Rus edebiyatının babası kabul edilen Puşkin’in 4 yıllık bir süreçte yazdığı romanı Yevgeni Onegin, klasik köylü-kentli aşkını işleyen bir manzum roman. Konu ne kadar klasik olsa da bu konuda yazılmış kitapları, çekilmiş filmleri ilgiyle izliyoruz; bu kitap da aynı şekilde samimi ve akıcıydı. Kitapta, şehir hayatı sürerken amcasının ölümü ile köy hayatı yaşamaya başlayan varlıklı Onegin ile ona küçük bir ihtimalden cesaret alarak aşık olan Tatyana’nın umutsuz aşkı işleniyor. Önce köylü olduğu için reddettiği Tatyana’yı sonrasında şehir hayatına karışmış ve değişmiş olarak gördüğünde ona aşık oluveren Onegin, tıpkı zamanında Tatyana’nın ona yaptığı gibi tüm kalbiyle aşkını muhattabına ilan etmeye ve kendini onun insafına bırakmaya karar veriyor. Yazar, olayın ana örgüsünden bahsederken aynı zamanda dönemin Rus toplum meselelerini, insan ilişkilerini de, mitolojik kavramları da katarak, masalsı bir şekilde işliyor. Kitapta severek okuduğum bir başka detay yazarın yarattığı tüm karakterleri “benim kahramanım” diyerek sahiplenmesi. Onların hislerinden gerçek insanlarmış gibi bahsetmesi, metni fazlasıyla samimi ve özgün bir hâle getirmiş. Ayrıca yaşadığı dönemde ve takip eden yüzyıllarda yaşamış, benim okumuş olduğum, diğer tüm yazarların aksine kadın ruhundan incelikle bahseden, kadınları aşağı görmeyen, hatta aksine onları karar verici konumda resmeden bir yazar olduğundan kendisini bir başka sevdim. Rus edebiyatına ilgili herkesin okuyabileceği, çok yalın, keyifli ve edebî bir roman.