This Immortal
Roger ZelaznyYorumlar ve İncelemeler
İthaki Bilimkurgu klasiklerinde görüp arşivime eklemiştim, özellikle ismi dikkatimi çekmişti (bir hikayede ölümsü olur da ilgi çekici olmaz mı). Amber Yıllıkları serisini okurken aynı yazara ( 
Roger Zelazny ) ait olduğunu gördüm ve serinin ardından hemen okumaya başladım.
Kitabı elime aldığımda her zaman yaptığım gibi ilk olarak arka kapağına baktım ve çok beğendiğim 
Dune ile beraber aynı yıl "Hugo En İyi Roman" ödülünü paylaştığını gördüm ve büyük bir beklenti ile başladım okumaya.
Kitabımız, nükleer savaş sonrası büyük hasarlar görmüş olan gezegenimizde yaşayan baş karakterimizin yaşadığı olayları anlatıyor. Baş karakterimiz farklı isimlerle farklı zamanlarda yaşamış bir Yunan. Dünyada çok az insan (4 milyon kadar) kalmış ve dünya, evrenin en güçlü ve gelişmiş ırklarından Vegalıların turistik geziler için geldikleri bir bölge haline gelmiş. Sıcak bölge dedikleri radyasyonlu bölgelerde ve o bölgelerden gelen mutant canlılar ile çevrilmiş ve insanlar dahi belirli mutasyonlarla insanlıklarından çıkmış durumdalar.
Açıkcası ilk başlarda okurken biraz zorlandım, biraz durağan ve anlaması zor geldi. Tabi ki bu büyük beklenti içinde başladığım ve Amber Yıllıklarındaki o akıcılığı beklediğim için olabilir. Ama kitabın ortalarından sonra, aksiyon da başladıktan sonra çok çabuk bir şekilde sayfaların sonu geldi.
Okurken büyük fikirler veya felsefeler yok, dünya veya kültür eleştirisi okumuyorsunuz bir çok klasikte olduğu gibi. Hikaye, fikir ve anlatım güzel, büyük beklenti ile okunmazsa daha da güzel gelir diye düşünüyorum.
İyi okumalar...
"İstikbal Göklerdedir!"
Roger Zelazny'nin övgü dolu eseri olan "Bu Ölümsüz" 1965 yılının ekim ayında basılmış ve "Hugo En İyi Roman Ödülü"ne layık olmuştur. Kitabın içeriğine gelecek olursak, nükleer savaştan çıkmış olan dünyaya işgalci olarak Vegalı diye tabir edilen mavi, insana benzeyen ve telepatik (hepsinde yok) uzaylılar istilaya geliyor ancak bu istila daha çok manda yönetimi gibi diyebilirim. Yazar ne yazık ki hikayesinde oluşturduğu bazı kavramları açıklamıyor; örneğin, ÜçGün, Radpol, Taler, Madagaskar yangını gibi unsurları açıklamıyor. Hikaye Yunan mitolojisi üzerine kurulmuş bir şekilde karşımıza çıkar ve karakterimiz ise ölümsüz ya da uzun yaşayan bir Yunan. Bu yüzden kitabı okurken yanınızda telefon olması kesinlikle gerek çünkü yazar verdiği varlığı yeri gelince betimlemekten kaçınıyor. Bunların yanısıra kitap sanki 8 bölümlük bir dizi gibi ilerliyor ilk 6 bölüm diyalog ve gelişme 7. Bölüm kavga ve macera, son bölüm ise kavganın sonuçları ve bitiş bu şekilde ilerleyen bir senaryosu var; eğer ki mitik unsurları (örneğin, satir, sentuar) eklememiş olsaydı oldukça basit bir kurguya sahip denilebilirdi; mitolojiyi ve bilimkurguyu birleştirdiği için nadir bir özelliği bünyesinde barındırıyor. Kitapta sevdiğim yönlerden biri kitap önerilerinden veya eleştirilerinde bulunmasıdır: 
Thomas Carlyle 
Kahramanlar, 
Aiskhylos 
Zincire Vurulmuş Prometheus... Eğer Yunan mitolojisine meraklıysanız ve sanki Tarkan ve Witcher karışımı filmin ve kitabını okumak istiyorsanız kesinlikle en uygun seçim bu kitaptır.