Kararlılığıyla benzersiz başarılara imza attı… Fakat bu harika başarılar , onun sağlığının ve hayatının her bir zerresine mal oldu…Onun günlük "programı"nı incelediğimizde bizi şaşırtan şey, onun hilâfet süresinin ve ömrünün kısalığı değildir… Bizi şaşkınlık ve hayretler içinde bırakan asıl durum, onun bedeninin bu yoğun programa tahammül gösterebilmesi ve iki yıl beş ay yaşamayı başarabilmiş olmasıdır…!! Halife olmadan önce bu beden, dünyanın en güzel ve faydalı besinleriyle besleniyor, geliĢip serpiliyordu. Sonra bedenin içindeki insan, halife olur olmaz beden birden bire bu besin ve gıdalardan yoksun kaldı. Sadece güzel ve nefis besinler değil; hayatta, evet sadece hayatta kalmak için zorunlu ve kaçınılmaz olan temel savunma ve direnç öğeleri de sona erdi… Sonra o, bozulan sağlığına ve güçten düĢmüĢ bedenine denk ve uygun bir çalıĢma ve performans sergilemedi. Tam aksine çok büyük olan devlet sınırları içinde yaĢayan her bir vatandaĢtan öncelikli ve doğrudan tek sorumlu olarak kendisini görüp, durup dinlenmeden çalıĢtı…O sadece ümmetin ve devletin içinde bulunduğu ezici sorunların sıkıntısını çekmiyor; aynı zamanda dehĢet veren bir duyarlılıkla kendisiyle, ölümle ve Allah'ın huzurundaki akıbetinin ne olacağıyla ilgili sorunlarla da boğuĢuyordu…!!Onu anlatanların söyledikleri gibi sanki cehennem onun için yaratılmıĢ gibi hiçbir zaman gözyaĢı ve ağlaması dinmiyordu…!
Var olan bir ömrün, vakti zamanı geldiğinde biteceği gerçeğini hepimiz biliyoruz. Bu kesinlik kaçınılmazdır ve bu kesinlik üzerinde durmak, bazen eylemlerimizin önemini düşünmemizi sağlar. Şimdiye kadar öğrendiklerimiz, yaptıklarımız ve yapacaklarımız o kesin ve kaçınılmaz son için nasıl bir yarar sağlar? İnsan, hayatı boyunca ev, araba, iş, aile
Sayfa 104 - Az KitapKitabı okudu
Reklam
W/SSENSCHAFTSLEHRENİN GENEL Bölüm 1 KAVRAMI ÜZERİNE §1. Wissenschafts/ehreninVarsayımsal [Hipotetik] Kavramı Bölünmüş tarafları birleştirmenin en emin yolu, üzerinde anlaştıkları şeyle başlamaktır. Felsefe bir b!'limdir. Felsefenin tüm tanımları bu noktada birleş­ mekle birlikte, bu bilimin nesnesikonusunda ayrılırlar. Peki, ya bu it­ tifak
Daha fazla dayanamadım. Ağlamaya başladım. Ağlaya ağlaya içeri koşarken arkamdan "Ağladığına göre kesin suçlu!" dediler. "Ağladığına göre suçlu!" ne demek ya "Ağladığına göre çaresiz demek ki ağladığına göre üzgün demek ki ağladığına göre bir derdi var demek ki!" demek varken "Ağladığına göre suçlu!" nedir ya?
Sayfa 65
Eğer kafam bedenimle aynı durumda olsaydı çoktandır bir yatakta uzanır vaziyette olmazdım ya da ancak bir deliymişim gibi beni yatağa bağlamak gerekirdi. Israrla söylüyorum, büyük bir talih eseri, kafam diğer organlarımın yavaş yavaş ama bütünsel parçalanmasından kurtardı paçasını. Başka türlü olsaydı çoktan yerlere yuvarlanırdı. Oysa hep mükemmel bir biçimde omuzlarımın üzerinde durdu. Ne söylediğimi biliyorum. Gorgo'ların Medusası'yla hiçbir ilgim yok. Kafam asla yılanların istilasına uğramadı. Bazen uğursuz birkaç kuş içinde dolaşmıştır, hepsi bu. Günbegün çürüyen bir bedenin, insanın varlığı açısından ne denli yıkıcı bir şey olduğunu pek az kişi bilir. Kesin olan bir şey varsa, o da çevremde hiç kimsenin bunu anlayabilecek durumda olmadığıdır. Bugün hayata dört elle sarılabiliyorsam, bunun tek nedeni düşüncelerimin beni yaşama bağlamasıdır.
Sayfa 302 - Everest YayınlarıKitabı okudu
"Ağlamaya başladım. Ağlaya ağlaya içeri koşarken arkamdan 'Ağladığına göre kesin suçlu!' dediler. 'Ağladığına göre kesin suçlu' ne demek ya? Ağladığına göre çaresiz demek ki, ağladığına göre üzgün demek ki ağladığına göre bir derdi var demekki!' demek varken 'Ağladığına göre suçlu' nedir ya? Dünyanın en vicdansız ailesinin ortasında doğmuştum." Çocukken yaşadığımız duygular aslında tüm hayatımızı nasıl da etkiliyor? Daha o yaşta anlaşılmadığımızı hissetmek ne kadar kırıcı.
Reklam
438 öğeden 461 ile 438 arasındakiler gösteriliyor.