Diana Gabaldon
Dizisiyle tanıdığım ve oldukça severek izleyip (öyle ki tekrar tekrar izlediğim) daha sonrasında kitabı almalıyım kesinlikle diyerek başladığım Outlander yolculuğu bir pişman bir mutlu ilerliyor...
Kitapla diziyi paralel ilerletmeye çalışıyorum fakat ya daha çok dizide ilerliyorum ya da daha çok kitapta. Şunu itiraf etmeliyim ki
Yabancı Aslında 10 yıl önce okumaya başlamıştım bu seriyi. O zamanki duygularımla sanırım ağır ve sıkıcı gelmişti ve seriyi yarım bırakmıştım. Hatırladığım kadarıyla kendini tekrar eden bir tasviri vardı, sıkılmıştım ama şimdi yeniden başlamak istiyorum, dizisi ile eş zamanlı olarak. 8 bölüm, 13 kitap woaw dedirtiyor ama neyse 😅 Bakalım 10 yıl sonra bende ne gibi hisler uyandıracak? Bu sefer seriyi tamamlayabilecek miyim?...
Every day, every man has a chocie between right and wrong, between love and hate, sometimes between life and death. And the sum of those choices becomes your life.
Yüzyıllar boyunca insanlar çemberlerin cazibesine kapıldı, çember gördükleri yerlere anlamlar yükledi. Gezegenlerin güneşin etrafında sonu gelmeyen dönüşünden, saatin kollarının hareketine ve basit bir alyansa kadar. Bir çemberin insanın hayatını nasıl etkileyebileceğini en iyi ben bilirim ya da ölümünü.
Bu modern çağda iyilik ve kötülük düşüncesini reddetmek moda. Ama kötülük diye bir şey var ve iyi insanları da günaha tatlı bir esriklik katarak ele geçiriyor..