Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İkinci Bölüm / On
“Kitaplar yüzünden çok acı çekiyorum.”
Sayfa 384 - İletişim Yayınları Sanki hepsi benim için yazılmış.Kitabı okuyor
"güzel kitaplar yazamasam da en azından güzel kitaplar okuyabilirim.."
Reklam
Şiirlerimizi okurduk mahcup bir fısıltıyla plaklar dinletirdik birbirimize, filmler anlatırdık Sonra gizlerimizi vermeye gelirdi sıra dünyayı anlamanın yakıcı isteğiyle gömüldüğümüz kitaplar, genç ölenlerin matemi... Hiçbir şey ilham vermezdi aşka ve kavgaya
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda ben o yaşta koltuğumda kitaplar işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları kafamda yasak düşünceler, Gide mesela.
Kitaplar da hayat gibidir, girişleri, gelişmeleri, sıkıcı anları, ilginç yanları ve çıkış noktaları vardır.
Kitaplar eski ve üstlerinde bir parmak toz var ama buraya yetiyor.
Reklam
Günü gününe kadınlar, günü gününe erdem ya da erdemsizlik, günü gününe, köpekler gibi, ama her gün sağlamca yerinde duran kendim. Böylece yaşamın yüzeyinde ilerliyordum, sözcükler içinde, hiçbir zaman gerçek içinde değil. Tam okunmamış o kitaplar, tam sevilmemiş o dostlar, tam gezilmemiş o kentler, tam sarılmamış o kadınlar!
Çocuk oldum bir daha, ağladım. Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı. Kitaplar, aşk, her şey. Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım.
Sayfa 44 - MetisKitabı okuyor
"Kitaplar bizim en iyi dostlarımızdır. Her kitap bize, duygularımıza, düşüncelerimize, kısaca kişiliğimize bir başka yönden ayna tutar. Biz sadece karşımızda duran aynaya baksak, ancak yüzümüzü ve vücudumuzun ön tarafını görebiliriz. Dört yanımıza ayna koysak, o zaman vücudumuzun tamamını görebiliriz. Kitaplar da böyledir Cihan. Farklı alanlarla ilgili okuduğumuz her kitap bize kişiliğimizin bir yönünü gösterir. Güzel kitaplar bize bizi anlatır."
medeni toplumlardaki kullanımları ne olursa olsun, aynalar tüm şiddetli ve kahramanca eylemler için elzemdir. napolyon ve mussolini bu yüzden kadınların aşağılığı konusunda üstünde bu kadar önemle durmuşlardır çünkü kadınlar aşağı olmasalardı, kendi boyutları büyümeyi sürdüremezdi. bu, kadınların erkekler için bunca sıklıkla gerekli olmalarını kısmen açıklamaya yarıyor. ve onların kadının eleştirisi karşısındaki huzursuzluklarını kadının onlara bu kitabın kötü, şu resmin zayıf olduğunu söylemesinin ya da herhangi bir eleştiride bulunmasının, aynısını yapan bir erkeği yaratacağı acının ve öfkenin çok ötesini yaratmasının imkansızlığını açıklamaya yarıyor. çünkü kadın gerçeği söylemeye başladığında, aynadaki görüntü küçülür, erkeğin hayata uyum başarısı azalır. erkek kendisini sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde, olduğundan en az iki kat daha büyük görmezse nasıl karar vermeye, yerlileri medenileştirmeye, kanunlar yapmaya, kitaplar yazmaya, giyinmeye ve ziyafetlerde nutuk çekmeye devam edebilir? işte ekmeğimi ufalayıp kahvemi karıştırırken ve arada sırada sokaktaki insanlara bakarken bunları düşündüm. aynadaki görüntü son derece önemlidir çünkü canlılığı arttırır, sinir sistemini uyarır. bu elinden alınırsa erkek ölebilir, tıpkı kokainden mahrum kalan bir uyuşturucu bağımlısı gibi.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.