Güzel insanlar hiç bir dönem ölmezler..
Hani Pavlov’un meşhur bir köpeği vardır. Pavlov, köpeğiyle bir deney yapar. Dostoyevski de hapishanedeki bir köpekle, insan ilişkileri üzerine gözleme dayalı bir deney yapıyor. İlginç gözlemleri var yazarın. Önce hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Asıl ilginç olan şey, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına bir mahkum yaklaştığında otomatik olarak eğilerek tekme pozisyonu almasıdır. O, bir gün köpeğin yanına yaklaşarak onun başını okşar. Köpek bir süre şaşkın şaşkın ona baktıktan sonra, hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. Ve köpek, o günden sonra nerede Dostoyevski’yi görse oradan kaçar ve ona bir daha asla yaklaşmaz.
Bu őrnekte, ruhu kőleleştirilmiş kőpek bir sevgi açıdır. Bu őrnek insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kőtü davranışlara uğramış sevgi açları, iyi bir davranış ile karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Elinizi verirseniz, kolunuzu koparabilirler.
Hepimiz bir anlamda Dostoyevski’nin köpeğine benziyoruz. Gerçek sevgiye yeterince değer vermiyor, sevgimizi göstermiyoruz. Bize sevgi gösterenleri ise kırıyor ve itiyoruz. Gerçek sevgimizi açığa çıkardığımızda ve sevgiye daha çok sevgiyle karşılık verdiğimizde kendimize biraz daha yaklaşmış olacağız. Fyodor Dostoyevski Ölüler Evinden Anılar (Ciltli)