Hayatını bilime adamıştı, fakat sevdiği şeyin kendi ölümüne yol açacağının farkında bile değildi. Dünyadan göçerken ardında öyle bir keşif bırakmıştı ki, iyi ellerde kansere çare olacak, kötü ellerde ise binlerce insanın hayatına mâl olacaktı. Hatta ölmeyen insanlarda da radyasyon hastalığı ortaya çıkacaktı. Tabii ki onun niyeti hiçbir zaman insanlara zarar vermek değildi, insanlığın yararı için hayatını bilime adamıştı.
O isim Marie Curie’ydi, kadınlara pek çok açıdan öncü olan kadın…
*
“Bilimin Dehaları” serisinde dahi bir bilim kadını olan Marie Curie olmasaydı seri eksik kalırdı. Kadınların bilim dünyasına adım atmasına öncü olan Marie Curie’nin hayat hikayesini anlatan bu eser gerçekten okunmaya değer.
*
“No pain no gain” diye bir söz vardır, zahmetsiz rahmet olmaz. Çile çekmeden bu hayat insana rahmet çiçeklerini açmaz. Marie Curie de tam da böylesi bir hayat yaşamış. Hayatı boyunca pek çok dertle yüzleşen Marie, hiçbir zaman pes etmemiş, bildiği yolda cesurca yol almış ve başarıyı ilmek ilmek dokumuş bir bilim kadınıdır. Özellikle kadınlara bilim dünyasında yer verilmemiş, üniversitelere alınmamış. Kadınların bazı haklardan mahrum olmaları, yüz yıl önceki Avrupa’da (bazı ülkelerde) yaşanmış olması bilinmeye değer diye düşünüyorum. Böyle bir dünyada yıldız gibi parlayabilmesi çok büyük bir başarı şüphesiz.
*
Marie Curie’nin hayat hikayesi bilimle uğraşan biri olarak beni derinden etkiledi diyebilirim. Çok ibretlik, hayranlık uyandıran bir hikaye…
Bilime ilgisi olan olmayan herkese önerilir…
Selametle…