Yıllar sonra yeniden William Sydney Porter okuyacağım diye seviniyordum lakin 3 yılda sadece 1 kitabını arşivleyebilmişim. Çok çok eski bir basım ve güncel basımlar arasında hani isimle yeniden yayımlandı bulamadım. İçeriğini paylaşmak istiyorum ki diğer eserlerini okuyan biri varsa kıyaslama yaparak güncel baskısını bulabiliriz:
Yeşil Kapı, Tavanarası Odası, Bahar Müjdecisi, Mobilyalı Oda, Yirmi Sene Sonra, Soapy’nin Cenneti, Kader Yolları, Cadının Somunları, Hırsızlığa Veda, Kızıl Reisi Nasıl Kaçırdık, Rakkas, Black Bill’in Gizlenişi, Bin Dolar.
Aslında elimdeki tek kitabını okumak için tek bir sebebim vardı. Aradığım bir söz vardı aralarında ve bulamadım gene bulamadım. O meşhur sözü aslında çoğumuz duymuşuzdur: “Adam saatini satıp kadının güzel saçları için gümüş bir tarak aldığı sırada, kadın adamın saatine zincir alabilmek için saçlarını satıyordu...”
Porter gerçek anlamda kadınlardan korkan birisidir. Onu çok iyi araştırdım ben. Hatta kadınlar hakkında da sözleri kendine yetmemiş olacak ki bir de kitap yazmış. Çünkü çok kandırılmış, çok yıpratılmış, aynı insan tarafından defalarca kullanılmış ama hiç kıyamamış. Anlıyorum ben onu, hem de çok iyi anlıyorum. Gene de sevgi dolu biri olmaktan asla vazgeçmemiş. Kısacık ömrüne sımsıcak öyküler sığdırmayı başarmış biri Henry. Ellerine sağlık.
Hepimize iyi okumalar dilerim..