Bay Robert Louis Stevenson adında bir yazar var, yazındaki en zarif işçiliği gerçekleştiren, tek bir saç telini bile ayrıştırabilen. Başka hiçbir eğlentiden keyif alamayan bazı beyefendilerin ölümüne kumar oynadıkları bir İntihar Kulübü hakkında hikâye yazmış. Dostum Er Mulvaney, Bay Stevenson'ı tanımaz, ama bir keresinde gayrı resmi olarak, bu beyefendinin betimlediğine benzer bir kulübün toplantısına katılmıştır. Beyefendinin anlattıkları doğrudur. Rudyard Kipling Black Jackadiı hikâyesinden...Viktorya Dönemi Londra'sında Bohemya Prensi Florizel, sıra dışı bir kulübün toplantısına katılır: Gaz lambalarının aydınlattığı bir malikânede bayattan sıkılmış, ancak kendi yaşamlarına son verecek kadar cesur olmayan gençler her akşam toplanarak aralarından bir katil, bir de maktul seçerler; oynayacakları, bir tür kumardır. İntihar Kulübü'nün içyüzünü öğrendikçe dehşete düşen Prens Florizel ile sadık hizmetkârı Albay Geraldine, farklı bir amaçla bu kumara katılmaya karar verirler. Stevenson'm yetkin kaleminden çıkmış bu ürpertici serüven, genç bir Amerikalı'yla Britanya İmparatorluğumun subaylarından birinin de devreye girmesiyle, müthiş bir kovalamacaya döner.Ben kum saatlerinden, haritalardan, on sekizinci yüzyıl baskı sanatından, sözcüklerin kökenlerinden, kahve kokusundan ve Stevenson'ın düzyazısından keyif alıyorum... Jorge Luis Borges Borges ve Sen adlı hikâyesinden..