Bizi hakikate ulaştıracak olan hangisi? Parça mı Bütün mü?Bütünü tamamıyla ve tek seferde kavramak için gerekli zihin berraklığına sahip miyiz. Ya da arınmış bir kalbe. Akleden kalbe. Öyleyse bütünü parçalayarak ve parçaları kavrayarak hakikate temas etmeye mecburuz. İkiye bölünen Vikont öyküsünü okurken peşi sıra bu sorular aktı zihnimde. Her şey zıddıyla mümkün, bir diğerini anlamak için olabildiğince varlığı ikiye bölmek, iki kutup arasındaki gerilime dahil olmak gerekiyor. Calvino bu durumu öykü kahramanlarından merdadoya açıklatıyor: ''sen de bir gün kendinin yarısı olursan, ki olmanı dilerim evladım, tam beyinlerin sıradan akıllarının ötesinde neler bulunduğunu anlarsın. kendinin, dünyanın yarısını yitirmiş olacaksın, ama kalan yarı, bin kez daha derin, daha değerli olacak. o zaman sen de, her şeyin kendin gibi bölünmesini, parçalanmasını isteyeceksin, çünkü güzellik de, bilgi de, adalet de ancak parçalara bölünmüş olanda vardır.”