Selamlar, bugün herkesin çoktan okumuş olduğu fakat benim daha yeni okumaya fırsat bulduğum bir kitabın yorumuyla geldim.
Her şey Momo adlı kıvırcık saçlı, kocaman gözlü kızın herkesin mutluluk içinde yaşadığı bir şehre gelmesiyle başlar. Onun gelişiyle her şey eskisinden daha iyi olur. Çünkü Momo, her şeyi, herkesi dinlemektedir ve bu yüzden insanlar dertlerini anlatacak birisini bulurlar. Bu da onlara mutluluk olarak geri döner.
Ancak bir gün bu güzelim şehri ve dünyanın her yanını duman adamlar denilen topluluk işgâl eder. Bu adamlar Zaman Tasarruf Şirketi adı altında insanların zamanlarını çalmaktadırlar. Momo ve arkadaşları da bu adamların oyununu bozmak için her şeyi yapar.
Öncelikle kitaba bir çocuk kitabıymış gibi yaklaştım ve ilk başlarda umursamadan okuyordum. Ama kitabın belirli bir sayfasından sonra akıp gitmesinden ötürü daha ben ne olduğunu anlamadan bitmişti. Ben ve kitabın arka kısmındaki Die Welt, kitabın hiç de çocuksu olmadığından eminiz. [Die bul beni koçum ;)]
Tabii size de çocuksu görünen ama hiç de çocuksu olmayan bir kitap önermek istersem ilk olarak Momo'yu öneririm. Çağımızın en büyük hastalığını, "zamanı yaşamadan ölmeyi" becerikli bir dille anlatıyor. Michael Ende'nin kendisini ve dolayısıyla biz insanları yazdığından eminim. Çünkü bizler nasıl varlıklarsak zaman varken bile zamanı tüketebiliyoruz, bu nasıl mümkün oluyor bende bilmiyorum açıkçası. Yazarın yazım tekniği o kadar çok hoşuma gitti ki biraz abartmak istiyorum.
Biraz da Momo'yu abartalım. ;)
"Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe, zaman azalıyordu."