Thomas Paine tarafından yazılan bu kitap döneminin en önemli eserlerinden kabul edilmektedir. Dinsel doğmalar üzerine genel eleştiriler sunan yazar dini inançların sorgulanabilir somut çıkarımlar olduğunu savunur.
Kutsal kitapların bazı bölüm ve ayetlerinden çelişkili gördüklerini çekinmeden açıklar.
Aydınlanma Çağını anlatıyorum; dini otoritelerin zayıfladığı, kiliselerin güç kaybettiği, inançsal bazı menfaatlerin son bulduğu bir çağ olmakla birlikte ayrıca akıl ve bilimin topluma hakim kılındığı bir dönemdir.
Thomas Paine kendi tabiriyle eli baltalı bir ormancının ormana dalması gibi Tevrat'a dalıyor ve biçilmedik, çürütülmedik hiç bir ayet bırakmıyor.
Sorguluyor, düşünüyor, cevaplar arıyor.
Bunu yaparken inananların inanç hakkına sahip çıkmayı elden bırakmadığı gibi, yer yer inandığı konuyu en sert şekilde savunmaktan da geri durmamış.
"Tek Tanrı'ya inanırım. Bu yaşamdan sonra da mutluluk olmasını umut ederim."
Aynı fikirde olduğumuzu belirtmek isterim.
Kitabın son sayfasında bulunan son paragrafı buraya bırakıyorum;
"Burada konuyu bitiriyorum. Bu çalışmanın önceki bölümlerinin tümünde Kitab-ı Mukaddes ve Yeni Ahit'in yalanlarını, sahteliklerini gösterdim; elinden gelen olursa, bu konuda gösterdiğim kanıtların çürütülmesini bekliyorum; sonuç bölümünde ileri sürdüğüm düşüncelerin değerlendirilmeyi de okurun aklına bırakıyorum; düşünceler özgür olursa, din ya da siyaset konusunda gerçeğin güçlü ve nihai biçimde galip geleceğinden eminim."
Bence okunması gereken kitaplardan, klasiklerin içinde yer almasından anlayabilirsiniz bunu da. ;)
Keyifli okumalar