Kitapta 3 öykü var.
İlki Ölüme Boyun Eğmeyen Adam; Bu öyküde ıssız bir bölgede arkadaşı tarafından yalnız başına bırakılan bir adamın doğa ile, açlık ile, yaşlı bir kurt ile yaşadığı hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. Sembolizme dayalı imgelemlerden uzak, yalın bir anlatımla insanın yaşama güdüsü çok canlı bir şekilde anlatılmış.
İkinci öykü Vahşetin Çağrısı; güneyin sıcak ikliminden ve konforlu hayattan koparılan, oradan bir bakıma çalınıp başka kişilere satılan Buck adlı bir köpeğin birçok sahip değiştirdikten sonra kuzeyin soğuk ikliminde posta taşımacılığında bir kızak köpeği olarak çalıştırılması ve sonrasında içinde körelen içgüdülerinin yeniden keskinleşmesiyle, içindeki vahşi, ilkel doğasını keşfetmesi ve amansız, mücadeleci ve güçlü bir avcıya dönüşmesi öykülenmiş.
Son öykü Serüven'de ise Akutan adlı bir kabilede yaşayan Nass'ın evlendiği gece eşi Unga'nın kaçırılmasının ardından yıllarca onu bulmak için iklim iklim, şehir şehir dolaşması ve nihayetinde onu bulduğunda ise geçen yıllarla birlikte Unga'nın geçirdiği duygusal dönüşümün Nass'ta yarattığı yıkım hikayeleştirilmiş. Malum bir sözün, bir bakışın, bir gülüşün söz konusu aşk olunca nasıl bütün aklı uyuşturduğu, devre dışı bıraktığı, zamanı boşa akıttığı bilinen bir gerçek. Nass'ta bu girdaba kapılmış bir karakter.
Basım hatalarından dolayı yayınevi pek başarılı sayılmaz lakin hikayelerin güçlü olması ve Jack London okunmaya fazlasıyla değer.
İyi okumalar...