Yazar bu eserinde 'gece' metaforundan hareketle kendi iç dünyasını, yalnızlığını, sıkılmışlığını ve tekdüzeliği imgesel bir anlatımla harmanlayarak zaman zaman ekspresyonist bir bakış açısıyla zaman zamansa nihilizm kokan izlenimleriyle okuru, gerçekle gerçeküstü bir dünya arasında sıkışmış soyut bir buhranı keşfetmeye davet
Satır aralarına sığınabileceğiniz, çocukluğunuzdan bir iz bulabileceğiniz, tebessüm ederken ağlayabileceğiniz, mükemmel bir eser. Çok yoksul bir ailenin oğlu olan Zeze; hassas, zeki ve duygusal bir çocuk. Etrafına özel bir sevgiyle ve oldukça duyarlı yaklaşıyor. Fakat bir yandan da yaramazlık yapma isteği başına çorap örüyor. Bu yüzden sürekli dayak yiyor ailesinden. Sahip olduğu Portakal ağacı ile kurduğu iletişim, Portekizli ile arasındaki bağ ve birçok şey Zeze’nin dünyasını farklı kılıyor. Çünkü kendisi de farklı ve özel bir kalbe sahip bir çocuk.
Hayatın hem masum renklerini hem de acımasız renklerini görüyorsunuz bu kitapta. Yüreğinize dokunmasını iyi biliyor. Bu kitabın adını duyduğunuzda üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin farklı bir tebessüm ettireceğinden eminim. Ölmeden önce okunacak kitaplar listesi vardır ya hani, ‘Şeker Portakalı’ da o kitaplardan. Keyifli okumalar...
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,7bin okunma
D. H. Lawrence, İngiliz yazar, romancı, kısa öykü yazarı, şair ve deneme yazarı. Modernist çalışmaları , cinselliği, canlılığı ve içgüdüyü savunurken modernite , sosyal yabancılaşma ve sanayileşme üzerine düşünür. Cinsellikle ve müstehcenlikle ilgili anlatım şeklinden dolayı birçok eseri sansürlenmiştir. Hatta öldüğü sırada, zevksiz, avangart ve
Spoiler içerir.*
Bugün, normalden biraz daha uzun konuşacağım. Okuyor olduğunuz sayfaya bir ayraç yerleştirin, geliverin hemen. Çünkü, edebiyat camiasını ikiye bölmüş bir kitap hakkında düşüncelerimi belli edeceğim.
Bir ergen düşünün şimdi. Ya da kendi ergenliğinizi. Karakterimiz, cinsellik kelimesinin ne olduğunu iyi bilen ve dilinden bir türlü
Vahşet nedir? Sınırları var mıdır?
Keyifle okuyacağınız bir inceleme yazmayı çok isterdim, size güzel şeyler anlatmayı, tarifsiz duygulardan bahsetmeyi.
Üzgünüm, çünkü 15 yaşındaki bir kız, sokaklarda oyunlar oynaması gereken bir kız, saçlarını annesine ördürüp okula gitmesi gereken bir kız, güzel güzel elbiseler giyip seke seke gezmesi gereken
Öyle kitaplar vardır ki, ya bir çırpıda bitirirsiniz ya da yokuşlu bir yola çıkış gibidir.Ama A Clockwork Orange
bu tezi çürütüyor.Çünkü kitabı okurken hem midenize kramplar giriyor.Hem de sonunu deli gibi merak ediyorsunuz.Çok rahatsız edici ve bir o kadar da etkileyici.Tamamen bir duygu karmaşası.Ama tam bir edebiyat harikası.Hadi güvenin şu Rennie'lerle ayakta kalan midenize ve okuyun şu kitabı.Az buçuk rahatsız olacaksınız ama sonunda gerçek bir kitap okumuş olacaksınız.
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,7bin okunma