Böyle bir kitaba nasıl bir inceleme yapılır bilmiyorum. Üstadtan bahsedelim biraz. Kierkegaard, bilindiği üzere Varoluşçuluk felsefesinin babalarından biri olarak görülür. Diğer alanlarda ise, acı bir aşk hikayesi ve Tanrı ve inançla olan ilişkisi vardır. Kendisini belki de çağdaşlarından ayıran en önemli özellik budur. Bu kitapta da inancıyla ilgili birçok alıntı vardır. Soren'in inancı, tek seferde anlaşılır değildir ki bence anlayabilmek çok zordur. O, dinin mantıksal bir çerçeveye oturtulmaya çalışılmasının anlamsız olduğunu vurguluyor ve Tanrı'nın ancak yürekle kavranabilir olduğunu söylüyor. Diğer birçok sözünde de bu inancın etkilerini görüyoruz. Bu kitap, ilk bakışta kısa gibi görünebilir ama düşünceleri o kadar yüksek ki, anlayabilmek oldukça vakit alacaktır.