Bütün bunlara bakıp hakikaten hayatımı, mühim, anlatılması behemehâl lazım gelen bir şey sandığıma, ona olduğundan fazla bir değer verdiğime inanmayınız. Öteden beri Cenab-ı Hakk'ın insanlara bu hayatı yazmak için değil, iyi kötü yaşamak için bahşettiğine inananlardanım. Zaten yazılmış şekli mevcuttur. Nezd-i İlâhî'deki nüshasından, kaderimizden bahsediyorum. Hatıralarımı yazmaktan kastım kendimi anlatmak değildir. Sadece şahidi olduğum birtakım vak'aların unutulmamasına yardım etmektir.
Reklam
İnançlı olmak cesur olmayı, tehlikeye atılabilmeyi, acı ve düş kırıklığına hazırlıklı olmayı gerektirir. Emniyet ve güvenliği yaşamının birinci koşulu sayanlar inançlı olamaz. Kendini koruma sistemleri içine hapseden, mal mülk edinmenin emniyet olduğunu sanan kişi kendisini bir tutukluya dönüştürür. Sevilmek ya da sevmek, çok önemli bazı değerleri düşünmek ve bu değerler için her şeye son verecek adımı atmak için cesaret gerekir.
Sayfa 144Kitabı okudu
Insan, önce bir şeye ilgi duyar, sonra onu ister, sonra istediğini sevmeye başlar ve en sonunda tutkuya dönüştürür. Insanlar böyledir... Paraya, şöhrete, güce, cinselliğe, sanata ya da herhangi birine veya şeye tutku ile bağlanırlar. Tutku varsa bilinç gider. Bu nedenle yaralı insanlar daha tutkulu olur. Çünkü yaralarının sesini sadece tutku
Şöyle söyledi bilge: Kolay zanaat değildir uyumak: bunun için gün boyunca uyanık kalmak gerekir. Günde on kez yenmelisin kendini: bu iyi bir yorgunluk verir ve ruhuna afyon gibi gelir. Günde on kez barışmalısın kendinle; çünkü kendini yenmek burukluk yaratır ve kötü uyur barışık olmayan. On hakikat bulmalısın günde: yoksa gece de ararsın hakikati ve aç kalır ruhun. Günde on kez gülmelisin ve neşeli olmalısın: yoksa gece rahatsız eder seni miden, bu dert küpü. ... Zerdüşt, bilgenin bu sözlerini duyunca güldü içinden: çünkü bir ışık doğmuştu içine. Ve şöyle söyledi yüreğine: Bir deli bu kırk düşünceli bilge: ama sanırım pek iyi anlıyor uykudan. Mutludur bu bilgenin yakınında olan! Bulaşıcıdır böyle bir uyku, geçer en kalın duvardan bile. Bir büyü var kürsüsünde bile. Boşuna değil delikanlıların bu erdem vaizinin önünde oturmaları. Onun bilgeliği şu: iyi uyumak için uyanık olmak. Yaşamın bir anlamı olmasaydı da anlamsızlığı seçmek zorunda kalsaydım eğer, anlamsızlıkların arasında en iyi seçenek bu olurdu doğrusu. İnsanlar bir zamanlar erdem öğretmenleri ararken, aslında aradıkları neydi, şimdi anlıyorum açıkça. İyi bir uyku ve üstüne afyonlu erdemlermiş aradıkları! Tüm bu övülen kürsü bilgelerinin gözünde bilgelik düş görülmeyen bir uykuydu: yaşamın daha iyi bir anlamını bilmiyorlardı. Bugün bile var bu erdem vaizi gibi olanlar, hepsi de dürüst değiller böyle: ama onların zamanı geçti. Ve uzun süredir ayakta değiller: çoktan yattılar bile. Mutludur bu uykulular: çünkü birazdan uykuya dalacaklar.-
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mesela "mantık evliliği yapmak" diye bir deyiş vardır insanlar arasında. Bu deyişteki mantık, istidlali, hisabi akıldır. Bizse yukarıda söylediklerimizden hareketle evliliğin bir tür istişhadi eylem olduğu kanaatindeyiz. Çünkü hoşlanmak, sevmek hatta aşık olmak, üzerine hesap yapılan, çıkarımlarda bulunulan bir şey değildir; tersine mantık evliliğini mümkün kılan kurucu şartlardan biri zail olduğunda, bir bütün olarak evliliğinde ortadan kalkması gerekir. Halbuki istişhadi tercih, evlilik gibi uzun soluklu bir yol alışın sorunlarını taşımayı, katlanmayı mümkün kılan en önemli zemindir.
Reklam
507 öğeden 511 ile 507 arasındakiler gösteriliyor.