Hikaye, başından geçen bazı siyasi olaylar sebebiyle pek tanımadığı dayısı ve ilk defa göreceği, dayısının evlatlık edindiği kuzeninin yanına giden gencin yaşadıklarını anlatıyor. Dayı kendine güvenen, güçlü kuvvetli, bilgili, girdiği ortamı etkisi altına almayı ve üstünlük kurmayı seven bir karakter. Evlatlık kızı Vedia ise az konuşan, etrafında olup biteni pek de umursamayan, anı yaşayan biri olarak çıkıyor karşımıza. Hikayenin kahramanı Vedia'yı görür görmez etkileniyor. Yeğen hem Vedai'yı hem de dayısını yakından tanımaya çalışırken bu ikilinin bir çok sırrı olduğuna ama bir türlü bunları anlamlandıramadığına şahit oluyoruz. Kitap başında güzel cümlelerle okuru kendine çekiyor fakat ilerledikçe bir çok bilinmezlik ve eksik anlatımla devam ediyor. İlk defa Melih Cevdet Anday kitabı okuyan biri için başı ve sonunda anlatımda bir çok eksiklik olduğunu düşündüm. Açıkçası anlatım da hikaye de beni kendine çekemedi. Havada kalan bir çok olay ve durum karşıladı beni. Kitap gizemlerle başlayıp, gizemlerle devam ediyor. Okurken artık ortaya bazı şeyler çıksın diye beklenti içine giriyorsunuz. Üzülerek söylemeliyim ki benim beklentimi karşılamadı.
