Her şey ilk adımla başlar. Ahmet Hoca, Urfa’nın, günümüz söylemi ile varoş bir mahallesinde büyür. Kapalı toplumun ürkekliği içinde etrafını tanımaya başlar. Gelenekleri, karşı cinsi, eğitim dünyasını....
Çocuk gözü ile çokta anlamlandıramadığı bu hayata “ununu elemiş eleğini asmış” bir gözle dönüp bakar ve o hayatı değerlendirir.
Urfa’nın geleneklerini, büyüklerinin kendi hayatlarını anlamlandırmasını, yokluğun karakterine işlemiş hallerini samimi bir şekilde bizlere anlatır.
Ne bir büyüklük ne bir eziklik hissedilir konuşmalarında. Olduğu gibi olması gerektiği gibi, bir felsefeciden duyacağınız en samimi sözlerle duyarız hayatını.
Çocukluk, ilk gençlik, üniversite yılları, Ankara’daki akademik hayatı, sonrası İzmir’de mesleğindeki zirve ve olgunluk hayatına dair bi dolu şeyler söyler bize...
Zor sorulara bile sakin bir üslupla, her verdiği cevapta kendini anlatırken, en tevazu hali ile yani bilgece yanıtlar verir.
Öğretiler le dolu hayatının mücadele ile geçtiğini, hırstan arınmış, insanın varoluş sebebi "adalet" duygusundan ayrılmamış bir şekilde bizlere sunar Ahmet Hoca...
Kişisel gelişim kitaplarının öğretemediği çok şeyi Ahmet Hoca hayatından kesitlerle öğretir okura....