Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sanat ve Edebiyat Dünyasında CIA Parmağı

Parayı Verdi Düdüğü Çaldı

Frances Stonor Saunders

Parayı Verdi Düdüğü Çaldı Gönderileri

Parayı Verdi Düdüğü Çaldı kitaplarını, Parayı Verdi Düdüğü Çaldı sözleri ve alıntılarını, Parayı Verdi Düdüğü Çaldı yazarlarını, Parayı Verdi Düdüğü Çaldı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu iğrenç dünyada her şey doğru ya da yanlış görünebilir, ne renk gözlükle baktığınıza bağlı.
Sayfa 491 - İmge KitabeviKitabı okudu
Reklam
daha basit söylersek; siyaset seçenek demektir, seçenekler de her zaman öyle bol değildir; bazen satranç tahtasında hiçbir taşı sürecek yer bulamasınız.
Sayfa 76 - İmge Kitabevi YayınlarıKitabı okudu
Marshall yardımlarıyla sadece "süt tozu" gönderilmemiş!
Marshall Planı o günlerde CIA tarafından her yerde gizli ödenek olarak kullanılan bir fondu.
Sayfa 95
CIA Sol'u Desteklemiş!
Gerçekten de CIA için Komünist Olmayan Sol'u destekleme taktiği ileriki yirmi yıl içinde Teşkilat'ın komünizme karşı düzenlediği siyasal harekatların kuramsal temelini oluşturacaktı.
Sayfa 86
Memleketteki devşirmelerin nasıl ortaya çıktığının izahı:
(Amerikalılar) Marshall Planı'nı ile verdikleri dolarların tek başına yeterli olmayacağını anlamışlardı. Parasal yardım yoğun bir kültürel savaş programıyla desteklenmeliydi.
Sayfa 48
Reklam
CIA'nın kuruluşuyla birlikte Amerikan politikalarının geleneksel paradigmalarında büyük bir düzeltme yapıldı. Teşkilatın kuruluşuna olanak hazırlayan koşullar "gerekli yalan" ve "kabul edilebilir inkar" kavramlarının barış zamanına özgü meşru stratejiler olarak kurumsallaşmasına yol açtı ve uzun vadede gerek ülke içinde gerek dışında, hiç kimseye hesap verme sorumluluğu duymadan, yetkisini kötüye kullanma gücüne sahip, görünmez bir yönetim katmanı oluştu.
Disraeli'nin "Bir kitap bir savaş kadar büyük bir olay olabilir" sözüne kulak verilerek büyük bir kitap programı yürürlüğe kondu, öncelikle amaç "Alman okuruna Amerikan hikayesini en etkili biçimde yansıtmak"tı.
CIA'dan para yardımı alan kişilerden ve kurumlardan, geniş kapsamlı bir inandırma kampanyasının, bir propaganda savaşının erleri olması bekleniyordu ve propagandanın anlamı şuydu: "Herhangi belli bir grubun dü şünce ve hareketlerini etkilemek üzere düzenlenmiş haberler, özel savlar ya da çağrılar yoluyla bilgi ya da belli bir doktrin yaymak amacıyla yürütülen her türlü örgütlü çaba ya da hare ket."5 Bu çabanın en önemli öğesi "psikolojik savaş"tı ve bu da şöyle tanımlanıyordu: "Bir ulusun, savaş dışı etkinliklerden ve propagandadan planlı bir şekilde yararlanarak, yabancı gruplarıngörüşlerini, tavırlarını, duygu ve davranışlarını kendi ulusal çıkarları doğrultusunda etkilemeyi amaçlayan düşünce ve bilgileri yaymasıdır." Dahası, "en etkili propaganda tarzı" da ''söz konusu kişinin kendisinin inandığını sandığı nedenler yüzünden, sizin arzu ettiğiniz yönde hareket etmesidir, " şeklinde tanımlanmaktadır. 6 Bu tanımlara karşı çıkmanın yaran yok. Bunlar, savaş son rası Amerikan kültür diplomasisinin bu donnee'leri resmi belge lere serpiştirilmiş durumda.
"Üzerinde anlaşmaya varılmış somut olguları" sorgulamaya kalkışan her tarih, Tzvetan Todorov'un deyişiyle, "bir saygısızlık eylemine dönüşmek" zorundadır.
Reklam
Pablo Neruda did not win the 1964 Nobel Prize for Literature. But there was no cause for celebration in the offices of the Congress when the winner was announced. It was Jean Paul Sartre. He, famously, refused to accept the award. Neruda had to wait until 1971 before he was honoured by the Swedish Academy, by which time he was Chile’s Ambassador to France, representing the democratically elected government of his friend Salvador Allende (who was then undemocratically unseated and murdered in 1973, with the help of the long arm of the CIA).
The New Press - 2000
As editor of Cuadernos, his job was to try and penetrate the ‘great distrust’ in Latin America, where the only way to achieve significant impact, he joked, would be constantly to attack the US and sing the praises of Sartre or Pablo Neruda.
The New Press - 2000
Julian Gorkin had founded the Communist Party of Valencia in 1921, and worked in an underground network for the Comintern, learning, amongst other things, how to forge passports. Towards the end of the Spanish Civil War he fled to Mexico, the traditional roost for Bolsheviks on the run, and there survived five attempts on his life, one of which left him with a hole in his skull.
The New Press - 2000
133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.